CENGİZ ALDEMİR/ ANKARA- Günlerdir ülke gündeminin ilk sırasında yer alan vahşetin ardından binlerce tepki mesajı paylaşıldı. Pınar Gültekin’in katil zanlısı ise eski sevgilisi Cemal Metin Avcı olduğu açıklandı. CHP, HDP ve İYİ Partili İzmir Milletvekilleri kadın cinayetlerinin politik olduğunun altını çizerek, İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açan AKP iktidarını bu cinayetlerden sorumlu tuttu. Milletvekilleri meclis genel kurulunda ve sosyal medya üzerinden yaptıkları açıklama ve paylaşımlarında Pınar Gültekin cinayetiyle ilgili duygularını şöyle dile getirdiler:
Selin Sayek Böke
Doğrusu çok üzgünüm ve çok da öfkeliyim. Yine bir kadın cinayetine uyandık. Üzüntüm Pınar Gültekin'i kaybetmiş olmamız ve onu koruyamamış olmamızdan kaynaklanıyor; öfkemse siyasetin bu cinayetleri bir türlü durdurmamayı seçiyor olması. Her şeyden önce Pınar Gültekin'e rahmet diliyorum, yakınlarına ve tüm kadınlara da baş sağlığı diliyorum.Kadın cinayetleri politiktir. Bunun altını kuvvetle çizmemiz gerekiyor. İstanbul Sözleşmesi'ni tartışmaya açmak, bu cinayetlere yol açan erkek egemen düzeni siyasi bir tercihle devam ettirme anlayışıdır. Dolayısıyla derhâl İstanbul Sözleşmesi'ni tartışmaya açan durumu ortadan kaldırmamız gerekiyor. İstanbul Sözleşmesi yaşatır, hayatın ta kendisidir, sıkı sıkıya tutunmamız gerekir.
Serpil Kemalbay
Sevgili Pelin Gültekin'i ben de burada anmak istiyorum. Bir kadın cinayeti daha yaşandı. Bu kadın cinayetlerinin sorumlusu iktidar partisidir.
Sevda Erdan Kılıç
Söylemleri ve uygulamadığı yasalarla her fırsatta cinsiyet ayrımcılığı yaparak kadın cinayetlerine davetiye çıkaran AKP iktidarı, en iyi ve tek yapabildiği işi yaparak yine masum insanları gözaltına aldı. Kadın Cinayetleri Politiktir 5 gündür kayıp olan Pınar Gültekin’in cansız bedenine ulaşılmış. Reddettiği erkek tarafından katledilen bir başka can. Hayatların, gülüşlerin solduğu bu topraklarda İstanbul Sözleşmesinin tartışılması bile utanç vericidir.
Kani Beko
5 gündür haber alınamayan #Pınar Gültekin’in cansız bedenine bugün ulaşıldı. Gencecik bir kadın daha katledildi! Pınar’a Allah’tan rahmet, ailesine ve dostlarına sabırlar diliyorum. Ve soruyoruz: Daha kaç kadının ölmesi gerekiyor caydırıcı önlemler alınması için!
Bedri Serter
Kadınların yaşam garantisi olan İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmenin tartışıldığı bir ortamda kadınlar öldürülmeye devam ediyor! 27 yaşındaki Pınar Gültekin erkek şiddetine kurban gitti! Kadınların yaşam hakkını korumak için hep birlikte mücadele etmeliyiz! Pınar Gültekin.
Mahir Polat
5 gündür Pınar Gültekin'den gelecek umutlu haberi beklerken, güzel gülüşün solduğunu üzülerek öğrendim. Ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin önüne geçecek yasal düzenlemelerin yapılmaması bu cinayetlere ortak olmaktır...
Murat Çepni
Bir kadın daha vahşice katledildi. Çürüyen sistemin çürüyen erkekliği. İktidar ise kadını koruyan #İstanbul Sözleşmesi ‘ni iptal etmekle, yeni cinayetlere zemin hazırlamakla meşgul. Peki katil kim!
Murat Bakan
Hayatlarına dair karar vermeye çalışan kadınlar öldürülüp, katlediliyorken; iktidar, kadınların özgürlüğünü ve yaşamını güvence altına alan İstanbul Sözleşmesi'nden geri çekilmeyi tartışıyor! Pınar Gultekin'den geriye ise; gülüşleri, hayalleri ve umutları kalıyor...
Müsavat Dervişoğlu,
Türkiye'de neredeyse her gün eski eşi tarafından ya da eski erkek arkadaşı tarafından gerçekleştirilen kadın cinayetleriyle karşı karşıya kaldığı malumunuzdur. Yüreğimiz bu kez beş gündür kayıp olan üniversite öğrencisi Pınar Gültekin evladımız için yandı. Pınar'dan da ne yazık ki acı haber geldi. Kendisine Allah'tan rahmet, acılı ailesine başsağlığı diliyorum. Kadınların yaşam hakkını koruyan İstanbul Sözleşmesi'nin tartışıldığı bir dönemde bir kadın cinayeti daha yaşanmıştır. Kendi hayatlarına karar verilen kadınlarımızın hâlâ şiddete maruz kalıyor ve vahşice öldürüyor olması içimizi kanatmaktadır.
İstanbul Sözleşmesi kadınlarımıza yönelik şiddetin önlenmesinin ve faillerinin cezalandırılmasını güvence altına almıştır. İktidar bizzat imzaladığı bu sözleşmenin hükümlerini derhâl uygulamaya geçirmeli, kadınlarımızın mağduriyetine son verecek kararları acil bir biçimde ve oyalanmadan almalıdır.
