Olay, geçen cuma günü saat 16.00 sıralarında, Mevlana Mahallesi 29 No'lu Yunus Emre Aile Sağlığı Merkezi'nde meydana geldi. İddiaya göre, Doktor Nuri Ersoy Yoğurtçuoğlu'na gelen B.K. isimli kadın, hasta olduğunu söylediği eşi için ilaç yazdırmak istedi. Ancak Yoğurtçuoğlu, hastayı görmeden ilaç yazmasının hukuken mümkün olmadığını söyledi. Bunun üzerine kadın hakaretler yağdırarak, odadan çıktı. Bir süre sonra sağlık merkezine gelen B.K.'nın kocası, doktora saldırarak vurmaya başladı. Araya girenlerin ayırmasıyla sağlık merkezinden ayrılan M.K. daha sonra beraberinde 9-10 kişilik grupla gelerek doktor Nuri Ersoy Yoğurtçuoğlu'na yeniden saldırdı. Yoğurtçuoğlu'nun burnu kırılırken bu sırada, doktor eşi Elif Çağlayan Türk'ün yanında bulunan sosyal bilgiler öğretmeni Ali Türk, kavgayı ayırmak istedi. Ancak öfkeli grup Türk'e de saldırdı. Başına darbe alan Türk'ün kafatasında zedelenme meydana geldi. Bu esnada çevredeki esnaf sağlık ocağına gelerek saldırgan grubu dağıttı.

SALDIRANLAR SERBEST KALDI

Olayın ardından, doktor Yoğurtçuoğlu ve öğretmen Ali Türk'ün şikayeti üzerine soruşturma başlatan polis, M.K. dahil 4 kişiyi gözaltına aldı. Emniyete götürülen 4 şüpheli, buradaki işlemlerinin tamamlanmasının ardından sevk edildikleri adliyede, savcılık tarafından serbest bırakıldı.

TEPKİ GÖSTERİLDİ

Bugün öğle saatlerinde de Yunus Emre Aile Sağlığı Merkezi önünde bir araya gelen, aralarında Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, İzmir Tabip Odası, İzmir Aile Hekimleri Derneği üyesi de olan yaklaşık 200 hekim, saldırıyı protesto etti. 'Sağlıkta şiddet son bulsun' ve 'Yaşamak, yaşatmak istiyoruz' sloganları atan hekimler, ellerinde 'Sağlıkta şiddet yasası çıkarılsın' yazılı pankart ve dövizler tuttu. Eyleme, darp edilen Doktor Nuri Ersoy Yoğurtçuoğlu'nun yanı sıra, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman da katıldı.
Basın açıklaması yapan Adıyaman, sağlıkta şiddet olaylarının kitlesel saldırı şekline büründüğünü belirterek, "Başta Sağlık Bakanı Fahrettin Koca olmak üzere sağlığı idare edenler, şiddeti yaratan koşullara tepki koymakta ve caydırıcı yasal düzenlemeler yapmakta isteksiz kalmayı sürdürüyor. Bu sorunlara ilgisiz kalan Sağlık Bakanı istifa etmelidir. Hekimlerin hastanın doğrudan başvurusu olmadan veya hastayı görüp muayene etmeden reçete düzenlemeleri hem mevzuata hem de hekimlik etiğine aykırıdır. Bu uygunsuz talepler nedeniyle hekimlerin sık sık güç durumda kalması Sağlık Bakanlığı'nın yurttaşları konu hakkında yeterince aydınlatmadığını ortaya koymaktadır. Bakanlık sorunun farkında olmalı, hasta muayene edilmeden reçete düzenleme talebinin yanlış olduğu konusunda bir an önce toplumu bilgilendirmelidir" dedi.

'SAĞLIK BAKANLIĞI'NIN TTB'DEN UZAK DURMA LÜKSÜ YOKTUR'

Türk Tabipleri Birliği'nin defalarca şiddetin nedenlerini ortaya koyduğunu ve çözüm için Sağlık Bakanlığı'nı birlikte çalışmaya davet ettiğini belirten Prof. Dr. Sinan Adıyaman, "Demokratik olduğunu ileri süren hiçbir ülkede siyasal iktidar meslek kuruluşlarını görmezden gelerek hareket edemez. Sağlık Bakanlığı'nın, en can yakıcı sorunların başında gelen şiddet konusunda hekimlerden ve onların temsilcisi olan TTB'den uzak durma hakkı ve lüksü yoktur" diye konuştu.

OBUZ'DAN ÖNLEM VURGUSU

TTB'nin hazırladığı Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı'nın dikkate alınmadığını belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Funda Obuz ise "Hemen hemen her gün yaşanan bu şiddet olayları artık yok edici olmaya başlamıştır. Ancak açık olarak görünen bir başka gerçek, kamu otoritesinin sağlık personelinin güvenliğini sağlamak için alması gereken önlemleri almadığı, caydırıcı önlemleri yürürlüğe sokmayarak sağlıkta şiddeti körüklediğidir" dedi.

Hekimler, açıklamaların ardından dağıldı.

DHA

Editör: Haber Merkezi