Gizem TABAN/İZGAZETE- İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan genelge doğrultusunda koronavirüs salgını gerekçe gösterilerek baroların genel kurullarının 1 Aralık’a kadar ertelenmesi kararına tepkiler sürüyor. İzmir Barosu 17-18 Ekim tarihlerinde gerçekleştirmeyi planladığı genel kurul öncesi bakanlığın kararını protesto etti. 


İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Güney Kapısı önünde oturma eylemi yapan İzmir Barosu avukatları hep bir ağızdan ‘Savunma Susturulamaz’ diye haykırdı. Topluluk adına açıklamayı yapan İzmir Barosu Başkanı Avukat Özkan Yücel, bakanlığın kararını Türkiye demokrasi tarihine vurulmuş kara bir leke olarak niteledi. Kararın salgınla veya sağlıkla ilgisi olmadığını belirten Avukat Yücel iktidara sert çıktı.

“SEÇME VE SEÇİLME HAKKINA VURULMUŞ EN BÜYÜK DARBE”
İçişleri Bakanlığı’nın aldığın kararın hukuka aykırı olduğunu belirten İzmir Barosu Başkanı Avukat Özkan Yücel, iktidara ser çıktı. Yücel, “Bir darbeyle daha karşı karşıyayız. Bugüne kadar bunu baroların bir sorunu olarak görenler, barolar genel kurullarını yapamıyor gibi anlayanlar. Bu bir prova… Bir kanun hükmünün genelgelerle yok sayılması. Kanunda açıkça yazılmış seçim tarihlerine uyulmaksızın ötelenmesi ve başka bir işlem gerçekleştirilmesi Türkiye’nin demokrasi tarihine vurulmuş kara bir lekedir! Bugün bu karar karşı çıkmayanlar, bu kararı kabullenenler yarın sudan bahanelerle Türkiye’de genel seçimlerin, yerel seçimlerin ertelenmesini kabul etmiş durumdadırlar. Çünkü onlar da birer kanunla düzenlemiştir ve kanunlar bir bakanlık genelgesiyle bir hıfzısıhha kurulu kararıyla yok sayılabiliyorsa onları da yok saymamak için hiçbir nedenleri yoktur. Oy kullanacak insanların önünden sandığı kaçırmak, seçme ve seçilme hakkına vurulmuş en büyük darbedir! Kimse aklımızla dalga geçmesin! Bugün yaşanan şeylerin pandemiyle bir ilgisinin olmadığını görüyoruz. Ayasofya’yı ibadete açanlar, Giresun’da mitingler düzenleyenler, çeşitli il ve ilçelerde pandemi koşullarına hiç bakmaksızın genel kurullarını gerçekleştirenler, aldığımız onlarca yok sayarak, bugün hiçbir kamu kurumunda alınmamış tedbirleri aldığımızı bildirmemize rağmen genel kurulumuzu yapamayacağımızı söylüyorlar. Yapmak konusunda kararlıyız! Biz o genel kurul salonuna gideceğiz” diye konuştu.

“SUSMAYACAĞIZ, BİAT ETMEYECEĞİZ, VAZGEÇMEYECEĞİZ”
‘Susmayacağız, biat etmeyeceğiz, vazgeçmeyeceğiz’ diyen Yücel konuşmasını şöyle sürdürdü: “Geçtiğimiz haftadan bu yana bütün yetkililere şunu hatırlatıyoruz; Suç işliyorsunuz! İnsanların seçilme hakkının, kanun hükümlerinin önüne geçmeye çalışıyorsunuz. Bunun kabulü mümkün değildir. İzmir Barosu bugüne kadar hiçbir hukuksuzluğa teslim olmadı, bugünden sonra da teslim olmamak konusundaki kararlılığını sürdürüyor. Elbette ki dava açtık, elbette ki başvurula yaptık. İl Hıfzısıhha Kurulu’na bir yazı verdik, dedik ki; şu tedbirleri aldık, bu tedbirler hiçbir kamu kurumunda yok. Seçim alanına ilçelerden gelecek insanların hangi saatte geleceğine kadar düzenlemeyi gerçekleştirdik. Kaldırın kararınızı hukuka aykırı davranıyorsunuz, suç işliyorsunuz, talimatla hakaret ediyorsunuz dedik. Yanıtlarını bekliyoruz. Görev yapması gerekenleri fuar 3 nolu alanda bekliyoruz. Biz kanundan kaynaklanan görevimizi kullanmak istiyoruz. Biz İzmir Barosu’nu bundan sonraki 2 yıl yönetecek yönetim kurulunu ve başkanını seçmek istiyoruz. Buna yapılmış her müdahale nereden gelmiş olursa olsun darbedir! Ve biz darbelere hiçbir zaman boyun eğmedik.”

“AMAÇLARI FEYZİOĞLU’NUN İKTİDARINI SÜRDÜRMEK”
Genel kurul için hiçbir kamu kurumunda alınmadığı kadar tedbir aldıklarını belirten İzmir Barosu Başkanı Yücel, kararın Türkiye demokrasisinin rafa kaldırılmasını provası olduğunu öne sürdü. Yücel şunları söyledi: Bize şu tedbirleri alın, bu tedbirleri de alın deseler, söylediğimiz tedbirleri almak koşuluyla genel kurulunuzu gerçekleştirin deseler anlardık. Biz ateş ölçeceğiz, dezenfektan ve maske dağıtacağız, imza atılacak kalemler bile birden fazla kişinin kullanmaması için bireysel kitler vereceğiz. İlçelerden gelecek arkadaşlarımız için servis ayarlayacağız, birbirleriyle temas etmeyecek şekilde olacak. Seçim sandıklarını açık alana kurmayı önerdik. Bugün ülkede hangi tedbirler alınıyorsa her birini uyguladık. Daha ne istiyorsunuz? Açıkça anlaşılıyor ki bu salgınla ilgili değil, halk sağlığıyla ilgili değil. Bu bir talimatla baroların genel kurullarının ertelenmesinden ibaret! Neden yapıyorlar bunu? Kanuna, hukuka aykırılığı o kadar alışkanlık haline getirdiler ki şunu yapmaya çalışıyorlar; ‘2 ay sonraya acaba çoklu baroyu kurmuş olabilir miyiz, kursak ve onlara genel kurul yaptırsak her baroya 4 delege, Metin Feyzioğlu’nun hesabına yazar mıyız, şu anki ortamda seçim yapılsa mevcut barolar yönetimde olsa Metin Feyzioğlu’nun bir dakika durma şansı olmayacak, acaba bu yapıyı değiştirebilir miyiz, acaba Anadolu Barolarında Metin Feyzioğlu’nun iktidarını sürdürecek bir yapı yaratabilir miyiz. Temel amaçlar bunlar.”

 

“DEMOKRASİNİN RAFA KALDIRILMASININ PROVASIDIR”
Yücel son olarak, “Bunun arkasında duran gizli amacı kimse unutmasın; yarın öbür gün genel seçim günü geldiğinde bir genelge yayınlayıp onu da ertelerler. Bizim mücadelemiz kanunsuzlukla! Pazar günü ilçe seçim kurulunun oraya gelip sandık kurması lazım. Bütün sorumluları ‘eğer gelmezseniz suç işlemiş olursunuz’ diye uyardık. Genelgede de faaliyetler, etkinlikler diyor. Baro genel kurulu etkinlik değildir! Bu kadar basit. Baro genel kurulu kanun gereği bir zorunluluktur. Hani gerekçeyi gösterirlerse göstersinler temel amaç; baroların genel kurulunu yaptırmamak. Ama bu sadece barolarla ilgili değil. Barolar bu işin sadece testidir. Daha kötülerine hazır olun! Türkiye’de demokrasinin rafa kaldırılmasının provasıdır bu! Asla kabul edilemez!” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi