İZGAZETE - Gediz Üniversitesi'nin yerine kurulan Bakırçay Üniversitesi'nin Tarih Bölümü / Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilimdalı'nda Dr. Öğretim Üyesi kadrosu için verilen ilanda aranan özellikler kısmında "Anma törenleri, Türk otomobil tarihi, Türkiye’deki siyasi partiler ve liderleri ile basında darbeler konularında çalışmalar yapmış olmak" şeklindeki ibareler adrese teslim ilan iddialarını güçlendirdi.

Konuya ilişkin açıklamada bulunan CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Şener Akdemir; ''Bilimin ve bilginin patlama yaptığı bu çağda bilim insanı olmanın peşkeş çekilmemesi gerektiğine inanıyorum' ifadelerini kullandı.

Akdemir;  ''Bu iktidar döneminde adrese teslim ihalelere, adrese teslim atamalara, adrese teslim ilanlara alıştık. 2020 Türkiye’sinde bilgi üretmenin en büyük kamu hizmeti olması konusunda diğer kamu kurumlarına yol gösterici olması gereken üniversiteler iktidar kadrolarının arka bahçesi konumunda. 15 Temmuz 2016'daki FETÖ'cü Darbe Girişimi'nin ardından 667 sayılı KHK ile kapatılan Gediz Üniversitesi'nin yerine kurulan Bakırçay Üniversitesi'nin 27 Haziran 2020 tarihinde yayınlanan öğretim üyesi ilanının "açıklamalar" kısmında yer alan ibareler kadrolaşmanın üniversitelere net bir yansımasıdır.

ADRESE TESLİM İLANIN ADI KONMAMIŞ HALİDİR!

Tarih Bölümü / Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilimdalı'nda Dr. Öğretim Üyesi kadrosu için verilen ilanda aranan özellikler kısmında "Anma törenleri, Türk otomobil tarihi, Türkiye’deki siyasi partiler ve liderleri ile basında darbeler konularında çalışmalar yapmış olmak" şeklindeki ibareler adrese teslim ilanın adı konmamış halidir. Google'da yaptığım kısa bir araştırma neticesinde ilanda aranan şartların S.A. isimli kişiyi işaret ettiğini gördüm.

Daha yeni kurulmuş bir tarih bölümünde, temel ve genel çalışmaları yapmış akademisyenleri kadrolarına almak için ilan vermesi gereken yönetim, sanki T.C Otomobil Tarihi, Tören Tarihi dersleri açacakmış gibi akademisyen arıyor. Elbette ki tarihimizde bu konularda yapılan tüm çalışmaları bilmemiz faydalıdır. Ancak bu alanlar daha çok yüksek lisans ve doktora programlarına tez konusu olabilir. Kısacası bu konulara ait derslerin fakültede açılması üniversite kurumunun işlevsel pratiğine aykırıdır.
İlanın, rekabeti ve liyakati engelleyici bir nitelik taşıdığını, bunun fırsat eşitliği ilkesine gölge düşürdüğünü, Profesörlerden kurulu olan YÖK'ün bu tür ilanları hassasiyetle incelemesi gerektiğini düşünüyorum. Bilimin ve bilginin patlama yaptığı bu çağda bilim insanı olmanın peşkeş çekilmemesi gerektiğine inanıyorum.

Editör: Haber Merkezi