Aliağa-Torbalı arasında yolcu taşıyan, İzmir'in kent içi taşımacılığında önemli yeri bulunan banliyö sistemi İZBAN'da toplu sözleşme görüşmelerindeki uzlaşmazlık sonucu başlayan grev, ikinci gününde devam etti.

Grevin ilk günü işe veya okuluna geç kalan İzmirliler bu kez evden erken çıkmak, kullanacakları otobüs, metro ve vapur hatlarını öğrenme gibi, kendilerine göre önlemler aldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ek otobüs ve vapur seferleri, olası bir krizi önledi. Buna karşın trafik sıkışıklığı başta olmak üzere, İZBAN banliyö hattının kullanılmaması toplu ulaşımda yolcuları ve kentte yaşayanları olumsuz etkiledi.

Alsancak Garı İZBAN İstasyonu önünde "Bu işyerinde grev var" pankartının altında açıklama yapan Demiryol-İş Sendikası Şube Başkanı Hüseyin Ervüz, grev süreci, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun "Yüzde 12'lik teklifi 7 Ekim'de 3 puan arttırdık. Yüzde 15'e çıkarttık. Sendika kabul etmedi" açıklamasına yanıt verdi.

Hedeflerinin greve çıkmak değil, İZBAN çalışanlarının hak ettiği ücreti almaları olduğunu belirten Ervüz, "Ancak bu süreç malasef belediye ve TCDD ortaklığındaka İZBAN yönetimi tarafından çok farklı yönetildi. Büyük direnç noktalarıyla belli yere getirildi. Taşıdıkları nokta grev oldu. Kendelerine 'Bu grev ilanını biz almadık, siz aldırdınız' dedik. Dün greve, İzmir halkının çok büyük konfor kaynağı olan ulaşımdaki zenginliğini zayıflatarak başladık. Bu bizim talebimiz ve isteğimiz değildi" diye konuştu.

"USLU ÇOCUK ZAMMI"

Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun yaptığı "Yüzde 15 teklif ettik" açıklamasını değerlendiren Ervuz, geçen perşembe günü yapılan toplantıda İZBAN yönetiminin teknikerlere brüt 2 bin 250 TL, gişeciye brüt 1825 TL teklif ettiklerini söyledi. Ervüz, "Yüzde 15'lik teklife nasıl çıktıklarını kendilerine sorduk? Performansa iyi olanlara 80 TL brüt ücret ödeyeceklerini söylediler. Bu nasıl olacak? Suç işlemezse, doktora gitmezse, geç kalmazsa, yani uslu çocuk zammı olarak açıklayabileceğimiz bir zam bu. Bunda bizim bir garantimiz olmayacağını söyledik. Biz onu ücretin içine katarak teklif etmiştik. Ayrıca, 80 gün üzerinden konuşutuğumuz ikramiyenin ise 75 gün üzerinden olacağını söylediler. 80 günü 75'e çektiler. Biz de ikramiyenin birinci yıl 80, ikinci yıl 90 gün üzerinden hesaplanmasının olmazsa olmazımız olduğunu bildirdik. İkinci yıldaki 90 gün hesabı içine girmeden bizim teklifimiz yüzde 16.40 artıştı" diye konuştu.

İZBAN YAZILI TEKLİF VERMEDİ

Ervüz, İZBAN yönetiminin tekliflerini yazılı vermediğini söyledi. Tekliflerin inkar edilebileceği düşüncesiyle sendika olarak başlangıç tekliflerine geri döndüklerini söyledi. Başlangıçta yüzde 22 artış talep ettiklerini belirten Ervüz, "90 gün ikramiye, brüt olarak teknikerlere 2 bin 400 TL'den başlayan ve aşağı inen, en düşük 1616 TL ücretin 1980 TL'ye getiren teklifimize döndük. Bu ücretlerin içine ikramiye, asgari geçim indirimi, bayram harçlığı da dahildir. En tavan ücret olarak bugün 2 bin TL alana 2 bin 356 TL talep ettik. Biz bu noktadıyız. İZBAN yönetimi yüzde 15'i kabul ettiklerini söylüyor. Ancak onların verdiği yüzde 12'nin üzerine uslu çocuk primi eklenmesidir" dedi. Ervüz, İZBAN'ın grev nedeniyle aylık cirosunun dörtte birini kaybettiğini, bunun 'inat etmek' olduğunu söyledi.

"BU İŞİN KÖTÜ TARAFI DEĞİLİZ"

Grev kararını zor verdiklerini belirten Ervüz, "Yarın sektörde iş yapmaya başladığmızda İzmir halkının yüzüne bakacağız. Onların hizmetinde olacağız. İzmir halkına eziyet çektirme gibi niyetimiz yok. Eziyet çektirmek isteyen, arkadaşlarımızı asgari ücret ve biraz üzerinde, yoksulluk sınırının da altında bir ücretle çalıştıranlardır. İzmir halkına bu işin müsebbibi olmadığımız belirtmek istiyoruz. İzmirliler şundan emin olsun; biz bu işin kötü tarafı değiliz. İnşallah en kısa sürede işveren bizim taleplerimizi görür ve haklılığımızı anlar. Aksi takdirde biz istemeden de olsa çıktığımız bu grev yolunda haklarımızı alıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz" diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi