Toplumsal Cinsiyet eşitliğine dikkat çeken Çiğli Kent Konseyi Gençlik Meclisi Başkanı Cemil Efe Bozkurt, "Değiştirmek için fark etmek, fark etmek için sorgulamak gerekiyor. Bugün Avrupa’nın en yaşlı Meclisine sahibiz, yüzde 206.8’lik vergi oranıyla dünyada en çok vergiyi veriyoruz, istatistikler gençlerin yüzde 80’inin tam anlamıyla özgür olmadığını belirtiyor. Bu durum siyaseten gelinen noktayı ve de muhalefetin yetersizliğini de göz önüne çıkartıyor. Türkiye’de şu anda gençlerin ve kadınların sorunları bitmiyor. Siyasi anlamda büyük bir temsiliyet sorunu var. Fermuar sistemi ile bu sorunu tamamen çözebiliriz, aynı zamanda bu sistem ile toplumsal cinsiyet eşitliğini güvence altına almaya çalışıyoruz. Kadınlara bu hakları tanıyoruz; onlara veriyoruz şeklinde ifadeleri okuyoruz, haklar verilmez alınır, bu söylemi doğru bulmuyoruz" ifadelerini kullandı.

Gençlik Meclisi Başkanvekili Dilara Öner'se kadın cinayetlerine dikkat çekti. Öner, "Anıt Sayaç, Türkiye'de 2008 yılından bu yana işlenmiş kadın cinayetlerinde ölen kadınlara ilişkin bilgi veren dijital arşiv. Türkiye’de kadına yönelik şiddetten ölen kadınların anısını yaşatmak üzere 2013 yılından bu yana Anitsayac.com adresi üzerinde yayımlanmaktadır" dedi. 


1 OCAK 2022’DEN 11 MAYIS 2022’YE KADAR TOPLAMDA 137 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ

Sözlerine, "İstanbul Sözleşmesinin imzalandığı yıl olan 2011 Yılında kadın cinayetlerinde düşüş gerçekleşmiştir. Ancak, daha sonrasında 2022 yılına kadarki olan verilere baktığımızda öldürülen kadınların sayısı yıl geçtikçe artamaya başlamıştır. Bunun Sebebi; ataerkil toplumun, hükümetin ve yasaların kadın cinayetleri karşısında takındığı sessiz tutumdur. Bir insanın öldürülmesi yasaların karşılığında müebbet cezaya tabii iken öldürülen kadınlar olduğunda, bir takım elbise, çok pişmanım, o benim namusumdu gibi birçok akıl almaz savunma ile indirimli ceza verilmekte hatta beraat kararı bile verilmektedir. Bu durum karşısında kadınlar olarak tedirgen iken tutunduğumuz tek dal olan istanbul sözleşmesi 20 mart 2021 tarihinde 3178 cumhurbaşkanı kararı ile sözleşmenin feshine karar verildi. böylelikle biz kadınların, yaşadığımız ülkede de, yasalar karşısında da bir değerimizin olmadığını görmüş olduk." diye devam eden Öner, "Tabiri caizse hükümetin bize 'biz sizi zaten yok sayıyorduk, şimdi hiç görmüyoruz' yorumuna denk gelmektedir.” şeklinde konuştu.

FERMUAR SİSTEMİ?

5 Aralık 1934’ten itibaren kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. Bununla birlikte kadınların hakları güvence altına alındı ve kadınların da bir alanda daha eşit haklara sahip olduğunu görmüş olduk. Fermuar Sistemi; Eşitlikçi, özgür, demokratik bir geleceği oluşturma yolunda, kadın ve erkeklerin temsil ettikleri her alanda eşit şekilde olmalarını sağlayan bir sistemdir. Biz Çiğli Gençlik Meclisi olarak da fermuar sistemini hayata geçirdik.


EĞİTİM-GELECEK KAYGISI VE İŞSİZLİK

Yıllarca ezbere dayalı ve her yeni göreve gelen milli eğitim bakanının kendince hazırladığı eğitim modelleri karşısında öğrenciler bir kukla gibi yaşamaya mahkum olmuş durumdalar. İşin en acı tarafı ise verilen eğitim ülkemizin her yerinde aynı değil ve şartlar bakımından da batı da okuyan bir öğrenci ile doğu da okuyan öğrenci arasında dağlar kadar farkın olması. Pandemi dönemi ile birlikte bu farkı fazlasıyla görmüş bulunmaktayız. ayrıca eğitim sisteminin ne kadar plansız ve yanlış olduğu da bir kez daha gözler önüne gelmektedir. Bu sistem karşısında gençler ne bulundukları yaşın güzelliklerini ne de dersler dışında bir aktiviteye vakit ayırabilme şansına sahip olmuştur. Bizler her ne kadar bu eğitim sisteminin içinde sadece ders çalışarak kurtulacağımızı düşünsek de günümüz şartlarında var olan ekonomik-kültürel-siyasi sorunlar bizlerin geleceğe dair bir plan yapma konusunda, okuyorum ama iş sahibi olacak mıyım? sorularına tedirgin bir şekilde yaklaşmamıza sebep olmaktadır.

Av. Figen Özler Merder, konuşmasında cinsiyet eşitliğine dikkat çekti. Merder, “Cinsiyet denilince, 2 cinsiyet denmesi bir yanlıştır, bu atanmış cinsiyetlerin yüklediği yükleri kabul etmek oluyor. Toplumsal cinsiyette hukukun rolüne baktığımızda durumu bazı örneklerle açıklamak gerekirse şunları söyleyebiliriz; İzmir Mahkemesinde tecavüze uğrayan kadın için kırmızı ruj bahanesi gelmişti. Fakat İzmir’deki hakim tahrik sebebi saydı ve indirim uyguladı. İşte bu tür kararları engellemek için İstanbul Sözleşmesi uygulanmalı ve tekrar yürürlüğe sokulmalıdır” dedi.

Editör: Haber Merkezi