Barış Özdil’in sunduğu Şeffaf Dosya programının konuğu olan Gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş deprem sonrası yaşanan sürece dair değerlendirmelerde bulundu.

Depremde büyük yıkım denilen noktalara iyi bakmak gerektiğini söyleyen Kocabaş, “10 bina sıra sıra ama tek bina yıkılmış. Bu depremden alınacak ders depremle yaşamayı öğrenmek mi olmalı yoksa insanlık erdemleri içindeki ahlakı yeniden keşfetmemiz mi gerekiyor? Bakıyoruz ki ahlaksız müteahhitlerin ahlaksızlıklarına ortak olan vatandaşlar da var. Biz işin magazinine daldık. Küçük Ayda vardı. Oyuncaklar götürdük ama kimse babasının serzenişini duymadı. İktidara yakın medya yer vermedi bu serzenişe. 3 haftada gündemden düşmeye de başladı. Depremden etkilenen yurttaşlarımız sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne güveniyor. Burada analiz yapacaksak bunu siyaseten yapmayacağız, insani olarak yapacağız. Önümüze bakacağız. Devletin inanılmaz büyüklükteki gamsızlığı var” diye konuştu.

‘TEDBİRLER YANLIŞ’

Deprem dışında Korona salgını da olduğunu söyleyen Kocabaş, “Vali açıklama yapıyor. Vali bize konuşacağına İzmir İl Sağlık Müdürü’nü çağırsın da ne işe yarıyorsunuz diye sorsun. Bugün hastalık şüphesiyle kendinden şüphe eden vatandaşın başvuracağı bir yer yok. Hastaneler patlamak üzere. Yoğun bakımlarda ameliyatlar yapılamadı. Deprem de oldu. Vali açıklama yaptı vakalar 3 kat arttı dite. Bunun çözümü 10.00 ile 20.00 arası sokağa çıkma yasağı mı? AVM’ler niye açık? Toplu ulaşımla ilgili neden karar alınmıyor? Ben endişeliyim olmayan bir kişi var mı? Ama tedbirler yanlış” dedi.

‘NEDEN 1999’DAN BERİ İMAR SEFERBERLİĞİ YAPILMADI?’

Bayraklı’da yaşayan esnafın da zor durumda olduğunu dile getiren Kocabaş, “1999’da büyük deprem yaşandı. 2000’de inşaat yönetmeliği değiştirilmiş. Neden hala 93, 94, 95 model evler duruyor? İzmir’de neden 1999’dan beri imar seferberliği yapılmadı? Bunları soramıyoruz. Binlerce insan balkonlarına çıkamıyor. Ölü komşularının yüzünü görüyorlar ama orada yaşamak zorundayız. 2 hafta eve giremedik. Geçen hafta girdik, her yer darmadağın. Evimizi temizledik. Birileri dolaşıyor bir şeyler anlatıyor, dedikodular artıyor. Aslında Bayraklı’da başka bir facia yaşanıyor. Evvelsi akşam davet üzerine bir grup depremzede esnafla bir aradaydık. Dükkânı yıkılan esnaftan ruhsat yenilemek için 10 bin lira para isteniyor. Banka kredisini öteliyor. Bir ilçe belediyesi bir de esnaf birliği yüzüne bakmıyor. Siyasi açıdan CHP için dezavantaj. Belki Başkan Serdar Sandal’ın bundan haberi yok bilemem. İzmir Ticaret odası ve Esnaf Odası depremde karnından konuşan iki örgüttür. Depremde yıkılan mahallenin muhtarları en çok kimden yarar gördüler gidin kendiniz konuşun” dedi.

AFAD’ın belediye başkanlarının depremle ilgili konuşmaması yönündeki genelgesini de değerlendiren Kocabaş, “Bu deprem 6.9, 7 ya da 7.1 olsa esnafın derdi olmayacaktı. Bu afet öyle afet değil. Sus genelgesi için önce tepki gösterdim ama sonra iyi yaptılar dedim. Tunç Başkan sürekli konuşmadı ki. Depremde ne konuşulabilir? Bizim başkanlarımız konuşmadı. Onlar sessizce, reklamdan uzak depremzedelerle vakit geçirdiler. Onlara battaniye, su taşıdılar. Ev ayarladılar. Bugün her yerde Büyükşehir’in depoları var. Güvenle eşyalarını götürebiliyorsun. Çünkü depo sahipleri vicdansız. 38 milyondan fazla para birikmiş. Ne büyük bir dayanışma. Emlakçılar Odası Başkanı bıdı bıdı edeceğine gider Büyükşehir Belediye Başkanına önemli bir şey yaptınız, arkadaşlarımızı örgütlüyoruz depremzedeleri evlerine kavuşturmak için çalışacağız. Soyer depremden dolayı İzmir’in liderliğini aldı ve bu birilerinin hoşuna gitmiyor” diye konuştu.

Birçok bina 90’lı yıllardan beri çürük. Yıkın. Bu işten zaten para kazanılacak. Biraz da Allah’tan korkun. 5 kat yapıyoruz diyorlar. Nereye yapıyorsun? Sağlam 8-9 katlı binalar var ama yan tarafta 5 katlı binalar yıkılmış. Bu mahkemeden döner. Ya yüksek katlıları yıkacaksın ya da 5 kat yerine 8-9 kat vereceksin. Ama bu topraklar bu kafayla 8 katı çekmez. İnşaat dünyasından bilim çıktığı için, önemli sayılmadığı için canlar gitti” diye konuştu.

‘BELEDİYEMLE GURUR DUYDUM’

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarından da bahseden Kocabaş, “Masanın iki tarafını da biliyorum. 30 yıl boyunca masanın karşı tarafındaydım. 2014’ten beri de büyükşehir belediye başkanlarıyla çalışıyorum. Tunç Başkan görüp görebileceğimiz en demokrat kişidir. Deprem sürecinde belediyemle gurur duydum. Tunç Bey tüm belediye çalışanların, kim sizden yardım isterse gideceksiniz talimatı verdi. Aslında çok güzel planlamalar vardı. APİKAM’da Yine Gel Gazi’yiz temalı sergimiz var. Çocuklar için Atatürk ve Çocuk isimli öykü kitabımız var. Atatürk’ün İzmir’i diye bir albüm yaptık. Ama pandeminin de dayatmasıyla sanal âleme yönelik çalışmalar artmış durumda. Yeni bir çocuk kitabı geliyor. Ücretsiz dağıtacağız. Pandemi dönemi kitapla haşır neşir olabileceğimi bir fırsat. Deprem gündemimiz bitmedi daha. Programlar olabilir. Onlarla bir şey yapılabilir. Bu yasakların arkası da gelecek gibi. Bu ülkenin 1 ay fişini çekmek gerekiyor” şeklinde konuştu.

Editör: Haber Merkezi