BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, pandemi döneminde önemli gün ve bayramları online olarak kutlamak durumunda kaldıklarını belirterek, bu toplantıları ve online kutlamaları her zaman içerik anlamında zenginleştirmek istediklerini söyledi. Bu kapsamda ülkemizin en önemli tarihçilerinden biri olarak kabul edilen Prof. Dr. İlber Ortaylı’yı TÜRKONFED desteği ile ESİAD, EGİAD ve İZSİAD işbirliğiyle ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren BASİFED Başkanı Küçükkurt, “Cumhuriyet’in ilanının kazanımlarını ve ülkemizin çağdaş medeniyetler arasına katılma yolunda atmış olduğu adımları sevgili hocamız Ortaylı’dan dinlemek son derece doyurucu ve güzel oldu” dedi.

EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan, ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri ve TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan’ın da kısa bir konuşma yaptığı toplantıya Prof. Dr. İlber Ortaylı İzmir ve İzmirliyi anlatarak başladı.

“İzmirliler yaşamlarında incelikli bir tarza sahip”

Prof. Dr. İlber Ortaylı, ortak bir platformda kendisini ağırlayan STK’lara teşekkür ederek İzmir’in tarih boyunca öneminden bahsetti. Osmanlı döneminde İstanbul dışında Selanik, Beyrut ve İzmir’in en önemli üç şehir olduğunu hatırlatan Ortaylı, “İzmir bu sebeple her zaman önemli ve ağırlığı olan bir il olmuştur” dedi.

İzmir’in kültürel gelişimde önemli bir kent olduğunu söyleyen Ortaylı, “Etnik grupların bir arada yaşadığı bir kent olarak zaman zaman aralarında gerilim olsa da hiçbir zaman düşmanlık olmamıştır. Bu İzmir insanının ve bölgenin dünyaya açıklığıyla ilgilidir. Toprak bereketlidir ve insanlar o bereketten istifade etmeyi bilmişlerdir. Hayatı kültürlü olarak yaşamayı severler” dedi.

Siyasi ve askeri mücadeleden sonra verilecek olan ekonomik atılımın ilk adımı olan 1925 İzmir İktisat Kongresi’nin de İzmir’de yapılmasının da rastlantı olmadığına dikkat çeken Ortaylı, “Ekonomik yönden önemli bir kent olan İzmir öte yandan katı insanların kenti değildir, 1940’larda Demokrat Parti’ye oy verirken, 1970’lerde muhalif partiye yönelmiştir. Fikri sabit insanlar çoğunluk olabilir ancak duruma göre bakan ve değerlendirme yapanlar, yönetenlere etki eden en önemli grubu oluşturur. Vatandaş demek düşünen ve düşündüğünü efendice tavırlarla belli eden, yaşayışı ile ortaya konan insan demektir. İzmirli buna uygun düşüyor” diye konuştu.

İzmirlilerin yapısı ve yaklaşımını da değerlendiren Ortaylı, “Kurtuluş Savaşı’nın önemli aktörlerine saygıda kusur etmez İzmirliler. Kazım Karabekir, Ali Fuat, İnönü ve Mustafa Kemal Atatürkarasındaki gerilimleri istismar etmeme saygısını da İzmirliler hep gösterir. Yaşamlarında incelikli bir tarzı tutturmak ve zarif bir inatla bunu savunmak bu şehre hastır” dedi.

Cumhuriyet’in kazanımları

Cumhuriyet kazanımlarını da konuşmasının ikinci bölümünde değerlendiren Prof. Dr. İlber Ortaylı, Türkiye Cumhuriyeti’nin hayatına yasaları değiştirerek başladığını ve Medeni Kanun ile Türk hukukunu enternasyonal hukuka uygun hale getirdiğini ifade etti.

Kadın erkek arasındaki eşitlik için atılan adımların da Cumhuriyet ile başladığını söyleyen Ortaylı, “1. Dünya harbinde elinden bereketli toprakları çıkmış, kaliteli nüfusu 10 yıl süren savaş ortamı eritmiştir. Demirciler, marangozlar, çiftçiler, hep şehit düşmüştür. Eğitim ve sağlığa önem vermemiz gerekiyordu, bunu da Cumhuriyet ile başardık. İki dünya savaşı arasındaki dünyada eğitim çok sosyalleşmiş ve herkese verilmiş bir hak değildi. Üniversiteye gitmek bir işçi çocuğu için 1960’larda Batı Avrupa da bile sorundu. Ancak iki harp arasında kabiliyetli gençlerin okumasının sağlandığı memleket Türkiye olmuştur bu da Cumhuriyet’in eseridir” dedi.

Sağlıkta Türkiye’de önemli bir örgütlenme ve bir takım hastalıkların kontrolünde başarının da Cumhuriyet dönemi eserlerinden olduğunu vurgulayan Ortaylı, “Türkiye aslında Cumhuriyet ile dünyaya bakışı ve eğitimdeki reformlar sayesinde 3. dünya ülkeleri arasına eklenemeyecek bir ülke olmuştur. Ancak bugün eğitimde gerileme var, bunun halledilmesi gerekir. Öğretmen yetiştirmek, nitelikli eğitim bunların başında geliyor” dedi.

İş aleminin kültürel hayata katkı koymasının öneminden bahseden Ortaylı, “Bilim, kültür ve sanatın gelişmesi, kitlenin buna göre değiştirilmesi, yani Cumhuriyet vatandaşının ortaya çıkışı, herkesten önce çalışan insanlara, girişimcilere bağlıdır” dedi.

“Hukukta usul vurgusu”

Anayasa Mahkemesi’nin kararına yerel mahkemenin uymaması konusu üzerinden gelen bir soruyu yanıtlayan Prof. Dr. İlber Ortaylı, hukukun bir usul meselesi olduğunu ancak Türkiye’nin buna riayet etmediğini ifade etti. Yüksek mahkemelerin kararlarına itirazlarında da bir usul olduğunu ve buna uyulması gerektiğini söyleyen Ortaylı, “Buna uymazsanız toplum düzeninde yaralanma olur. Maalesef hukuk düzeninde tabipler kadar başarılı olamadık. Mühendislik ve tıp alanında büyük ilerlemeler kaydettik, her iki alanında ananesi vardır ancak hukuk, hukuk eğitimi ve adliyelerde bunu öne sürmem çok zor. Asıl hukuk alanında büyük reforma ihtiyacımız var” dedi.

“Hukuk idareye çok müdahale ediyor deniyorsa idaren kötüdür de ondan” diyen Ortaylı, “Bütün meselemiz iyi hukukçu yetiştirmekte, Hukuk fakültelerimiz muhakemesi güçlü öğrencilerin okuduğu yerler olmalı, ancak son yıllarda bu böyle olmadı. Bütün meselemiz iyi hukukçu yetiştirmektir. Hukuk tarihi ve Roma hukuku bilmeyen hukukçunun kasabalarda gördüğümüz dava takipçilerinden farkı yoktur. Mesela Kudret Ayiter’i Roma Üniversitesi unutamamıştır, iyi hukukçular yetiştirmemiz gerekiyor” dedi.

Editör: Haber Merkezi