Gizem TABAN/İZ GAZETE- Son zamanlarda hayatın her alanına gelen zamlar ilaç sektörüne de yansıdı. Yaygın kullanılan ve zorunlu ihtiyaç olan pek çok ilacın fiyatı katlanırken Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) karşıladığı miktarda ise ilaca gelen zam oranında bir artırım olmadı. SGK’nın karşıladığı fiyat ile ilacın gerçek fiyatı arasındaki uçurum ise vatandaşın cebine yansıdı. İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, vatandaşların ödeme güçlüğü çektiği için ilaçlara ulaşamadığını kaydetti. Sayılkan, hükümetin bu sorunu çözmesi gerektiğini vurgularken önerileri de sıraladı.

‘MAKAS ÇOK AÇILDI’

İlaçların gerçek fiyatı ile SGK’nın ödediği kamu fiyatı arasındaki makasın gittikçe açıldığını belirten İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, vatandaşın cebine yansıyan ilaç fiyat farkının oldukça yükseldiğini söyledi. Sayılkan, “İlaçlarda SGK’nın belirlediği bir kamu fiyatı oluyor. Örneğin SGK, ilacın Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmiş fiyatı 10 lira ise bunun 6 lirasını ödeyeceğini söylüyor, buna ilacın kamu fiyatı deniyor. İlaç firmalarından da bu oranda indirim istiyor, yani firmalardan ilacı 6 liradan almak istiyor. Ama özellikle son zamanlarda döviz kuru çok yükseldi. O yüzden firmalar da o indirimi yapmıyor. Dolayısıyla ilacın kamu fiyatı ile gerçek fiyatı arasındaki farkı vatandaş ödemek zorunda kalıyor. Yani ilacın fiyatı zamlanırken SGK’nın ödediği rakam zam oranında artırılmıyor. Bu kez de fark vatandaşa yansıyor. Vatandaş ile eczane arasında da bundan dolayı sıkıntı yaşanıyor. Her zam döneminde fark makası daha da açılıyor. Bazı ilaçlarda bu fark çok yüksek rakamlara ulaştı” diye konuştu.

‘FARKLAR KATLANDI’

Zamlar sonrasında vatandaşın ödediği farkın arttığı ilaçlardan örnekler veren Sayılkan, SGK’nın kamu fiyatının ilaçlara gelen zam oranına göre artırması gerektiğini dile getirerek, “Örneğin Beloc adında bir tansiyon ilacı var, 4-5 kutu yazılıyor. Fiyatı 39 buçuk lira, SGK bunun 21 buçuk lirasını ödüyor. Dolayısıyla bir kutuda vatandaş 18 lira fark ödemek zorunda kalıyor. Vatandaşın çok yaygın kullanılan Majezik ilacında bile 2 buçuk lira fark çıkıyor. Dolorex de yine vatandaş tarafından çok sık kullanılan bir ilaç… Gerçek fiyatı 31 buçuk lira, SGK 24 lirasını ödüyor, yani vatandaşın 8 buçuk lira fark ödemesi gerekiyor. Mesela Restasis adında bir göz damlası var, vatandaşa 363 lira fark çıkıyor, geçen yıla göre kıyaslarsak fark 5-6 kat arttı. Eskiden bu ilaçların çoğunda vatandaşa fark bile çıkmıyordu ya da çok düşük farklar oluyordu. Özellikle son dönemde ilaçlar çok yüksek oranda zamlandı ancak kamu fiyatı aynı oranda artmadı. Böyle olunca vatandaşın ödediği farklar da yükseldi. Yani ilacın fiyatı artıyor, kamunun ödediği fiyat artmıyor, firmalara yapmaları gereken indirim yaptırılmıyor, fark vatandaşa çıkıyor” açıklamalarında bulundu.

‘ÇÖZÜLMESİ LAZIM’

Devletin ilaç firmalarıyla bir fiyat sözleşmesi imzalaması gerektiğini de söyleyen Sayılkan, “Farkların yükselmesinin başka bir nedeni ise; firmaların SGK’ya yapması gereken indirimler… Ancak devlet bu konuda firmalarla bir mutabakata varmıyor, emrivaki olarak belli oranda indirim talep ediyor, firmalar da maliyetleri gerekçe göstererek bu indirimi yapmıyor. Çünkü bir zorunluluğu ya da anlaşması yok. Firmalar bu söz ettiğimiz kamu kurum iskontosunu yapmayınca oluşan fark da vatandaşa çıkıyor. Sağlık Bakanlığı’nın ilaç firmalarıyla bu sorunu çözmesi lazım. Çünkü ilaca az para verme stratejisi birçok ilaçla ilgili sorun yaşatıyor. Birçok ilaç Türkiye’ye gelmiyor. Bu sorunun çözülmesi lazım. SGK’nın bu indirim konusunda ilaç firmalarıyla mutabakat sağlayarak sözleşme imzalaması lazım. Ortada bir sözleşme yok, o indirim olmayınca da vatandaşın cebine yansıyan fark yükseliyor” ifadelerini kullandı.

‘İLAÇ ALAMIYORLAR’

İnsanların ilaç alamaz duruma geldiğine dikkat çeken Sayılkan, sağlık hizmetinin temel bir hak olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “İlaçlarda SGK’nın karşıladığı rakam ile ilacın gerçek fiyatı arasındaki fark çok yükseldiği ve vatandaş bu farkı ödeyemeyeceği için ilacını alamadan eczaneden dönüyor. Eğer, ‘Nüfus her yıl 3-4 kat artıyor ama her sene bu bütçeyi küçülterek bu işi devlete yük olmaktan çıkartırım’ diye bakılıyorsa şunu belirtmek lazım; sağlık hizmeti bir yük değil, görev… Sağlığın iyi planlanması ve sağlıktaki belirsizliğin giderilebilmesi için önce zihniyetin değişmesi lazım. Şöyle bakılması lazım; sağlık hizmeti, insanların doğuştan kazanılmış bir hakkıdır ve insanlara nitelikli bir sağlık hizmeti vermek devletin görevidir. Ama bizde yıllardır, daha az paraya bu iş nasıl çözülür diye bakılıyor. İnsanlar nitelikli sağlık hizmeti hakkından mahrum bırakılıyor.”

Editör: Haber Merkezi