MÜCAHİT BEKTAŞ- Şengelen, "Bu dönemde çocukların bana gösterdiği sevgi ve ilgi en büyük ilacım oldu. Çocuklarla birlikte olduğunuz zaman yaşınız da ilerlemiyor, enerjiniz de yüksek kalıyor. Sevgi zaten en güzel şey bu dönemde. Hastalığı düşünmeme bile fırsat kalmadı" dedi.

Jimnastik Federasyonu'nda teknik komitede görev alıp, 32 yıl hakemlik yapan evli, iki çocuk annesi Yasemin Şengelen, tesadüf eseri sol memesinde eline kitle gelince doktora gitti. Yapılan tetkiklerin ardından Şengelen'e meme kanseri tanısı koyuldu. 'Taşlı yüzük hücreli karsinom' denilen agresif bir tümör saptanıp ameliyat edilen Şengelen'e, Kent Onkoloji Merkezi'nde kemoterapi tedavisi başlandı. Kemoterapilerin tamamlanmasının ardından radyoterapi görmeye başlayan Şengelen, soyadı gibi 'şen' yapısıyla örnek hasta oldu. Yöneticisi olduğu Ege Jimnastik Kulübü'nde öğrencilerinin çalışmalarına aksatmadan katıldı. Kemoterapileri sürerken öğrencileriyle Roma'da ve Türkiye'nin çeşitli illerinde yapılan ritmik jimnastik yarışmalarına katılan Şengelen, “Benim ilacım öğrencilerim oldu diyerek, bu tanıyı almış hastalara önemli mesajlar verdi. Şengelen, tanı ve tedavi sürecinde yaşadıklarını şöyle anlattı: "Doktorum ameliyat sonrasında tümörün 'taşlı yüzük' denilen agresif bir tür olduğunu söyledi, ama ben çok sevindim, çünkü taşlı yüzüğüm hiç olmamıştı. Bahaneyle bir taşlı yüzüğüm oldu, dedim ama meğer iyi bir şey değilmiş bu taşlı yüzük. Doktorum, 'Çıkan sonuca göre memenizi alıp almayacağımıza karar vereceğiz, bunu sorun eder misiniz' dedi. Ben de 'Hayır bahaneyle bir silikonlu göğsüm olabilir, o bakımdan sorun değil' diye cevap verdim. O taşlı yüzük denilen şeyin 10'da bir oranında, alınan 6 lenften birinin de kötü olduğu söylendi. Memem alınmadı ama tedavi süreci başladı. Medikal Onkoloğum Doç. Dr. Gürbüz Görümlü kanserin erken yakalandığını belirtirken iki hafta arayla dört tane ilaç vereceğini ve bunun biraz ağır olduğunu, saçlarımın dökülebileceğini söyledi. Ben, 'saçlarım dökülsün, yenisi güzel çıksın, ilgi ve şevkat göreyim, kelliğimi bir göreyim' dedim. İki haftada bir olmak üzere toplamda 4 tane kemoterapi aldım. Kolay bir şey değil fakat işi hafif görmeye çalışırsanız, keyfini çıkarırsanız son derece rahat geçiyor."

"GÜNLÜK HAYATIMI DEĞİŞTİRMEDİM"

Haftalık 12 destekleyici kemoterapi aldığını belirten Şengelen, "Tedavi görürken bağlı olduğum Ege Jimnastik Kulübü ile Roma'ya yarışmaya gittim. Türkiye içindeki hiçbir yarışmayı kaçırmadım. O yarışmalar sırasında çocuklarımdan gördüğüm ilgi ve sevgi benim moralimi çok yüksek tutuyor. Tedavinin yan etkisi olan halsizliği, dinlenerek ve beslenmeme dikkat ederek çok rahat atlattığımı düşünüyorum. Kanseri herhangi bir hastalık gibi gördüm. Planladığım bir seyahat nedeniyle bir ay ara verip ışın tedavisine başladım. 18 kür radyoterapi gördüm. Vücudumda herhangi bir sıkıntı yok şu an için. Saçlarım çıkmaya başladı, imajımı yaptım. Günlük hayatımı asla değiştirmedim ve bu işi bitirdim diye düşünüyorum" dedi.

'SEVGİ VE İLGİ EN BÜYÜK İLACIM OLDU'

Meme kanseri olduğunu öğrencilerine, “artık sizi bir süre öpemeyeceğim diyerek açıkladığını belirten Şengelen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Öğrencilerim de son derece duyarlı davrandı. Hem arayarak hem de yarışmalarda sevgi göstererek çok büyük destekte bulundular. Görevlerimi asla bırakmadım, kulüple olan bütün görevlerimi ve seyahatlerimi yaptım. Günlük hayatımla ilgili yapabileceğim her şeyi yaptım. Ev işi gibi şeyleri pek yapmadım o konuda daha çok dinlenerek bu dönemin tadını çıkardım. Benim için bir dinlenme ve ara verme dönemi oldu, çok keyifli geçti bence. Bu dönemde çocukların bana gösterdiği sevgi ve ilgi en büyük ilacım oldu. Çocuklarla birlikte olduğunuz zaman yaşınız da ilerlemiyor. Enerjiniz de yüksek kalıyor, sevgi zaten en güzel şey bu dönemde. Hastalığı düşünmeme bile fırsat kalmadı."

'BÜTÜN HASTALARIMIZA ÖNERİYORUZ'

Öte yandan Kent Onkoloji Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürbüz Görümlü, hastanın moral motivasyonunun kanser tedavisinin seyrini etkilediğini söyledi. Görümlü şöyle konuştu: "Yasemin Hanım bize ikinci evre meme kanseri teşhisiyle geldi. Aynı zamanda meme kanseri agresif bir alt grubu olan taşlı yüzük hücrelerini de içeren bir kansere sahipti. Oldukça agresif, saldırgan bir tür bu. Bununla ilgili kemoterapi planlayıp başladık ve başarılı bir şekilde tamamladık. Bu tedavi sürecini oldukça rahat geçirdik, burada hastamızın moral motivasyon açısından pozitif yaklaşımının büyük rolü vardı. Biz biliyoruz ki kemoterapi tedavisi oldukça zorlu bir süreç. Ancak bu süreç sadece fiziki tedavi ile geçiştirilecek bir süreç değil. Hastanın moral, motivasyonu ve psikolojik durumunun pozitif olması tedavi sürecine olumlu etkileyen faktörlerin başında geliyor.  Stresten uzak kalmak, hastanın günlük yaşantılarına devam etmesi ve kopmaması sağlıklı hücrelerden olan doğal hücrelerini daha da aktif hale getirerek gidişata olumlu bir katkıda bulunmasını sağladı. Yasemin Hanım'ın tedavi sürecinde normal yaşantısına devam etmesi, sporcu yetiştirmeye devam etmesi kemoterapiden kaynaklanan yan etkileri daha rahat geçirmesinde etkili oldu. Tüm hastalarımıza tedavi sürecinde günlük hayata katılımlarını yoğun bir şekilde tavsiye ediyoruz."

DHA

Editör: Haber Merkezi