Henüz 10 yaşındayken okuduğu kitaplardan etkilenip kalp nakline merak salan Prof. Dr. Tahir Yağdı, yıllar sonra amacına ulaştı. Hatice Yağdı ise Eskişehir'de görev yaptığı sırada babasını, Ege Üniversitesi Hastanesi'ne getirdiğinde Tahir Yağdı ile tanıştı. Bu tanışma kısa süre sonra evlilikle sonuçlandı. Çiftin evlilikleri Ecem (9) ve Çisem (6) isminde iki kızlarıyla taçlandı. Eşiyle tanışma hikayelerini anlatan Prof. Dr. Yağdı, “2004 yılının mayıs ayında eşimin babası kliniğimizde ameliyat olmuştu. İlk olarak o vesileyle görüşmüştük. Kendisi pilottu ve tıp alanına da ilgi duyuyordu. Böylelikle benim dikkatimi çekti. Kendisi o sırada Eskişehir'de 1'inci Ana Jet Üssü'nde görev yapıyordu. Eylül ayında yine kayınpederimin hastalığını nedeniyle ikinci bir tesadüfle bir araya geldik ve ben o görüşmemizde ileride hayatımı birleştirmek istediğim insanın Hatice Hanım olduğuna karar verdim" dedi. Farklı mesleklerde olmalarına rağmen ortak zorlukları paylaştıklarını anlatan Prof. Dr. Yağdı şunları söyledi:

"Eşim bir asker, zor ve acil şartlar altında çalışmak nasıl bir şey çok iyi biliyor. Mesela sohbet ederken bana bir telefon geliyor ve acilen hastaneye gidiyorum. Kendi işinden de acil durumun ne olduğunu bildiği için bana çok anlayışla yaklaştı. Zaten havacılıkla, kalp cerrahisini çok benzetiyorum. Biz açık kalp ameliyatı yapıyoruz ve hastanın kalbini, damarlarını bir cihaza bağlıyoruz. Kalbi durdurduğumuz için bir makineyle çalıştırıyoruz ama bu sürecin de bir zaman sonra bitmesi gerekiyor. Bu süreç uzarsa maalesef bu hastanın sağlığı için iyi olmuyor. Uçmak da buna benzer bir şey. Uçtuğunuz süre içerisinde uçakta her şey son derece konforlu oluyor. Ama uçağın yakıt durumuna göre belli bir süre sonra iniş yapmak zorunda kalıyorsunuz. İki meslekte de en ufak bir hata ölümle sonuçlanabiliyor."

Hava Kuvvetleri'nden yakın süre önce emekli olan ve özel bir havayolunda pilotluğa hazırlanan Hatice Yağdı da 1997 yılında Hava Harp Okulu'ndan mezun olduğunu, iki yıl Çiğli 2'nci Ana Jet Üssü'nde uçuş eğitimi ve ardından bir yıl süre ile Konya 3 üncü Ana Jet Üssü'nde Harbe Hazırlık ve Silah Sistem Subaylığı eğitimi aldığını anlattı. Yağdı, 2000 yılında 1 inci Ana Jet Üssü 113'üncü Filo'ya atandığını ifade etti. 6 yıl Eskişehir'de RF-4E uçağında silah sistem subayı olarak görev yaptığını anlatan Yağdı, eşiyle tanışınca İzmir'e tayinini istediğini ancak İzmir'de uçuş imkanı bulunmaması nedeniyle Karargahta görev aldığını, uçuş görevine ise geri hizmet uçucusu olarak devam ettiğini belirtti. F4 uçağı kullanmanın zorluklarına değinen Yağdı, "F-4 uçağı çok hızlı bir uçak, uçuş tecrübesi olmayıp da ilk kez bir jet uçağı ile uçan bir insan fiziki olarak belirli sıkıntılar mutlaka çekebilir. Ancak bizler uzun bir eğitimden geçtiğimiz için bu süreçte alışıyoruz.1996 yılında Hava Harp Okulu bayan mezun vermeye başladı. 1997 mezunu olarak ilk mezunlardanız yani, dolayısı ile bazı görevleri ilk olarak yapmak bana ve devre arkadaşlarıma nasip oldu. Tabii bunun getirdiği gurur ve sorumluluk çok farklı bir duygu. Ne güzel ki şimdi sayımız gitgide artıyor" diye konuştu.

İZMİR (DHA)

 

 

Editör: Haber Merkezi