Gizem TABAN/İZGAZETE- Gaziemir’in Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Belediye Başkanı Halil Arda, görevde geride bıraktığı 2 buçuk yılı İz Gazete’ye anlattı. Hayata geçirdiği ve önümüzdeki süreçte hayata geçireceği çalışmaları aktaran Başkan Arda, yönetim anlayışı, ilçe örgütü ile yaşanan problemler, muhalefet, eşi Deniz Arda ile ilgili eleştiriler ve daha birçok konuya dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Arda, ikinci döneme dair de net mesaj verdi.

‘BAŞARILI GÖRÜYORUM’

Görevde 2 buçuk yılı geride bıraktınız. Bu süreçte pandemi, ekonomik krizden gibi sebeplerden dolayı zorlu bir süreç yaşandı. Eğer özetlerseniz bu 2 buçuk yıla dair neler söylersiniz?

Bu 2 buçuk yılın 1 yılı zaten burayı tanımakla, 1 buçuk yılı da pandemi ile geçti. Dolayısıyla 2 buçuk yıl aslında zorlu bir süreç. 100 yılda bir yaşanan bir pandemi süreci bizim dönemimize denk geldi. Ama bizim başta koyduğumuz hedefler; özellikle mali disiplin ve para politikası benim için çok önemli… Pandemiden önce bizim burada harekete geçirdiğimiz uygulamaların sonuçlarını pandemi sürecinde gördük. Dolayısıyla izlediğimiz para politikası çok önemliydi. Çünkü para olmadığı zaman hiçbir şey yapamıyorsunuz. Bizim 2 buçuk yılda bu anlamda geldiğimiz nokta çok başarılı. İlk başlarda işçi ve memurlarımıza 3-4 ay maaş ödeyemeyeceğim söyleniyordu ama biz geldiğimizden bu yana bırakın gecikmeyi, gününden önce maaşlarını ödüyoruz. İşçimizin, memurumuzun hiçbir kuruş alacağı yok, piyasaya esnafa hiçbir borcumuz kalmadı. Sıkıntılı dosyalar vardı, onların hepsi temizlendi. Ama biz bunu yaparken yine de toplumu şeffaf bir şekilde bilgilendirdik. İller Bankası’ndan gelen paraların ne kadar olduğunu hemen hemen her meclis toplantısında açıkladım. Yüksek geldiğinde de, kesildiğinde de açıkladım. Bugün geldiğimiz noktada Gaziemir Belediyesi ayakları yere sağlam basan bir belediye konumunda. Kamusal alanları genişletme gibi bir derdim var demiştim, şu anda zaten onu uyguluyoruz. Bunun dışında yeni kaynaklar yarattık, tasarruf tedbirleri uyguladık ve Gaziemir Belediyesi ekonomik olarak iyi bir noktaya geldi. Tabi bunun sürdürülebilir olması lazım, bu çok önemli. Akılcı politikalarla devam ediyoruz, popülizme kaçmıyoruz. İşçi ve memur sayımızda bir artış yok, gelenle giden arasında bir dengemiz hep var. Dolayısıyla, ben 2 buçuk yılda geldiğimiz noktayı iyi ve başarılı olarak görüyorum.

‘BİZ İYİ İNSANLARIZ’

Halil Arda, nasıl bir belediye başkanı? Nasıl bir yönetim anlayışı sergiliyorsunuz?

Ben iş odaklı çalışan birisiyim, hayatımda da hep öyle oldu. Bulunduğumuz mevkilere, dişimizle tırnağımızla bulunduğumuz gelmiş insanlarız. Burada da iyi bir kadro kurduk. O kadroyla birlikte iş odaklı çalışıyoruz. Ben herkesin Alman disiplininde çalışmasını istiyorum. Herkes belediyeye girmek için can atıyor. Belediyeler çalışmak için güzel ortamlar ama girdikten sonra da çalışmaları gerekiyor. Herkesin bir iş tanımı var, iş akdinde yapacağı işler var, karşılığında alacağı ücretler var. Herkes işini düzgün yaparsa bu belediyeyi biz de iyi bir şekilde yönetiriz, halk da memnun olur. Halk memnun olursa partimiz bizi tekrar görevlendirir ve biz görevimize devam ederiz. Çalışkan insanlarız, düzgün insanlarız, dürüst insanlarız, temiz insanlarız, adaletli insanlarız, biz iyi insanlarız. Burada sıkıntılar yaşamadık mı? Tabi ki de yaşadık, ama hepsi işle ilgilidir. Kimseyle kişisel bir derdimiz yoktur. Herkes işini düzgün yaptıktan sonra benim için siyasi görüşün hiç önemi yok. Belediye çatısı için söylüyorum. Çalışanlarımız da bizim beklentilerimizi, nasıl insanlar olduğumuzu ve beklentilerimizi gördüler. Onun için onlar da çalışıyorlar, bizim için bir sıkıntı yok.

‘KİMSEYE YALAN SÖYLEMEDİM’

Gaziemir halkı bu 2 buçuk yılda nasıl bir belediye başkanı gördü?

Gaziemir halkı, halkın içinde olan bir belediye başkanı gördü. Sokaklarda tek başına yürüyen, bisikletle gezen, onların sorunlarını dinleyen, onlara asla yalan söylemeyen bir belediye başkanı gördü. Eğer insanlara yalan söylerseniz bir daha onların karşısına çıkamazsınız, yüzüne bakamazsınız. Yapılamayacak şeylerle ilgili asla ‘yaparız’ demedim. Kimseye yalan söylemedim. Bir kişiye dahi iş sözü vermedim. Belki ilk başta, bunları duymak insanların hoşuna gitmiyor ama 3-5 gün sonra, ‘adam bize gerçekleri söyledi’ diyorlar. Gaziemirliler yalan söylemeyen, çalışkan, doğru düzgün bir belediye başkanı karşısında görüyor.

‘İKİ PROJE ÇOK ÖNEMLİ’

Bu 2 buçuk yılda birçok çalışmaya imza attınız. Ancak ‘iyi ki hayata geçirdik’ dediğiniz proje/projeler nedir?

Tabii ki birçok proje üzerinde çalışıyoruz ama iki tanesi benim için çok önemli. Birisi sosyal market. Sosyal markete 350 aile ile başlamıştık, 600 aileye çıktı. Biz her ay 600 aileye o marketten ihtiyacını karşılama imkanını yarattık, karşılığında hiçbir şey ödemiyorlar. Ama bu bir iyilik projesi. Gaziemirli hayırsever vatandaşların desteği ile dezavantajlı aileleri buluşturan bir proje. Biz organizasyonu yapıyoruz. ESBAŞ, marketimizin onarımında bize destekte bulundu, eşimin başında olduğu Gaziemir Gönüllü Kadınlar Derneği var, yardımların toplanmasında canla başla çalışıyorlar. Yani böyle bir arada çalışılan bir proje. Artık biz hiç kimsenin evine koli falan götürmüyoruz, insanları rencide etmiyoruz. Sadece bir bilgisayar programı yaptırdık. Tabi burada en dikkat çekecek şeylerden birisi; bu 600 aile nasıl belirlendi? Çünkü, hep ‘kendi yandaşlarına yardım ediliyor’ diye bir efsane vardır. Ben bu 600 ailenin kim olduğunu tanımıyorum mesela. Bunu asla siyasi malzeme olarak kullanmadım, kullanmayacağım da. Bu 600 aileyi tanımıyorum, tanımak da istemiyorum. Ama onlar bizim bu işi yaptığımızı biliyorlar. Bu bizim için dayanışma anlamında güzel bir proje oldu. Tabi ki yani burada en önemli bir şeylerden birisi aslında siyasetçilerin kaybettiği güven konusu. Bize güvenen insanlar bu bağışları yapıyor, bu bağışları yapanlar içerisinde AKP’li iş adamları da var. AKP’li iş adamları şunu söylüyor; ‘biz zaten yardım yapıyorduk ama yardımların doğru yere gidip gitmediği konusunda tereddütler yaşıyorduk, siz adaletli insanlarsınız’ diyorlar. Bu çok önemli. Neden bunu söylüyor? Çünkü o 600 ailenin içinde tanıdıkları da var. Kimlere gittiğini onlar çok daha iyi biliyor. Dolayısıyla hep birlikte Gaziemir’de dezavantajlı ailelerimizin elinden tutmaya çalışıyoruz. Sivil toplum-belediye-halk iş birliği ile yürüyen güzel bir proje. Bir diğer projemiz Porta Kafe. Porta Kafe de aslında yalnızca bir kafe değil. O da bir sosyal proje. Hem bir rekreasyon alanı hem bir kafe hem içinde barındırdığı profesyonel bir mutfakla üretici kadın kooperatifinin birlikte çalıştığı bir proje. Kart verdiğimiz dezavantajlı ailelerin içerisinden çalışmak isteyenler olursa kadın kooperatifine yönlendiriyoruz. Kadın kooperatifi Porta Kafe’nin içerisindeki o profesyonel mutfakta üretiyor. Hem kafede oturanlar, reçelinden sarmasına, mantısına kadar orada yiyip içebiliyorlar hem de satın alıp evlerine götürebiliyor. Tabi ki bunun devamı da gelecek. Porta 2 ve Porta 3 kafe olacak. İkincisi şu anda yapılıyor Önder Caddesi üzerinde olacak, üçüncüsünü Sarnıç’ta yapacağız. Bu da bizim için çok önemli bir sosyal proje. Açalı yaklaşık 1 ay oldu ve müthiş çalışıyor, şimdiden hedeflediğimiz rakamların üzerine çıktık.

BEŞ YIL SONRA NASIL BİR GAZİEMİR?

Her belediye başkanı, adaylığı sürecinde yönetmeye talip olduğu ilçenin 5 yıl sonrasını hayal eder, hedefler koyar. Ancak görev başladıktan sonra koşullardan dolayı tasarlanan hedefler ve hayaller değişebilir. Siz şu an baktığınızda, görev sürenizin bitiminde nasıl bir Gaziemir görüyorsunuz?

Biz seçim çalışmamızda, ‘şunu yapacağız, bunu yapacağız’ diye büyük vaatlerle vermedik. Biz iyi, çalışkan insanız, iyi bir kadroyla yola çıkıyoruz, sorunlarınızı çözeriz dedik. O sorunlar nedir diye 2 ay boyunca daha çok insanları dinledik. Dolayısıyla onlar, karşılarında, konuşacak, dertlerini anlatacak bir muhatap bulmak istiyorlar. Yoksa yıllardır zaten siyasetçileri dinliyorlar. Ben seçim çalışmamda daha çok onları dinledim ve notlarımızı aldık. Ben çok uzun yıllardır Gaziemir’de yaşıyorum, Gaziemir’in sorunlarını biliyorum. Gaziemir’in 15 bin nüfustan 150 bin nüfusa evirilmesini birebir yaşamış bir insanım. Bizim görmediğimiz, bilmediğimiz sorunlar varsa, onları da vatandaşlardan dinledik. Gaziemir, şu anda İzmir’in en popüler ilçelerinden birisi ama bu hızlı büyümenin getirdiği sıkıntılar da yaşanıyor. Bu noktada; hükümetten kaynaklanan tapu, nükleer atık gibi problemler var. Gaziemir yüz ölçümü olarak en küçük ilçelerden birisi. Bizim arsa, arazi, bina gibi mülkiyetimiz çok çok az. Ancak ben bu 2 buçuk yılda geldiğimiz noktayı çok başarılı buluyorum. Bundan sonraki 2 buçuk yıl için de hedeflerimiz var. En büyük hedeflerimizden birisi Gaziemir Metrosu’ydu. Onunla ilgili çok kısa sürede Büyükşehir Belediyesi’nden bir aksiyon aldık ve 2019’un Kasım ayında Gaziemir Metrosu’nun proje ihalesi yapıldı. Şu anda projesi çiziliyor. Belki 2 buçuk yıl değil daha uzun süreçte gerçekleşecek bir şey ama en büyük hayallerimden birisi. Bunun haricinde; Gaziemir’e çok güzel bir sanat merkezi kazandırmak istiyorum. Bununla ilgili de İzmir Büyükşehir Belediyesi ile yaptığımız anlaşmalar var, protokoller var. Cumhuriyetimizin 100. Yılı ismini taşıyan 100. Yıl Sanat Merkezi yapmak istiyoruz. Yerimiz hazır, şu anda proje çalışmaları devam ediyor. Bunun yanı sıra yaklaşık 2 ay sonra temelini atacağımız, inşaat ruhsatı kesilmiş bir gençlik merkezimiz var. Bu gençlik merkezinin üstünde çok titiz çalışıyoruz. İçinde üniversiteler için hazırlık kurslarının olacağı bir kat, bir katı dil eğitim merkezi olacak, bir katında sesli sessiz çalışma alanlarını olacak. En sevindiğim şeylerden birisi Aktepe Emrez Mahallesi’ndeki kentsel dönüşüm, benim dönemimde başlayacak. Kentsel dönüşümle o mahalle İzmir’in en güzel mahallesi olacak. Şu anda kentsel dönüşümle ilgili proje çalışması devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi Aktepe’de yeni bir pazaryeri yapıyor. O yeni pazaryeri bitince, proje çalışmaları da bitince ilk kentsel dönüşüm kazmasını vuracağız. Bu da benim en büyük hayallerimden birisiydi, bu da gerçekleşecek. Sarnıç’ta yaklaşık 400 metrekarelik bir yer kiraladık, orada da kadın ve çocuklarla ilgili çok güzel bir merkez yapıyoruz, 1-2 ay içerisinde o da bitmiş olacak. 2022 yılında Sarnıç’ın bütün yollarını yeniliyoruz, orası yeniden doğmuş gibi olacak. Hem Sarnıç’da hem 9 Eylül’de muhtarlık binalarımızı yeniliyoruz, muhtarlara çok güzel binalar yapıyoruz. Belediyemize ait parkları yeniliyoruz. Daha uzun vadede Gaziemir Meydanı’nı çağdaş bir meydana dönüştürmek istiyorum. Altından metronun geçtiği, otoparkların olduğu Avrupai bir meydana dönüştürmek istiyorum.

‘ÇÖZEMEZSEM BAŞKANLIĞI BIRAKIRIM’

Gaziemir’in hükümet kurumlarında bekleyen bir dosyası var mı?

Gaziemir yüz ölçüm olarak çok küçük. Bize ait boş alanlar yok gibi bir şey. Sarnıç’ta kapalı pazaryeri yapmak istiyoruz ama alanımız yok, hazineye ait araziler var. Bu arazilerin belediyemize tahsisini istedik, o tahsisler yapılırsa paramız hazır, projemiz de hazır. Milli Emlak Genel Müdürlüğüne projeyle birlikte dosyalarımızı sunduk, onların tahsisini istiyoruz. O tahsisler yapılırsa Sarnıç’ta bir kapalı pazaryeri yapmak istiyoruz. Onun dışında belediyeyi çok ilgilendirmese Sarnıç’taki vatandaşların tapu problemleri var. O da yine devletle ilgili bir şey. Vatandaşlar bizi umut olarak görüyor ve benden destek istiyorlar, ben de onların sorunlarını hükümet kanadına aktarıyorum, gündeme getiriyorum. Bu sorunun muhatapları; hükümet, bakanlık. Onların çözebileceği rayiçlerin düşürülmesiyle ilgili taleplerimiz var. Vatandaşlarla Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüne gidip bir imza kampanyasıyla isteklerimizi ilettik. İnsanlar beni sorunlarına sahip çıkan bir lider, bir umut olarak görüyorlar, ki bu çok güzel bir şey. Onunla ilgili koşturuyoruz. Eğer çözülmezse söz veriyorum; CHP iktidarında onların sorununu ben çözeceğim. Nükleer atıklar, bu iktidar dönemde çözülmezse CHP iktidarında oraların temizlenmesiyle ilgili ben söz veriyorum. En büyük problemimiz mezarlık problemi. Gaziemir’de 3 tane mezarlığımız var ve 3’ü de şu anda doldu. Dolayısıyla şu anda Gaziemirli vatandaşların gömüleceği bir mezarlığımız yok. Ya Buca’ya gidiyorlar ya Menderes’e gidiyorlar, belki bir süre sonra Torbalı tarafına gidecekler. İnsanlar da cenazelerinin yakın yere gömülsün istiyor. Orman Bakanlığına bu konuda taleplerimiz oldu. Eğer onu da çözmezlerse onun da sözünü veririm. Eğer CHP döneminde bu işleri ben yapamazsam belediye başkanlığını bırakırım. O kadar net söylüyorum! Bu hükümetten kaynaklanan sorunların hepsini biz çözeceğiz.

‘ATIKLAR TÜRKİYE’NİN SORUNU’

Emrez Mahallesi’nde yıllardır var olan ve bir türlü temizlenmeyen nükleer atıklarla ilgili farkındalık oluşturmak için ciddi bir mücadele verdiniz. Sizce, ‘Duran Adam’ eylemi amacına ulaştı mı?

Yaklaşık bir 2 buçuk yıldır zaten girişimlerimiz vardı. Bu girişimlerimiz sonucunda bir olumlu adım atılmadığını gördüğümüz için bu şekilde bir eylem yaptık. Ama bu eylem boyunca; çevre mühendisleri odası, baro, tabip odası, çevre örgütleri, hepsi destek verdiler. Kent konseyi o dönemde ciddi katkılarda bulundu ve diğer ilçelerdeki kent konseylerini de harekete geçirdi. Belediye başkanı arkadaşlarımız birer ikişer eylemlerimize destek verdiler. Amacımız zaten kamuoyunu bilgilendirmekti, bir kamuoyu baskısı oluşturmaktı. Bu konuda da başarılı olduğumuzu görüyorum. Herkes ‘Duran Adam’ eyleminden bahsediyor ama bizim toplumumuzun kötü de bir huyu var, çabuk da unutuyoruz. O yüzden unutulmasını istemiyoruz. O bölge İzmir’in en büyük kentsel dönüşüm alanı. Orası İzmir’in en güzel bölgesi, semti olacak ve o semtin dibinde nükleer atıkların olması şık da olmayacak. Bu Gaziemir’in sorunu değil aslında İzmir’in sorunu, Türkiye’nin sorunu. Çünkü nükleer enerji santralleri yokken bu atıklarla baş edemiyorsak ileride ne yaparız diye açıkçası tedirgin oluyoruz.

‘MIŞ GİBİ BİLE YAPMADILAR’

AKP kanadından meclis üyeleri ya da parti temsilcileri eyleme hiç katılmadı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Onlar, sorunu çözecek insanlar. Ben bunu belediye meclis toplantılarında da dile getirdim, çağrılar yaptım ancak gelmediler, katılmadılar. Orada oturan insanlar sadece CHP’li insanlar değil AKP’li, MHP’li insanlar da oturuyor. Gelmediler, gelmedikleri gibi oranın temizlenmesiyle de ilgili ne bir girişimde bulundular ne bir açıklamaları oldu ne Çevre ve Şehircilik Bakanlığını harekete geçirecek bir hamlede bulundular. Dolayısıyla ölü taklidi yaptılar, ‘mış’ gibi bile yapmadılar. Bu toplumu zaten öyle yönetiyorlar. 20 yıldır nasıl olsa yapılanlar yanlarına kar kalıyor ve bu toplum unutuyor diye düşünüyorlar herhalde… Ama yanılıyorlar, çünkü artık gidiyorlar. Artık AKP iktidarından Türkiye kurtulacak, inşallah CHP iktidarında oraları temizlemek bize nasip olacak. Bu konuda halka sözümüz var.

‘İKİNCİ DÖNEMİ İSTERİM’

Hemen hemen her belediye başkanının görevi için ideal olarak düşündüğü bir süre vardır. Bir dönem, iki dönem ya da daha fazlası… Sizin belediye başkanlığı için ideal süreniz nedir?

Ben ideal sürenin herkes için farklı olacağını düşünüyorum. Çünkü çok zor bir görev. Burada 24 saat görev yapıyorsunuz ve aile kavramınız ikinci planda kalıyor, 150 bin kişilik Gaziemir sizin büyük bir aileniz oluyor. Her belediye başkanı için süre farklıdır ama ben 5 yılın yeterli olmayacağını düşünüyorum. Ben, belediye başkanlığına ikinci dönem devam etmek istiyorum. Bu pandemi süreci bizi zaten çok etkiledi. Dolayısıyla burada kurduğunuz yapı, hedeflerinize ulaşma, yeni kaynak yaratma bir anda olmuyor. Dolayısıyla ben ikinci dönem belediye başkanlığına devam etmek istiyorum ama şunu da vurgulamak isterim; ben şu anda 5 yıl için seçildim ve 5 yıl için bu görevi yapıyorum. İkinci 5 yılı düşünürken atanıp atanmama kaygısı yaşayan birisi değilim. Öyle bir kaygı ile hareket etmiyorum. Yönetmeyi seçtim, idare etmeyi değil. İdare etmeyi seçseydik, herkesi idare etme gibi bir yola giderdik. Ben yönetmeyi seçtim. Beş yılın sonuna geldiğimde; tabi ki kendim değerlendireceğim, Gaziemirlilerin bakış açısı önemli, partimin bakış açısı önemli… Birçok kriter vardır ama ikinci 5 yıla devam etmek isterim.

‘EŞİM EN BÜYÜK DESTEKÇİM’

‘Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır’ denir. Siz de eşiniz Deniz Arda’nın ne kadar donanımlı ve başarılı olduğunu her fırsatta dile getiriyorsunuz. Bu bağlamda sizde durum nedir?

Arkamda demeyelim, yanımda diyelim. Bu yolu beraber yürüyoruz. Eşim, birikimli ve tecrübeli biri. Onun birikimlerinden faydalanıyorum. O da Gaziemir için canla, başla, özveriyle çalışıyor. Sosyal Market’in bu kadar iyi bir şekilde ilerlemesinde Deniz Hanım’ın başında olduğu Gaziemir Gönüllü Kadınlar Derneği’nin başarılı çalışmalarının katkısı var. Bunun yanında Üretici Kadın Kooperatifi’nin ivme kazanmasında Deniz Hanım’ın büyük katkıları var. Gönüllü çalışma bizde alışkın olunan bir durum değil. Deniz Hanım aynı zamanda Hollanda vatandaşı, çocukluğu-gençliği Almanya’da geçmiş. Biz Avrupa’ya çok yakın insanlarız. Oradaki gönüllü çalışmaları gördüğümüzde burada neden olmasın dedik? Bu toplumun bunu kabul etmesi lazım. Neptün Hanım da bugün aynısını yapıyor, canla, başla İzmir için çalışıyor, eşine yardımcı olmaya çalışıyor. Çok da başarılı bir kadın. Deniz Hanım, kadınlara da önderlik ediyor, Gaziemir’i çok seviyor. Benim de en büyük destekçim. Bunu ben yok saymıyorum, ‘aman tepki alıyoruz, git ortalıkta görünme evde otur’ diyebilirdim ama hayır. Onu tanıyanlar onu son derece seviyor. Siyaseten eleştirenler eleştirecektir.

‘SALDIRMALARI BENİM İÇİN ŞANS’

Eşiniz ile ilgili size ne kadar bu kadar yükleniyorlar?

Çünkü Halil Arda, aldığı kararlarla, yaptığı işlerle, belediye olarak geldiği noktada; işçisinin takdir ettiği, halkın sevip takdir ettiği biri Bunu, CHP Genel Merkezi’nin yaptırdığı anketten de görebiliyoruz. Yüzde 47 olan oyumuz, benim seçimimde yüzde 58’e çıkmıştı, şimdi genel merkezimizin yaptırdığı ankette yüzde 61 buçuğa çıktığımız görülüyor. Bu başarıyı gören insanlar neye saldıracak? Belediye ile ilgili söyleyebilecekleri bir şey yok. Yaptığımız projeleri izlediğimiz para politikasını, kişilik olarak bizi görenler saldıracak bir şey bulamıyor. Bir kadına saldırıyorlar ki, o da aslında bütün kadınların tepkisini çekiyor. Deniz Hanım’a saldırmaları benim için bir şans, siyaseten benim artım.

‘MUHALEFET İFTİRA ATIYOR’

Muhalefet, mecliste zaman zaman size sert eleştirilerde bulunuyor. Muhalefeti nasıl değerlendiriyorsunuz? Size haksızlık yapıldığını düşünüyor musunuz?

Muhalefet, muhalefet görevini yapmıyor, muhalefet iftira atıyor. Eksiklerimiz ya da Gaziemir’in sorunlarıyla ilgili konuşmuyorlar. Halil Arda’nın yaptığı işlerle ilgili, utanmadan iftira atıyorlar. Dolayısıyla bu muhalefet yapmak değil, çamur atmak. Bunu da Gaziemirliler görüyor. Denetim Komisyonu’nda görev yapan AKP Grup Başkan Vekili utanmadan Yeniasır Gazetesi’ne, ‘Gaziemir Belediyesi’ne bir günde 55 bin liralık börek alınmış’ diyor. Ortada börek yok, ortada 55 bin liralık bir fatura yok, ortada öyle harcanan bir para yok. Kendisi de bunu bal gibi biliyor ama iftira atıyor. Aslında bu benim şansım. Çünkü Gaziemirliler beni tanıyor ve böyle bir insan olmadığımı biliyorlar. Muhalefet, ülkeyi yönettikleri iktidarın hesabını versin. Gaziemir Belediyesi’nin iyi yönetildiğini biliyorlar, halkın olumlu tepkilerini çok iyi görüyorlar.

‘İLÇE ÖRGÜTÜ İLE SORUN NE?’

Göreve geldiğinizden bugüne kadar, İlçe Örgütü ile sizin aranızda tartışma ve ayrışma olduğuna dair birçok haber basına yansıdı. Bu çatışma tablosunun sebebi nedir? İlçe Örgütü ile sorun ne ve neden çözülmüyor?

Benim nasıl belediye başkanlığı yaptığımı, belediye meclis üyelerim bile zor anlar. Çünkü burada oturmaları lazım. Buradaki koltuğun yanına bir koltuk çekerseniz yahut dışarı benim yanımda gezerseniz işte o zaman yaşadıklarımı görürsünüz. Dolayısıyla bir belediye başkanının Edirne kadar bir ilçeyi yönetirken yaşadığı sıkıntıları herkesin bilmesi mümkün değil. Beni ancak herhalde benzer belediye başkanları anlayabilir. İlçe örgütlerinin belediyeye bakış açıları farklı olabilir, beklentileri farklı olabilir ama benim ilçe örgütüyle bir derdim olamaz. Ben burayı yönetiyorum, ilçe başkanı da ilçeyi yönetecektir. Herkesin görev tanımı bellidir. Kimse, kimsenin işine müdahale etmediği sürece bir sıkıntı olmaz. Çünkü buradaki gerçekleri, buradaki ekonomik durumu, burada bir işin yapılıp yapılmayacağını ancak biz kendimiz biliyoruz. Bunun anlatımını da dışarıya biz yapıyoruz. İlçe örgütleriyle sıkıntılar yaşanabilir. Bunu sadece ben yaşamıyorum, birçok ilçede belediyeler ve örgütler arasında sıkıntı yaşanabiliyor. İlçe de her şeyin güllük gülistanlık olmasını isteyebilir, onlara gelen her türlü sorunun çözülmesini isteyebilir ama bunun mümkünatı yok. Gaziemirli vatandaşların birçoğuna istedikleri şeyin mümkün olduğunu ben bizzat anlatıyorum. Belki hoşlarına gitmiyor, birkaç gün sonra bana hak veriyorlar, ki öyle de oluyor. Herkes şunu söylüyor; ‘adam bize yalan söyleyemedi, istediğimizi yapmadı ama yalan da söylemedi.’ O yüzden ilçe örgütlerinin belediyenin ne yaptığını, belediye başkanın ne yaşadığını çok iyi bilmesi gerekiyor ki, kendilerine gelen talepleri, baskıları ona göre anlatsınlar. Anlamaya çalışmak lazım. Herkes birbirini dinlemeye, anlamaya çalışırsa sorunlar çözülür.

‘ANLAŞILAMADIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM’
Peki, anlaşılamadığınızı düşünüyor musunuz?

Tabi ki düşünüyorum. Beni bir kişi dahi hak etmediğim bir konuda eleştiriyorsa inanılmaz üzülürüm. Gerekçelerimi anlatmam lazım. Bunu, siyaseten eleştirenler için söylemiyorum, onlara gülüp geçiyorum. Ama beni tanımadığı için, yanlış anladığı için veya yanlış aksettirildiği için karşımda olan insanlar varsa ben bunlara çok üzülen bir insanım. Saatlerce konuşurum, kendimi anlatırım.

‘BİR ALIP VEREMEDİĞİM YOK’

Sarnıç Mahallesi’ndeki tapu sorunu, Emrez Mahallesi’ndeki Nükleer Atıkları gibi ilçedeki birçok soruna dikkat çekiyorsunuz. Çeşitli etkinlikleriniz oluyor. Bu kapsamda, İlçe Başkanlığı’nın yeterince yanınızda olmadığını düşünüyor musunuz? Çünkü, ilçe danışma kurulu toplantısında ilçe örgütüne bu yönde bir siteminiz olduğu basına yansımıştı. Neler söylersiniz?

Tabi ki her belediye başkanı, ilçe örgütünün, yanında olmasını ister. Danışma kurulları, partinin geçmiş dönem ve gelecekte yapacağı çalışmaların, partinin iktidarı için neler yapması gerektiğinin konuşulacağı toplantılardır. Ama danışma kurullarının, belediyenin faaliyetlerinin konuşulduğu, eleştirildiği bir mecraya dönüşmesi doğru değil. Benim danışma kurulundaki yaklaşımın; partiyi, örgütü konuşacağımız bir noktada belediyeyi burada tartışmayalım şeklindeydi. Ama arkadaşlar, belediyeyi eleştirme noktasında devam ettiler. Tabi ki ben de partiyi görmek istediğim ama görmediğim yerler konusunda konuşacağım.

Özellikle, ‘Örgüt bana sahip çıkmıyor’ minvalinde basına yansıyan konuşmanız dikkat çekti. Bununla ilgili neler söylersiniz? İki tarafta da sanki bir restleşmeye dönen bir süreç var gibi görünüyor.

Örgüt bana sahip çıkmıyor anlamında değil, ne yapması, nerede durması gerektiğini örgüt bilecek. Benim onlarla ilgili bir alıp veremediğim yok. Ben görevimi yapıyorum. Ben belediye başkanıyım, seçildiğim görevi layıkıyla yapayım, onlar da bunu anlatsınlar, tanıtımını yapsınlar, yaptığım bir yanlış varsa onu da eleştirsinler, söylesinler.

BAŞKA TARAFA ÇEKTİLER’

İl yönetimi Gaziemir Belediyesi CHP Meclis Üyesi İzel Zenginobuz Derinsu ile ilgili disiplin soruşturması başlatmıştı, bunun ardından siz de İzel Hanım’ı belediye başkan yardımcısı yapmıştınız. Bunu da sormak isterim?

Onunla alakası yok. Tesadüf. Aynı döneme denk gelmiş bir olay. İzel Hanım, Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi, benim meclis başkan vekilim idi, burada ve Büyükşehir’de hukuk komisyonunda görevli, Büyükşehir’de divan katipliği yaptı. Bir kadın, bir hukukçu, bir siyasetçi. Benim de siyasi başkan yardımcısı kadrom boştu ve bir siyasi başkan yardımcısına ihtiyacım vardı. İzel Hanım, bu göreve layık biri. Hani gençlerin önünü açacaktık, kadınlara destek olacaktık. Halil Arda onu yaptı ve onu başka tarafa çektiler. İzel Hanım şu anda benim atadığım görevde son derece başarıyla ilerliyor.

‘BUNLARIN HEPSİ PARTİ SUÇU’

Meclis üyeleri arasında da ciddi ayrışmalar olduğu biliniyor. Özellikle meclis üyeleri arasındaki disiplin restleşmeleri ve bir grup meclis üyesi ile sıkıntılar yaşadığınız basına yansımıştı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu bütün ilçelerdeki meclis üyelerinin içerisinde çekişmeler oluyor, gruplaşmalar oluyor. Bunlar normal süreçler. Nisan ayındaki komisyon seçimlerinde bana yakın arkadaşlar komisyonlarda hiçbir yere aday olmadılar. Ben Gaziemir’in hayrına bir gündem oluşturduysam, o gündemde o arkadaşların oluşturduğu komisyona gidiyorsa ona ‘hayır’ diyorlarsa hesabını Gaziemirlilere verecekler. Ben belediye başkanı olarak gündeme konuyu alıp getirmişim. Ancak grupta alınan kararların mecliste oylanmaması gibi bazı sıkıntılı şeyler de yaşıyoruz. Bunların hepsi parti suçu.

‘ÜZERİMİZDE BÜYÜK BİR BASKI VAR’

Peki bu sizi nasıl etkiliyor?

Beni çok etkilemiyor. Meclis bir karar ortamı. Ben meclisin aldığı kararları uygulamakla mükellefim. Dolayısıyla talepler gelir, gündem oluşturulur, komisyona gider, komisyonlar araştırır ve meclise sunar. Meclis de o görüşler üzerinden raporları oylar. İster ‘evet’ ister ‘hayır’ der. Meclis’i ilgilendiren şeyler var, ilgilendirmeyen sorumluluklarımız, yetkilerimiz var. Yakasına yapışılan, yargılanan, soruşturma geçiren benim. Her şeyimiz şeffaf, açık. Şu anda üstümüzde inanılmaz bir baskı var; müfettişlerin biri gidiyor, biri geliyor. İkisi geliyor, daha gitmeden bir başka konuyla ilgili diğer ikisi geliyor. Adam kendi arazisinin etrafını duvarla çevirmiş, içine hafriyat toprağı çekip tesviyeler yapmış. Bunun hesabını bana soruyor, ‘Belediye başkanı uyuyor mu?’ diyor. Ben Gaziemir’deki her parselin başına adam dikemem. Adamın kendi arazisi. Hazine arazilerine hafriyat toprağı dökülmüş, ben hazine arazilerinin bekçisi değilim. Ben Cumhuriyet’in bekçisiyim. Hazine arazilerinin korunması görevi benim görevim değil. Ama birisi oraya hafriyat döktüyse tespit edip yasal işlem yapıp cezalarını kesmişiz. Ancak binlerce dönüm hazine arazilerine güvenlik görevlisi dikecek bir kurum değiliz. Onun korunması benim yetkimde değil. Müfettişler geliyor, gidiyor, atılan iftiralarla ilgili cevaplarını veriyoruz. Ancak bu üzücü bir hal almaya başladı. Halil Arda değil, Gaziemir Belediyesi üzerinde bir mobbing uygulanıyor, bunu da doğru bulmuyorum.

‘BÜYÜKŞEHİR DESTEĞİNİ HİSSEDİYORUZ’

İlçe belediyeleri için Büyükşehir Belediyesi’nin desteği de mutlaka önemli. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile diyaloğunuz nasıl? Gaziemir Belediyesi, Büyükşehir’in desteğini hissediyor mu?

Tabii ki hissediyoruz. Gaziemir’in sorunları çok, bütün sorunları Büyükşehir Belediyesi’ne taşıyoruz. Hepsinin bir anda çözülemeyeceğini ben de biliyorum. Yapılanlar var, yapılmayanlar var. Yapılmayanlarla ilgili isteklerimizi dile getiriyoruz. Ancak acil olanlarla ilgili anında önlemler alınıyor. Geçen sene Binbaşı Reşat Mahallemizde bir sel yaşanmıştı, dere yatağı çok daraltılmıştı, İZSU anında reaksiyon aldı, o dere yatağı genişletildi ve duvarları tekrar yapıldı. Dolayısıyla çok acil olanlarda Büyükşehir Belediyemiz müdahale ediyor. Uzun vadeli olanlarda da örneğin Gaziemir Metrosu var. Milyar dolarlık bir iş. İzmir’in en uzun metro hattı olacak. Şimdi onun projesine başladık. Bugün Sarnıç’ta belediye otobüslerinin yolu asfaltlanıyor, çok önemli bir hizmet. Yine Beyazevler Mahallesi’nde yola akan bir kanalizasyon vardı, İZSU onu hemen yaptı. Büyükşehir Belediyesi ve Tunç Soyer ile ilişkilerimiz iyi. Evet, zaman zaman istekler konusunda ben biraz şey davranmış olabilirim. Üzülüyorum… Hep diyorlar ya ‘Güneş çarığı sıkar, çarık da ayağı sıkar’ diye… Biz de burada vatandaşlarımıza karşı sorumluyuz. Onlar beni sıktığında ben de Büyükşehir’i sıkıyorum. Tunç Soyer’i de anlıyorum. Ben, Gaziemir gibi bir yerde böyle zorlanırken koskoca İzmir’i yönetmek her babayiğidin harcı değil, hiç de kolay değil. Ben Tunç Başkan’ın da canla başla çalıştığını görüyorum.

‘SOYER’İN EKİBİNDEYİM’

Aslında Sayın Soyer ile bir dönem aranızda soğukluk olduğuna dair söylemler olmuştu ama sanırım buzlar erimiş?

Bir soğukluk değil. Ben bazı işlerim yapılmadığında üzülüyorum, darılıyorum, kırılıyorum. Duygusal bir yapım var. Ben Tunç Soyer’in ekibindeyim, ekip siyaseti yapan birisi değilim, Tunç Soyer ve Büyükşehir bizim için çok önemli bir yer taşıyor. Sadece ben değil; benim eşim Neptün Hanım ile Engelsiz İzmir Projesi’nde 2 buçuk yıldır çalışıyor. Biz hep birlikte bir ekibiz, ayrımız gayrımız yok. Ancak Gaziemir’e acil olan şeylerde yapılmadığı zaman üzülüyorum. Çünkü Gaziemirli vatandaşlar da beni üzüyor. Onları öyle gördüğümde kendimi çaresiz hissettiğimde tabii ki Gaziemirlilerin hakkını savunuyorum. Ancak burada asla bir hakaret yok, kötü bir söz yok. Tunç Başkan ile de ilişkimiz şu anda gayet iyi.

TOPLANTIYI NEDEN TERK ETTİNİZ?

Son olarak sormak istediğim soru ise; İlçe Danışma Kurulu’nda gergin anlar yaşandı, tartışmalar oldu ve siz toplantıyı terk ettiniz. Neden terk ettiniz?

Beş dakikalığına söz verilmiş insan 35 dakika konuşturuldu ve belden aşağıya vurmaya, iftiralar atmaya başladı. Benim belediye başkanlığı dönemimle ilgili değil, 20 yıl öncesi ile ilgili iftiralar atmaya başladığında bir taraftan bir partili İzel Hanım’a ‘Terbiyesiz’ diye bağırırken maalesef divan müdahale etmedi. Ben de konuşmamı yapmıştım, bir daha da söz hakkı verilmeyecekti. Dolayısıyla seviye o kadar düşmüştü ki terk ettim. Ben ortamı germemek adına terk ettim. Danışma kurullarının seviyesini kontrol edecek olanlar kurulu yöneten divandır. Maalesef divan Gaziemir Danışma Kurulu’nda başarılı bir yönetim sergilemedi.

Editör: Haber Merkezi