Gizem TABAN/İZ GAZETE- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) 18 Aralık saat 13.30’da Gündoğdu Meydanında düzenleyeceği ‘Geçinemiyoruz’ mitingine çağrı toplantısı, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilciliği binasında gerçekleşti.Toplantıda; KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, KESK Dönem Sözcüsü Veysel  Beyazadam, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel, Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Aykut Akdemir, İzmir Mali Müşavirler Odası Başkan Yardımcısı Müfit Yıldırım ile Emek ve Demokrasi Güçleri bileşenleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) yöneticileri ve temsilcileri yer aldı.  Toplantıda, 18 Aralık mitingine çağrı yapıldı.

'İŞ YÜKÜ ALTINDA EZİLİYORUZ'

Toplantıda konuşan Mali Müşavirler Odası Başkan Yardımcısı Müfit Yıldırım, şunları söyledi:  "Bu mücadele biz de taraf olmak istedik. Bizim de İzmir'de 8 bin 500 kişilik bir örgütümüz var. TÜRMOB, Türkiye çapında 120 bin meslek mensubumuzu  temsil ediyor. Bizde bir tarafıyla serbest çalışan arkadaşlarımız olduğu kadar, sözleşmeli çalışan emekçi arkadaşlarımız var.  Bizim ilişkili olduğumuz  Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı...  Onlarla ilişkilerimiz var. Ve bizim, mesleki faaliyeti sürdürürken asgari ücret tarifelerimiz var. Bu da Maliye Bakanlığı'nın vesayetinde bir yapı, bizim emeğimizin karşılığını belirliyor ve ücret tarifesi yayımlıyor. Bizim verdiğimiz emepği karşılamayan, çok düşükm seviyelerde ücret tarifeleri oluyor. Aslında adı asgari ücret ama sonuçta fiili ücret durumuna dönüşmüş bir bedel karşılığında hizmet vermeye çalışıyoruz.  Ekonomik hayatta değişen bütün mevzuatlar direk bizimle  bağlantılı. Dolayısıyla bizler de arkası bitmeyen iş yükü altında eziliyoruz. Ve karşılığını maalesef alamıyoruz.Bu mücadelede hep yanınızdayız hep birlikteyiz."

'SOL OMZUNUN ARKASINDA TMMOB VAR'

TMMOB İKK Sekreter Aykut akdemir ise, "Yoksulluğa ve faşizme karşı hep beraber olabilmenin görüntüsünü vermek için buradayız. Biz TMMOB olarak liberal politikalarla gelişen süreçte mesleğimizin itibarsızlaşmasına karşı çıktık. Artık öyle bir evreye gelindi ki bu ülkenin mühendislerden mimarlardan vazgeçmek gibi bir lüksü olmadığını söylemek için buradayız. Artık tümüyle beraber sınıfla beraber bir kitleden bahsediyoruz. Bir işçileşme süreci sınıfın parçası olduğunu ifade sürecine doğru evriliyoruz Yaşasın sınıf kardeşliği dediğimiz için şu an burada beraber olma süreci içerirsindeyiz. Pandemi koşullarında birçok alanda kapatma yaşanmakla beraber bizlerin çalıştığı işletmeler hiçbir şekilde durmadı. Bu bedellere karşı 18 Aralık'ta Gündoğdu'da olacağız. Her kim ki faşizm kavgasına giriyorsa, sol omuzunun arkasında TMMOB’u görecektir" diye konuştu.

'MÜCADELEYİ SÜRDÜRMEK GEREKİYOR'

İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel, "Sağlık ruhen, bedenen ve sosyal olarak iyilik halidir. Yoksulluk  bu iyilik halini tamamen ortadan kaldırmakta ve hem birey olarak hem toplum olarak sağlıksız bir süreci yaşamamızı getirmektedir. Sağlık emekçileri de son 2 aydır  bunun mücadelesini veriyorlar, 'geçinemiyoruz' diyorlar. Yoksulluk sınırının üzerinde bir gelir talepleri var.Haklarımızı istiyoruz, özlük haklarımız konusunda mücadelemizi sürdürüyoruz. Tüm toplumun da bu konuda mücadelesini sürdürmesi gerekiyor. Yükü daha da artan, derinleşen bu yoksulluk ortamında, bu sağlıksız ortamlarda yüksek sesle mücadeleyi sürdürmek gerekiyor. Bu eylemi o yüzden destekliyoruz" açıklamalarında bulundu.

'SÖZ DEĞİL BİRLİKTELİK ZAMANI'

KESK Dönem Sözcüsü Veysel Beyazadam, "Emek, demokrasi ve barış mücadelesinde olmazsa olmaz emek örgütleri, meslek örgütleri, odalar, bununla beraber  inanç örgütleri, partilerimiz bütünlüklü olarak bu yolculuğu birlikte sürdürmek zorundayız. Çok faşist bir yağmur yağıyor, koca bir şemsiyenin altında birleşmek gerekiyor. Bunun İzmir'e has bir yansıması olsun diyoruz. Söz zamanı değil iş zamanı, birliktelik zamanı. Yolumuz açık olsun" ifadelerini kullandı.

'ARTIK HEPİMİZ İŞÇİYİZ'

İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, "Geçinemiyoruz, derin bir yoksulluk yaşıyoruz. Derin bir yoksulluk dediğimiz yerde; insan haklarının en büyük ihlaliyle karşılaşırsınız.Yoksul insanlar eğitim hakkından yoksun kalır, adalete erişim imkanından yoksun kalırlar, sağlıklı bir ortamda barınma hakkından yoksun kalırlar. İktidarın uzun soluklu politikaları sonucu her mahalleye konan üniversiteler ihtiyaçtan fazla avukata, hekime, mühendise yol açtı. Bir akademik eğitimi tamamlamış bir kişi artık kendi başına hareket edemez duruma geldi. Bugün asgari ücretle çalışmak zorunda olan, asgari ücret altında çalışmal zorunda kalan, evinen ekmek götüremeyen, baktığınızda toplumun iyi yerlerinde diye düşünülen avukatlar, hekimler, mühendisler... Artık hepimiz işçiyiz. Artık hepimiz aynı koşullarda çalışıyoruz. Bu yoksulluğa karşı birlikte mücadele etmek zorundayız. Evet faşizm kocaman bir yağmursa onun altında bizi koruyacak şemsiyeyi hepimiz kuracağız" diye konuştu.

'ÖNÜMÜZ BİR KARA KIŞ'

DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, "Önümüz bir kara kış ya biz birleşeceğiz bu iktidara kara kışı yaşatacağız ya da biz parçalanacağız, yok olacağız kara kışı hep birlikte yaşayacağız. 18 Aralık'taki KESK'in mitingine hep birlikte destek vereceğiz. Hep birlikte bu ceberrut iktidara karşı yan yana, omuz omuza olacağız" dedi.

EMEKÇİLERİN TALEPLERİ SIRALANDI

Ortak açıklamayı okuyan KESK Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik ise son olarak mitinge çağrı yaparak talepleri sıraladı:

• KESK olarak, sesimizi daha da yükseltecek, ses olan her yerde sese ses katacağız.

• İktidar derhal istifa etmeli, erken seçim kararı almalıdır.

• Çok acil ve asgari olarak, çalışanların ücretlerine son iki yılda yaşanan kayıpları telafi edecek zam yapılmalıdır.

• Asgari ücret Ocak ayı beklenmeden, insanca yaşayacak bir tutara çıkarılmalı, vergiden muaf tutulmalıdır.

• Mal ve hizmetlere son iki yılda yapılan zamlar geri çekilmeli, denetim sağlanmalıdır.

• Elektrik, doğal gaz ve suyun bir kısmı devlet ve belediyeler tarafından karşılanmalıdır.

• Herkese yaşanabilir bir ücret düzeyinin altında olmamak kaydıyla “temel gelir güvencesi" verilmesi için bütçeden kaynak ayrılmadır.

• Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmelidir.

• Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan pay acilen artırılmalıdır.

• Lisans ve önlisans mezunu tüm kamu emekçilerinin ek göstergesi 3600'e çıkarılmalıdır.

• Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçe hayata geçirilmelidir.

• Toplumsal barışı sağlayacak acil demokratik adımlar hayata geçirilmelidir.

• Evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemine geçilmelidir.

Editör: Haber Merkezi