ÖZLEM KARA/ İZ GAZETE - TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar 2020 yılını şöyle özetledi: “2020’yi karşılarken birçok temennide bulunmuştuk, en önemli olan dileğimizin sağlık olduğunu bilmeden. İki yüz yılda bir karşılaşılacağı ifade edilen bir salgın hayatımızı bu yıl esir aldı. Elazığ ve İzmir depremlerinde yaşadığımız can kayıpları yüreğimizi yaraladı. Giresun ve Bursa’da yaşanan sel felaketi, Van’da yaşanan çığ felaketi 2020 yılının kabarık siciline eklendi” Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, ise” 2020 Yılında da ülkemizin her bölgesinde çevresel yıkım projeleri, afetler, yaşamımızı tehdit eden çevre kirliliği ile yaşamaya devam ettik” dedi.

‘BU YILIN BİZE ÖĞRETTİĞİ EN ÖNEMLİ KONU AFETLERE HAZIRLIKLI OLMAK’

Dünyanın, üzerinde yaşayan insanların sıkıntılarına, acılarına, pişmanlıklarına aldırmadan güneş çevresindeki turunu tamamladığını dile getiren TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, zamanın takvimlere aldırmadan akıp geçtiğini belirterek şunları dile getirdi: “Yeni yıl sadece takvimin işaret ettiği bir sayı, yani insan düşüncesinin bir ürünü. Ama insan sadece düşünmez, hayal kurar, umut eder, anlamlandırır. Gece yarısına saatler kala yalandan da olsa olumsuz ne varsa sıyrılıp yeni yıl için güzel şeyler düşünmek, yarınlar için umut etmek, düşlediğimiz dünyayı kurmak için bir adım atmaktır belki de. 2020’yi karşılarken birçok temennide bulunmuştuk, en önemli olan dileğimizin sağlık olduğunu bilmeden. İki yüz yılda bir karşılaşılacağı ifade edilen bir salgın hayatımızı bu yıl esir aldı. Elazığ ve İzmir depremlerinde yaşadığımız can kayıpları yüreğimizi yaraladı. Giresun ve Bursa’da yaşanan sel felaketi, Van’da yaşanan çığ felaketi 2020 yılının kabarık siciline eklendi. Sanırım bu yılın bizlere öğrettiği en önemli konu yaşanılabilecek afetlere karşı hazırlıklı olmak. Doğal afetler öncesi alınacak önlemlerin birçok hayatı kurtaracağını bir kez daha öğrendik. 2020 yılı, tüm dünyayı teslim alan pandemiden kaçınmak için yurtdışından gelmesini beklediğimiz aşıyı üretebilmenin ne kadar önemli olduğunu ve toplum sağlığına daha çok yatırım yapılması gerektiğini hatırlattı. Bu yıl, deprem kuşağında olan ülkemiz için yapı güvenliği konusunun ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gösterdi. Geride birçok acıyla bıraktığımız bir yılın ardından yepyeni bir 2021‘i bekliyoruz. O zaman gelen yıldan da bir dileğimiz olsun. Yeni yıl, bu topraklarda yaşayan herkesin sağlık, eğitim ve adalete eşit ulaşabileceği yılların başlangıcı olsun” dedi.

‘2020’DE ÇEVRESEL YIKIM PROJELERİ İLE YAŞAMAYA DEVAM ETTTİK’

Sanayileşme, kentleşme, nüfus artışı ile birlikte çevre sorunların arttığını dile getiren Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, kar hırsına dayanan ve tüketimi sürekli destekleyen, yönlendiren yönetim anlayışlarının, doğanın varlıklarını ortadan kaldırmaya ve geri dönülemez hasarlar vermeye devam ettiğini açıkladı. Kınay, ekolojik yıkım olarak tanımlanan bu süreci insan eli ile yürütülen tüm faaliyetlerin yarattığı küresel ölçekte felaketlerinde arttığını ifade etti. Helil Kınay sözlerine şöyle devam etti: “Bu karanlık tabloya ilave olarak; 2020 Yılında bir çok küresel felaket ile birlikte Pandemi sürecinin tüm yıkıcı etkilerini yaşamaya devam ediyoruz. Yaşadığımız süreç; Salgın sürecinde sağlıklı bir çevrede sağlıklı yaşamın önemini ,hijyenin sağlık için önemi ile birlikte sağlıklı şehirlerde yaşayabilmek için çevre sağlığı hizmetlerinin de önemini ortaya koymuştur. 30 Yılı aşkın Çevre Kanunu ve Çevre Bakanlığı geçmişine sahip ülkemizin, çevre kalitesinin korunup geliştirildiğini, ülke yönetiminde ekonomik kalkınma ile doğal varlıkların korunmasını esas alan yönetim politikalarının etkin hale geldiğini söylemek mümkün değildir. 2020 Yılında da ülkemizin her bölgesinde çevresel yıkım projeleri, afetler, yaşamımızı tehdit eden çevre kirliliği ile yaşamaya devam ettik.”

ÇEVRE SORUNLARI VE TOPLUMSAL SORUNLAR ARASINDA BİR BAĞ VAR

Doğanın ve emeğin sömürülmesi sürecinin tüm yıkıcı etkilerinin 2020 döneminde de karşımızda durduğunu belirten Kınay, Ülkemizde ve kentimizde, yurttaşların yaşam alanlarını ranta ve talana karşı korumak adına yaptığı mücadeleleri; çevre sorunları ile toplumsal sorunlar arasında ayrılmaz bir ilişki olduğunu ifade etti. Kınay, “Çevrenin korunmadığı bir demokrasi olamayacağı gibi, demokrasinin olmadığı bir ülkede de çevrenin korunamayacağını gösterdi ve mücadeleler devam ediyor. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak; ülkemizde ve kentlerimizde doğal varlıklarımızın korunarak geliştirilmesini yaşamsal bir olgu olarak değerlendiriyoruz. Çevre korumanın en kalıcı teminatı olarak sosyal gelişimin sürekli kılınması ve katılımcı çağdaş bir yönetim anlayışının hayata geçirilmesinin önemini bir kez daha vurgulamaktadır Yaşamın ve Kamu Yararı tarafında olduğumuzu tekrarlıyor; yurttaşlarımızın esenliği ve doğal varlıkların korunmasını esas alan yönetim ve çevre politikalarının hayata geçirilmesi konusundaki kararlılığımızı; örgütlü birliğimizi güçlendirerek, ülkemizi adalet, eşitlik, barış ve bilim temelinde yeniden kurmak, insanımıza, doğamıza, yaşamımıza sahip çıkma inancımız ve kararlılığımızı dileğimizi paylaşıyoruz” dedi.

Editör: Haber Merkezi