Gizem TABAN/İZ GAZETE- AKP’li İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile AKP’li Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İzmirli depremzedeler, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) şantiye işçileri ve AFAD çalışanlarıyla sokak iftarı yaptı. Bayraklı’da gerçekleşen iftar yemeğine İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) üyesi olmayan depremzedelerin davet edilmemesi tepki çekti. Proje Alanı Mağdurları Platformu’ndan Suna Yılmaz ile Aysun Nacarfırat, yalnızca derneğe üye olan depremzedelerin iftar yemeğine davet edildiğini söyledi. Yılmaz evlerine kavuşamayan 17 depremzedenin yemeğe katılması için isim listesini İZDEDA Başkanı Haydar Özkan’a verdiklerini ancak Özkan’ın, yalnızca derneğe üye olan depremzedelerin yemeğe katılabileceğini söylediğini ifade etti. Nacarfırat ise depremzedelerin ayrıştırıldığını dile getirdi. İZDEDA Başkanı Haydar Özkan da iftar yemeği için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan deprem derneği için 150 kişilik kontenjan verildiğini söyledi.

‘DAVET EDİLMEDİK’

Depremzede Suna Yılmaz, proje alanı mağdurlarının ve evini alamayan 17 depremzedenin dernek üyesi olmadığı gerekçesiyle iftar yemeğine davet edilmemesine tepki gösterdi. Yılmaz, “İftar yemeğini, proje alanı mağdurlarına söylemediler. Bunu duyunca Haydar Bey ile konuştum, esas mağdur olan, evlerini alamayan 17 kişinin o yemekte olması gerektiğini söyledim ve bu kişilerin listesini verdim. Ardından Haydar Bey’den bana bir mesaj geldi, ‘Dernek üyesi olmayan hiç kimse katılamıyor’ dedi, bunu da Bakanlığın ifade ettiğini aktardı. Listeyi verdik ama ev alamayan 17 arkadaşımız davet edilmedi. Bunlardan 3-4 kişi gelebildi, onlar da gizli saklı girdiler. Arkadaşlar esas mağdurken, dernek üyesi olmadığı için iftar listesine alınmadı. Bu son derece yanlış… Bizim derdimiz protesto etmek değil. Bizim derdimiz, sorunlarımızı Bakan Bey’e ve müdürlere anlatmak. Çünkü sorunlarımıza muhatap bulamıyoruz. Derdimiz, Bakan Bey buradayken ona sorunlarımızı anlatmak” diye konuştu.

‘BİZİ İSTEMİYORLAR’

Proje Alanı Mağdurları Platformu’ndan Aysun Nacarfırat ise İZDEDA tarafından iftar yemeğinden haberdar edilmediklerini ve davet edilmediklerini belirterek kendisinin ve Suna Yılmaz’ın yemeğe davetsiz bir şekilde katıldığını söyledi. Nacarfırat, “Bize söylenen de sadece derneğe üye olanların bu yemeğe katılabileceği… Biz Bakanımıza ulaşmaya çalışıyoruz, burası onunla yüz yüze görüşebileceğimiz en iyi yer. Ve mutlaka proje alanında olan insanların büyük çoğunluğunun esasında buraya katılım sağlaması gerekiyordu. Buraya da davetli değildim, davetsiz geldim. Suna Hanım da davetli değildi, o da davetsiz geldi. Burada önemli olan yemek değil. Biz depremzede olarak demoralize ediliyoruz. Bizi istemiyorlar, bizi ayrıştırıyorlar. Biz proje alanı mağdurları olarak birçok sıkıntı yaşadık, hala da yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

‘BAKANLIK KONTENJAN VERDİ’

Söz konusu eleştirilerle ilgili soruları yanıtlayan İZDEDA Başkanı Haydar Özkan ise iftar yemeği için Bakanlık tarafından dernek için 150 kişilik kontenjan ayrıldığını açıkladı. Özkan, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan 150 kişilik kontenjan verildi. 150 kişilik kontenjan deprem derneği için verildi. Burada konuşulması gereken konular neler; depremzedelerin mağduriyetleri. Ne mağduriyeti var; evsizlerin mağduriyeti. 17 tane evsizi bir yere getirirseniz, yan yana koyarsanız 34 tane ev olur mu, olmaz. 17 ev, 17 evsiz olur. Evsizlerin derdini bir kişi de anlatabilir, üç kişi de anlatabilir, 17 kişi de anlatabilir. Ancak üç kişi anlatmak için gönüllü seçiliyorsa ve bu derneğin üyesiyse onlar alındı” açıklamalarında bulundu.

‘BAĞIRARAK BİR ŞEY ALAMAYIZ’

Özkan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Biz Sayın Bakanımızla bundan yaklaşık olarak 10 ay önce, proje alanlarının hak kayıplarının önlenmesi için rezerv alandan yer verilmesi ile ilgili yaptığımız görüşmemizde; hak kaybının önlenmesi için ‘Rezerv alandan satış önceliği verin’ dedik. Bu satış önceliğiyle ilgili Bakanımızla görüşme tam olumlu sonuçlanacakken Suna Yılmaz, ‘Benim evimi yıktınız, benim evimi yapmadınız’ diye toplantıyı sabote etti. Ve ben şu anda Suna Hanım’ı hiçbir yere almam. Çünkü olumlu giderseniz bir şeyler alırsınız. Bağırarak, çağırarak gittiğiniz zaman herhangi bir şey alamazsınız, bunu gördük. Birlik ve beraberlik yapacaksak önce proje alanında kendini sorumlu hisseden o arkadaşlar, şuraya gelsinler ‘17 tane vatandaşımızın evi nerede?’ diye sorsunlar. Adamın evi yok, ben diyorum ki ‘Musluğum bozuk.’ Terbiyesizlik değil mi bu? Önce evi olmayana dert, çözüm üretirsin. Sonra musluğun tabii yapılacak.”

Editör: Haber Merkezi