İZ GAZETE- Eski YARSAV Başkan Yardımcısı Murat Aydın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde AKP ve MHP gruplarının oyları ile kabul edilerek yasalaşan İnfaz Düzenlemesi’ni İz WEB TV’de değerlendirdi. Murat Aydın, İz Gazete editörü Yağız Barut ile İz Gazete muhabiri Tugay Can’ın sorularını yanıtladı.

‘YENİDEN TARTIŞMAK GEREK’

Cumhurbaşkanı’na Hakaret suçlamasının diğer kamu çalışanlarına hakaret suçlamasından ayrı değerlendirilmesini Anayasa Mahkemesi’ne taşıdığı süreci hatırlatan Murat Aydın, söz konusu başvurunun 2017 referandumundan önce olduğunu ve o dönemde hukuki olarak Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olduğunu belirtti. Aydın, “Partili Cumhurbaşkanı söz konusu olduğunda, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu daha boşta kaldı. O suçun ceza kararındaki ilkelere bakarsak Cumhurbaşkanı herkesin Cumhurbaşkanıdır, o devletin birliğini temsil eder. Şimdi ise bu kararın anayasaya aykırılığını tekrar tartışmak gerek. Bu düzenlemenin daha değişik hale gelmesi lazım. Partili cumhurbaşkanı o kadar tuhaf bir hal aldı ki, normalde Cumhurbaşkanı’nın ettiği tarafsızlık yemini değiştirilmedi. Tarafsız olmaya yemin etmiş cumhurbaşkanı, bir partinin genel başkanı ve bir partinin genel başkanı olduğu için doğal olarak da başka partilerle polemiğe giriyor ve onunla da polemiğe giriliyor” dedi.

‘İNSANLAR MUTLU DEĞİL’

16 Nisan 2017’de gerçekleşen referandumun üzerinden geçen 3 yılı da değerlendiren Aydın, başkanlık sisteminin Türkiye’nin hangi sorununu çözdüğünü sordu. “Çabuk karar değil, hatalı karar alıyoruz” diyen Aydın, “Türkiye'nin iyi işleyen bir parlamenter demokrasiye ihtiyacı var. Gelin, demokratik, hukuk devletinden yana bir ülkemiz olsun ve hepimiz mutlu olalım. Elbette siyasi farklılarımız olur ama önemli olan şey şu ki, biz mutlu değiliz. Ben iktidara oy veren insanların bile yeterince mutlu olduğunu düşünmüyorum. İktidar ya da muhalefetten yana olan her aklı başında insan bu ülkenin ileriye taşınmasını istiyor zaten” diye konuştu.

‘CEZANIN ANLAMI KALMAZ’

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde AKP ve MHP grubu ile kabul edilen infaz düzenlemesi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Aydın, “ Caydırıcılığı sağlayan şey suçla orantılı bir ceza vermek ve onu mutlaka uygulamaktır. 300 yıl hapis cezası verilen kişi 3 yıl sonra çıkarsa o cezanın caydırıcılığı kalmaz. Adaletin yerine gelmediği bir toplum oluşursa da cezanın bir anlamı kalmaz. Sık sık çıkan aflar, cezanın uygulanmasını ortadan kaldırır” dedi. “Suç işleyen kişiyi belki bir süre kendi haline kapatıp sonra çıkardığınızda suç işlemesini önleyemezsiniz” ifadesini kullanan Murat Aydın, “Suç işleyen kimse oturup düşündüğü zaman suç işlemez. Suç işleyen kişinin topluma bir borcu var, kefalet var. Toplumun da suç işleyen kişiye borcu var, onu iyileştirmeli, dışlamamalı. Toplum ve suçlu birbirleriyle sürekli çatışırsa bunu önleyemez. Toplum, hukuk sistemi, devlet, suç işleyen kişiye sorumlulukların yerine getirmezse, onlara aşağılık katil, cani derse suç tekrarlanır” ifadelerini kullandı.

Murat Aydın, “Bir suç işlediğiniz iddia ediliyorsa ve yargı süreci devam ediyorsa cezaevinde kalacaksınız. Böyle bir şey olabilir mi? Bir yargı paketi getiriliyorsa suçu kesinleştirilmeyenleri tahliye edin dedik çünkü onların masum olma olasılığı var. Yargıda ‘Suçu kanıtlanana kadar masumdur’ denir ve suçlu muamelesi yapılmaz. Ama şimdi keşke suçlu muamelesi yapılsa çünkü suçlu olanlar dışarı çıkıyor” şeklinde konuştu.

‘KURULU DEĞİL, GÖREVİ TANIMLAYALIM’

Denetimli Serbestlikte İdare ve Gözlem Kurulu’na dair bir soruyu da yanıtlayan Murat Aydın, “Bu kurul, cezaevinde belirtilen süreyi dolduran ve disiplin cezası almayan kişiler iyi halli olarak kabul ediyor. Kurulu oluşturmak önemli değil, ölçme değerlendirme önemli. Bu bilinmeyen bir mekanizma değil. Her hükümlünün otomatik olarak iyi halli olması da yanlış, idarinin kafasına göre kimin iyi halli olup olmadığına karar vermesi de yanlış. Bunun önüne geçmek için kurulu değil, görevi tanımlamak lazım” diye konuştu.

‘TERÖR TANIMI HUKUKİ DEĞİL’

Terör suçlularının kapsam dışında tutulmasını da eleştiren Murat Aydın, terör kavramının işinin boşaltıldığını ifade etti. Aydın, “Bu ülkede kime ya da neye terörist deniliyor belli değil. Bu konuda 50 defa kanun çıkarıldı, değiştirildi. Mesela geçen sene çıkarılan kanunda haber amaçlı eleştiriler suç teşkil edilmeyecek deniliyordu, e zaten normalde de bu bir suç değildi. Ama bunun yüzünden insanlar içeri atıldı. Bizim terör tanımımız hukuki değil. İnsanlar terörist olup olmadığına göre değil, fiilde işlediklerine göre ceza alır. Kişiler eylemleriyle ceza alır. Siz herkese terörist diyor ve onları cezalandırıyorsanız ve terör cezası alanları tahliye edemiyorsanız, gerçekten terör eylemi gerçekleştiren de içeri de kalır, düşüncesi yüzünden içeri atılan da içeride kalır. Şiddeti öven kişi ile tweet atan kişi aynı cezayı alıyor. Terör tanımını bu hale getirirseniz karşınızdaki kişilere zillet ittifakı derseniz ayağınıza böyle dolanır” dedi.

BUGÜN AKP’Yİ BEĞENMEYENLERİN ÇOĞU AKP’YE BENZİYOR’

Türkiye’de herkes kendisi için hukuk istediğini ve bunun doğru olmadığını ifade eden Murat Aydın, sözlerini şöyle tamamladı:

“Mesela AKP Genel başkanına yapılan en çok eleştiri, insanları kutuplaştırıyor olması. Peki, onun karşı kutbun da bulunanlar toplumu kutuplaştırmıyor mu? Erdoğan’ı beğenmeyebilir, politikalarını yanlış bulabilirsiniz. Ben de yanlış buluyorum ve onunla fikir mücadelesi yapılması gerektiğini savunuyorum. Ama birbirimizin gırtlağına sarılmaya gerek yok. Bugün AKP’yi beğenmeyen ve karşı olduğunu söyleyenlerin önemli bir kısmı AKP’ye benziyor”

Editör: Haber Merkezi