Cumhuriyet'te yer alan habere göre, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Bilim Kurulu üyelerinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Sinovac tarafından yeni tip koronavirüse (Covid-19) karşı geliştirilen CoronaVac aşısını yaptırdı.  

Sosyal medya hakkında açıklamalarda bulunan Çelik "Buraların objektif bir düzenlemeye tabi tutulması artık zorunlu hale gelmiştir" ifadelerini kullandı.

"SÖZDE CUMHURBAŞKANI" POLEMİĞİ

"Sözde Cumhurbaşkanı" tartışmalarına da değinen Çelik, şöyle devam etti:

"Eğer karşınızdakilerin yapmış olduğunu siyaseten yanlış olduğunu düşünüyorsanız bunun yolu siyasi mücadeledir. Türkiye'de çok acı işler bu mantığın arkasına saklanarak yapılmıştır. Arkasından bu hastalıklı mantık bir başkasının Erdoğan ancak felaketle işbaşından gider, seçimle gitmez gibisinden acınacak haldeki değerlendirmelere devam etti.

Burada esas üzücü olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na, sayın Kılıçdaroğlu'nun sözde Cumhurbaşkanı demesidir. Bir şeye gayrimeşru olduğu zaman varlığının temelinde meşruiyet olduğu zaman sözde dersiniz. Gayrimeşru yapılar için kullanırsınız. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı için bu ifadeyi kullanmak, 27 Nisan'da hükümetimize verilmeye başlayan muhtıra teşebbüsü ile gündeme gelmişti.

O zamanki askeri vesayet biz sözde değil özde Cumhurbaşkanı istiyoruz denmişti. Bu yetkiyi size kim verdi? Millete ait yetkiyi herhangi bir kurum, makam kendisine ait kılma şeklinde bir pozisyonu hukuk devletinde nasıl üretebilir? Dersiniz ki şu eylemlerini, şu siyasi yaklaşımlarını beğenmiyorum, bu bir siyasi değerlendirme, mücadele konusudur. Bu kadar zaman geçtikten sonra bu post modern darbe, ya da muhtıra şeklindeki yaklaşımlar ortadan kalkmıştır diye düşünüyorsunuz, ama sivil siyaseti güçlendirmesi gereken sayın Kılıçdaroğlu, seçilmiş Cumhurbaşkanını gayrimeşru duruma getirmeye çalışan büyük bir yanlış yapıyor. Benim mensup olduğum siyasi parti, o partiye mensup olanların, oy verenlerin evidir. Türkiye Cumhuriyeti bütün Türk milletinin ortak evi, çatısıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin makamları da böyledir.

Orduların başkomutanı olan Cumhurbaşkanı makamına karşı böyle bir şey söylerseniz, bu Cumhuriyet değerlerine karşı söylenmiş bir şey olur. Yine ABD'deki yemin tartışmaların benzeri olacak şekilde tutup yemin tartışması açıyorlar. Diyor ki, 'burada tarafsızlığa karşı bir durum var' diye argüman söylüyorlar. Burada sistem değişti. Tarafsızlığın da eski tanımından yeni tanıma geçilmiştir. Cumhurbaşkanımız Türkiye'nin hiçbir yerini bir başkasından üstün görmemektedir. Böyle bir tartışma açmak tamamen yanlış iş yapmaktır."

"ABD'NİN YENİ YÖNETİMİYLE KONUŞACAĞIMIZ ÇOK ÖNEMLİ KONULAR VAR"

ABD'deki gelişmelere de değinen Çelik, "Türkiye olarak yeni yönetimle konuşacağımız Libya, Doğu Akdeniz gibi çok önemli konularımız var" dedi.

Çelik şunları kaydetti:

"İlk defa Amerika'da bir başkanın bu şekilde görevden alınması, Temsilciler Meclisi'nde oylanıp kabul edilmesine varan şok edici gelişmeler yaşanıyor. ABD'nin nereye yöneleceği bütün dünyayı ilgilendiriyor. Batıda İslam, göçmen düşmanlığından kaygı duyarken tam da bu kişilerin pankartlarla Amerikan Senatosu'nu bastığını gördük. Bunun sosyolojik bir yarılma ortaya çıkardığını gördük. Netice'de 6 Ocak'ta Amerikan seçim sonuçlarını tescil etme oturumunu ertelemek zorunda kaldı Amerikan demokrasisi.

Şiddet kullanılması gayrimeşrudur, seçilmiş başkanın göreve gelmesini engellemek gayrimeşrudur. Biz bunları söylediğimiz zaman siyasi oryantalizmin etkisinden eğilmiş, bükülmüş olan 'siz de seçim sonuçlarına itiraz ettiniz' diyor. Meşru olarak herkes seçime itiraz edebilir. Umarız 20 Ocak'ta yeni başkanın görevine başlaması, tartışmasız bir şekilde sükunetle gerçekleşir.

Türkiye olarak yeni yönetimle konuşacağımız Libya, Doğu Akdeniz gibi çok önemli konularımız var. Suriye'deki kriz devam ediyor. Bu süre içerisinde Yunanistan'ın mültecilere dönük Ege'deki ihlalleri en çok canımızı acıtan konulardır."

SOSYAL MEDYA AÇIKLAMASI

"Sosyal medya şirketlerinin bir devlet otoritesi gibi davranması dünyanın her tarafında eleştiriliyor. Bu şiddeti destekleyen birtakım eylemleri topyekün reddettiğimizi bir kere daha söylüyorum. Fakat bunun yanısıra sosyal medya şirketlerin benimsedikleri siyasi tutuma göre karşı tutumdaki kişilerin sosyal medya hesaplarında herhangi bir yargı kararı olmadan, hangi ölçeğe göre yaptıklarını toplumla paylaşmadan yasaklamaları demokrasilerde ifade özgürlüğüne aykırıdır. Sosyal medyada terör, istismar, şiddet çağrısını yapan hesaplara karşı tedbir alınmasını kuvvetle düşünüyoruz. Bu subjektif ölçülere, keyfi kararlara göre olmamalıdır. Bunlar uluslararası anlaşma mutabakatı şeklinde ortaya çıkmalıdır. Trump'ın açıklamalarını, tutumunu eleştiren pekçok ülke de Trump'ın hesaplarının kapatılmasına karşı çıktı. Kuşkusuz insanlığa karşı işlenen suçlara karşı güçlü tedbirler alınması gerekiyor. Çok kuvvetli şebekeler aynı zamanda tehlikeli hale gelebiliyor. Bunu Türkiye'de de yaşıyoruz. Bununla ilgili hızlı karar veren mahkemelerin, mekanizmaların kurulması gerekiyor.

KKTC liderlerinin Twitter hesaplarına mavi tık vermiyorlar, PYD'lerin hesabına mavi tık veriyorlar. Neye göre bunu yapıyorsunuz? Bir terör örgütünün lideri olan PYD'deki Mazlum Kobani denen şahsa mavi tık vererek terör örgütü propagandası niye yaptırıyorsunuz? Data egemenliği, datalarımızın kiminle paylaşıldığı meselesi milli egemenlik meselesidir. Siber alan siber vatandır aynı zamanda. Egemenliğimizi korumamız gerekiyor. Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının verilerini onların rızası olmadan başkasıyla paylaşamaz."

Editör: Haber Merkezi