Gizem TABAN/İZ GAZETE- Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2023 bütçesi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Tarım Kanunu'nda ‘Tarımsal destekleme programlarının finansmanı bütçe kaynaklarından ve dış kaynaklardan sağlanır. Bütçeden ayrılacak kaynak gayrisafi millî hâsılanın yüzde birinden az olamaz’ ibaresi yer almasına rağmen 2023 bütçesinde tarımsal destekleme programları için ayrılan payın, gayrisafi milli hâsılanın yüzde 1'ine denk gelmemesi de tepki çekti. Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen) Genel Başkanı Ali Bülent Erdem konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Çiftçi-Sen Genel Başkanı Ali Bülent Erdem, küçük üreticinin topraktan koparılmaya çalışıldığını belirterek Bakanlığın uygulamalarına yönelik eleştirilerini sıraladı. Çiftçilere de ayakta kalmaları için öneride bulunan Erdem, şöyle konuştu: “Girdilere bu kadar muhtaç bırakılmış, bağımsız özelliklerini hızla kaybeden bir üretici toplumunun, toprakta durma şansı yok. Tarımla ilgili yaşanan gelişmeler; küçük üreticinin topraktan daha hızlı kopmasına neden olacaktır. Tarımsal destekleme programları için Kanun’da gayrisafi milli hâsılanın yüzde 1’inden az olmaması belirtiliyor ancak uzun yıllardır hiçbir şekilde yüzde 1’ine denk gelmedi. Ve giderek azalmaya başladı. Girdi fiyatlarında ise çok hızlı bir yükseliş var. Bu desteklemelerin de ağırlıklı bir bölümü; daha büyük alanlara sahip şirketlerin eline geçiyor. Yani desteklenen çiftçiler, küçük üreticiler olmuyor. Şirketlerin tarım sisteminin tam anlamıyla Türkiye’de oturtulması ve küçük çiftçilerin, sözleşmeli üreticilikle şirketlere bağlanması ve topraklarını terk edip gitmesi hedefleniyor. Biz bunun planlı olarak yapıldığını ve küçük çiftçilerin artık topraklarında istenmediğine inanıyoruz. O yüzden küçük çiftçilerin; girdilere bu kadar bağlı bir üretimden kurtulup farklı bir üretim tarzına geçmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Yani mevcut girdilerini kendi üretiminin içerisinden karşılayabilecek, tarım ve hayvancılığın birlikte yapıldığı, geçmişteki geleneksel köylü tarımına uygun bir tarım sistemine geçmek lazım. Çiftçilerin topraklarında kalabilmeleri için böyle bir sürecin örgütlenmesi gerekiyor. Başka türlü direnme şansları yok. Aslında çiftçinin mevcut girdilerini kendi üretiminin içerisinden karşılayabileceği, tarım ve hayvancılığın birlikte yapıldığı, geleneksel köylü tarımına uygun bir tarım sistemine geçişi devletin yapması gerekiyor. Çünkü ülke olarak girdilerde dışa bağımlıyız. Tarım Bakanlığı’nın bütçesinde hiçbir zaman çiftçinin adı olmadı, yine yok. Bugüne kadar hep çiftçiler adına kararlar alındı, herkesin görüşü alındı, sadece küçük çiftçilerin görüşü alınmadı.”




 

Editör: Haber Merkezi