Erişilebilir bir parti ve yaşanabilir bir Türkiye için engelli yurttaşların mücadelenin bir parçası olmaya çağırıldığı toplantıda, engellilerin karşı karşıya kaldığı hak ihlalleri dile getirilirken, engellilerin yardım veya hassasiyet değil, ¨eşit yurttaş hakkı¨ istediği vurgulandı.

Açılış konuşmasını uzun yıllardır otizmli çocukların hakları için mücadele eden TİP Parti Meclisi (PM) Üyesi ve TİP Engelliler Komisyonu üyesi Avukat Sedef Erken yaptı. Türkiye’de en az 5 milyon engelli yurttaşın olduğunu ve engelli yurttaşların yüzde 90’ının işsiz olduğuna dikkat çeken Erken, engelli yurttaşların eğitim ve sağlık başta olmak üzere birçok hak açısından çok büyük sorunlar yaşadığını söyledi.

¨Buna rağmen bu alanda son 20 yıldır hiçbir gelişme göremiyoruz¨ diyen Erken, engellilerin sokakta yürümesinin, istedikleri okullarda okumasının, iş sahibi olmasının mümkün olamadığını ifade etti. Bütün bunların kanun önünde dile getirilmesinin de çok mümkün olmadığını vurgulayan Erken, ¨Çünkü yaptıkları idari başvurular sonuçsuz kalıyor, çoğunlukla örtbas ediliyor. Mahkemeler yıllarca sürüyor ve bu hakları almak söz konusu olamıyor¨ dedi.

‘ENGELLİLER HASSASİYET DEĞİL, EŞİT YURTTAŞ HAKLARI İSTİYOR’

Sedef Erken, şu şekilde devam etti: ¨Buna rağmen her gün siyasetçilerin çıkıp engelliler konusunda ne kadar hassas olduklarına dair söylemlerini dinliyoruz. Oysa engellilerin hassasiyete değil, Anayasa’da, Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’nde, İnsan Hakları Sözleşmesi’nde, Engelliler Kanunu’da haklarına, eşit yurttaşlık haklarına, bağımsız bir yaşama kavuşmaları gerekiyor.¨ Hükümetin ‘engelli kardeşlerimiz’ masalından bir an önce ayrılıp, bizleri de bununla uyutmayı bırakıp engelli vatandaşların gerçek haklarını teslim etmesi gerekiyor.¨

‘ENGELLİLERİN HAKLARINDAN MAHRUM BIRAKILMASI BİLİNÇLİ BİR POLİTİKA’

Erken’den sonra sözü engelli bir yurttaş olan TİP Engelliler Komisyonu üyesi Avukat Erkan Yıldız aldı. Engellilerin haklarından mahrum bırakılmasının bilinçli bir politika olduğunu söyleyen Yıldız, engellilerin sokakta görünmemesinin amaçlandığını ifade etti. Türkiye’de engellilerin yaşamına dair kesin bir veriye ulaşılamamasının çok büyük bir problem olduğunu söyleyen Yıldız, ¨Eğer en az 5 milyon engellinin kamu hayatına katılımı sağlıklı bir şekilde sağlansaydı her gün engellilerin kamusal hayata katılımındaki engellere şahit olacaktık¨ dedi.

‘SOSYAL YARDIM SİSTEMİ ENGELLİNİN VE ONA BAKMAKLA SORUMLU GÖRÜLEN KİŞİNİN EVE KAPATILMASI ÜZERİNE KURULU’

¨Bu problem ortaya çıkmasın diye, bu problemler bir hak mücadelesinin konusu yapılmasın diye tüm bu konudaki hükümet politikası, iktidar politikası engellileri ve onlara bakmakla mesul görülen aile üyelerini eve kapatmak üzerine kurulu¨ diyen Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:

¨Sosyal yardım olarak adlandırdıkları tüm sistem tamamen mümkünse o engelliyi ve ona bakmakla mesul görülen, genelde de ailenin kadın üyesini eve kapatmak üzerine kurulu. Bu yüzden biz bu sorunları kamu hayatında görmüyoruz, siyasetin konusu yapamıyoruz. Seçim sürecine gelindiğinde hükümetin engellilere yaptığı ‘yardımlar’ bir karşılık olarak oyumuz üzerine sıkıştırılıyor. Biz böyle bir çerçeveyi kabul etmiyoruz.¨

‘BİZ EŞİT YURTTAŞLAR OLARAK YAŞAYAMIYORSAK SORUMLUSU ÜLKEYİ YÖNETENLERDİR’

TİP Engelliler Komisyonu adına tüm engelli yurttaşlara seslenen Yıldız, şöyle devam etti:

¨Bizim en temel haklarımızı almak için ne yalvarmaya ne de bu haklar verildiğinde minnet etmeye ihtiyacımız var. Talep ettiğimiz şey bağımsız bir biçimde, hiç kimsenin yardımı olmadan eşit yurttaşlığı temin etmek ve bunun için zaten yapılması gerekenler defalarca ortaya koyulmuşken bunu yapmakla sorumlu olanların bize eşit yurttaşlık hakkımıza erişimimizi engellemekten vazgeçmeleri.

Şu an Türkiye’deki bu 5 milyon insanın eğitime, istihdama, kamusal hayata, en gündelik haklarına erişememesinin sebebi, bu fiziksel engel hali doğadan gelen bir durum değildir; Türkiye’nin kaynaklarının birilerinin lükslerine peşkeş çekilmesi sebebiyle engellilerin haklarının sağlanmasına harcanmamasıdır. Eğer biz eğitime ulaşamıyorsak, eşit yurttaşlar olarak yaşayamıyorsak bunun sorumlusu yine bu ülkeyi yönetenlerdir.

ERİŞİLEBİLİR BİR PARTİ VE YAŞANABİLİR BİR TÜRKİYE İÇİN MÜCADELE ÇAĞRISI

Tüm engelli dostlarımızı hep birlikte bu normalleştirilmiş minnet etme haline karşı Türkiye İşçi Partisi saflarında mücadele etmeye davet ediyorum. Bizim hedefimiz şartlarımızı iyileştirmek, eve kapandığımız halde hayatta kalabilmek değil, toplum hayatına katılmak, çalışabilmek, kendi hayatımızı kazanabilmek, eğitim alabilmek, istediğimiz şartlarda, uygun şartlarda eğitim alabilmek; sokaklarının, binalarının, okullarının erişilebilir olduğu bir ülkede eşit yurttaşlar olarak insan haysiyetine uygun bir hayat sürebilmek.

Bunun mümkün olduğunu, bunu elde edebileceğimizi, bunun önündeki engelin de kendi engelimiz değil mevcut yöneticilerin tasarrufları, kaçındıkları politikalar olduğunu biliyoruz. Bu politikalar üzerine çalışıyoruz. Hep birlikte mücadele edip, bu ülkeyi değiştirip erişilebilir bir partiyi ve sonrasında da yaşanabilir bir Türkiye’yi kuracağız.¨

‘ENGELLİ YURTTAŞLARIN BİZE BİÇTİĞİ GÖREV NE İSE ORADA DURARAK BU MÜCADELENİN PARÇASI OLACAĞIZ’

Toplantıda son sözü TİP Genel Başkanı Erkan Baş aldı. TİP olarak hayatın her alanında bir alanı temsil etme iddiasından daha çok o alanda mücadele veren insanların kendilerini temsil etmelerini amaçlayan bir parti olarak çalıştıklarını söyleyen Baş, ¨Bu alanda sözü esas olarak engelliler söyleyecek, biz de gücümüz yettiğince bu mücadeleyi kendi mücadelemiz olarak göreceğiz ve onların yanında, bize biçtikleri görev ne ise orada duran bir anlayışla bu mücadelenin bir parçası olmaya çalışacağız¨ dedi.

‘BU İKTİDAR ENGELLİLERİN İKTİDARI DEĞİLDİR’

Temel meselenin iktidarın, Türkiye’deki rejimin yaklaşımı olduğunu söyleyen Baş şöyle devam etti:

¨İktidar nasıl ki emekçilerin, yoksulların, kadınların, gençlerin iktidarı değilse, bütün varını yokunu Türkiye’deki bir avuç para babasını daha zengin kılmaya, servetlerine servet katmaya odakladıysa aynı şey engelli yurttaşlarımız için de geçerlidir. Bu iktidar engellilerin iktidarı değildir. Bu iktidar engelli yurttaşlarımızın hayatını kolaylaştıran, onların hakkı olanları vermek için çabalayan bir iktidar değil, sadece ve sadece başka alanlarda olduğu gibi engelli yurttaşlarımızı da bir sömürü aracı olarak gören bir zihniyete sahiptir. Dolayısıyla temel mesele bir kere bir zihniyet değişikliği, bir program değişikliği, bir köklü değişiklik problemidir.¨

‘İKTİDAR VAR OLAN EŞİTSİZLİKLERİ DERİNLEŞTİREN BİR POLİTİKA GELİŞTİRİYOR’

Engellileri bir birey olarak görmeyen bir zihniyet olduğunu söyleyen Baş, ¨Bu iktidarın temel politikası engelli yurttaşın zaten bağımsız yaşayamayacağı üzerine kuruludur. Engelli yurttaşlarımızı topluma dahil edecek politikalar geliştirmek gibi bir arayışı yoktur. Tam tersini yapmaktadır. İktidar var olan eşitsizlikleri derinleştiren, bunları kalıcılaştıran, bu eşitsizliklerin sürdürülebilir olmasını amaçlayan bir politika geliştiriyor¨ dedi.

‘HAK MÜCADELELERİNİN İKTİDARIN SADAKASI OLARAK ALGILANMASINA KARŞI KÖKLÜ MÜCADELE VERECEĞİZ’

TİP olarak üzerinde en fazla durulacak başlıklardan bir tanesinin engelli yurttaşları evlere hapseden ve sadece aile temelli bir yaklaşımla, özellikle de kadınları hayatın dışında iten yaklaşımla kavga etmek üzere engelli yurttaşları yaşama katmak ve politikalar geliştirmek olduğunu söyleyen Baş, ¨Hak mücadelelerinin iktidarın sadakası, iktidarın bağışları olarak algılanmasına karşı köklü bir mücadele vereceğimizi buradan sizinle paylaşmak istiyoruz¨ dedi.

‘TÜM PARTİ İMKANLARIMIZ BU MÜCADELENİN BÜYÜTÜLMESİ İÇİN SEFERBER EDİLECEK’

Çok sayıda yurttaşın engelli bakım ücretlerinin kesilmesi şikayeti ile TİP’e ulaştığını söyleyen Baş, sözlerini şöyle sürdürdü:

¨Bu bakım ücretlerinin devam etmesi için istenen raporlar, bürokratik zorluklar, engellemeler her geçen gün artıyor ve belli ki iktidar sadece kendi yandaşlarıyla sınırlandırmaya çalışıyor. Burada yurttaşlara devletin bahşettiği bir şey yok, yurttaşın hakkının korunması var.

Bunun devamında özellikle ailelerde engelli bakımının tümüyle kadının üzerine yıkılmasının da bilinçli bir iktidar politikası olduğunu görüyoruz. Kadınların sokağa çıkamayacak duruma getirilmesi zaten iktidarın temel yönelimlerinden bir tanesi. Bu alanda da özel olarak yoğunlaşmak gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca engelli kadınların, engelli çocukların hakları konusunda da ciddi şikayetler gündemimize girmiş durumda.

Biz önümüzdeki dönemde bugün burada kamuoyuyla paylaştığımız eksende, engelli yurttaşlarımızın eşit yurttaş olarak bu toplumda yer alabilmeleri için üzerimize düşen her türlü sorumluluğu, engelli yurttaşlarımızın mücadelesinin bir parçası olarak büyüteceğiz. Yaşanabilir bir ülke hayalimiz varsa bu, Türkiye’de yaşayan tüm yurttaşların eşit yurttaşlar olarak yaşayabileceği bir ülke için mücadele etmek demektir. Engelli yurttaşlarımızın partimize daha rahat erişebilmesi, önlerindeki engellerin tümüyle ortadan kaldırılması için de partimiz çalışmalara başlamıştır. Tüm parti imkanlarımız bu mücadelenin büyütülmesi için seferber edilecektir.¨

Editör: Haber Merkezi