YAĞIZ BARUT/ İZ GAZETE- Ekonomist Dr. Ayhan Bülent Toptaş ile Türkiye’nin mevcut ekonomik tablosunu, TL’nin yeni yılda ne olacağını ve AKP hükümetinin yapboz tahtasına çevirdiği ekonomi politikalarını İz Televizyonu’nda konuştuk. Erken seçim yapılıp piyasalara güven veren yeni bir ekonomi heyeti işbaşı yaptığı takdirde tablonun bir nebze bile olsa düzelebileceğini söyleyen Toptaş, asıl düzelmenin ise üretim ve tüketim arasındaki dengenin sağlanmasıyla oluşabileceğini ifade etti. Son haftaların ‘Kur korumalı TL mevduatı’ gündemini de değerlendiren Toptaş, vatandaşın bu tür karmaşık ve belirsiz modelleri benimsemeyeceğini, birkaç haftaya kadar gündemin değişeceğini kaydetti.

EKONOMİ NEREYE?

Türkiye ekonomisini, geçmişten bugüne gelerek kişi başına düşen milli gelir üzerinden değerlendiren Toptaş, “2002-2010 yılları arasında bir başarı döneminden bahsedilebilir. Kişi başına düşen milli gelir 3 bin – 4 bin dolardan alınıp 2013 yılında 12 bin 500 dolara kadar getirildi. 2015 yılında 11 bin dolara, 2017 yılında 9 bin 500 dolara, 2020 yılında 8 bin 500 dolara geriledik. Şimdi 7 bin 500 dolardan bahsediliyor. Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir, bir iniş eğiliminde; bu çok açık! ‘Ekonomi nereye gidiyor’ denildiğinde bu eğilime bakarsanız ekonominin çok iyi gitmediği görülür.” diye konuştu. 2021 yılı boyunca faizin ve döviz kurunun konuşulduğunu ifade eden Toptaş, “Bu yıl ekonomide neyi nasıl üretebilir, nasıl bölüşebiliriz diye tartışamadık hiç! Tartışmalar ekonomik üretim kapasitemiz üzerinden değil enflasyon ve kur üzerinden gitti” dedi.

‘TUTARSIZ BİR YIL OLDU’

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin ‘Yeni tedbir paketleriyle piyasayı şaşırtacağız’ sözlerine eleştirilerde bulunan Ayhan Bülent Toptaş, “Piyasa, şaşırmak istemiyor. Piyasa sadece öngörülebilir bir ekonomi görmek istiyor. Zaten insanlar şaşırmış şaşıracağı kadar; dolar çıkmış üç ayda 8 liradan 18 liraya, sonra inmiş 10 liraya. Bunlar yetmez gibi sürekli yeni yeni modeller deneniyor. Bir de kalkıp hâlâ ‘şaşırtacağız’ diyorlar. Bu konularda ciddiyet çok önemlidir. Hani hep tartışırız ya ‘Hangi ekonomik sistem iyidir’ diye. İster Çin modeli, ister Güney Kore modeli deyin, her sistemin arkasında bir ciddiyet ve çok çalışma vardır. Türkiye’de sık sık meydana gelen değişiklikler insanlara güven vermiyor. Şimdi de ‘Kur korumalı TL mevduatı’ diye bir şey çıkardılar, herkes onu anlamaya çalışıyor. Öyle mi olacak? Böyle mi olacak? Yine 15-20 gün sürecek bir kakofoni başlıyor. Sonra bu da bitecek. Yılbaşından sonra kim bilir neyi konuşacağız. Yani bunların olmaması lazım. Öngörülebilir, sakin, insanlara güven verecek politikalar izlenmeli. Ancak 2021 yılı gerçekten de merkez bankacılığı para politikası açısından çok tutarsız bir yıl oldu” ifadelerini kullandı.

‘KRİZ DERİNLEŞİYOR!’

Kur korumalı TL mevduatı üzerine de değerlendirmeler yapan Toptaş, “Böyle şeylere hiç gerek yok. Bir taraftan dünyanın yaptığı şeyin tersini yapacaksınız, bir taraftan da dünyada görülmemiş, uygulamalar yapacaksınız! Bunlar son derece tehlikeli, yanlış şeyler. Ekonomilerde özgünlükler başladığı ve dünyada görülmemiş uygulamalara geçildiği zaman kriz derinleşiyor demektir” dedi.

YENİ MODEL TUTMAZ!

Yeni modelin çok fazla benimsenmeyeceğini dile getiren Toptaş, “Belki iktidar kendine yakın kesimlerden bazı kişileri buna teşvik edebilir ama büyük ölçüde kabul görebileceğini düşünmüyorum. Çünkü bu karmaşıklık ya da yarın ne olacağının bilinmemesi noktasında her şeyin ters gideceğini düşünüyorum. Vatandaş zaten bankayla uğraşmak istemiyor. O sebeple de bu tür karmaşık şeylere girebileceklerini düşünmüyorum. Zaman içerisinde göreceğiz, işletilmesi zor bir uygulama. Yani karmaşık bir sistem; hazineye de büyük yük. Bir başkasının riskini neden hazine alsın? Bunun bütçede ödeneği var mı? Anayasanın 72’nci maddesine göre kamu gelirleri, kamu harcamaları için kullanılır. Toplanan vergilerle niye başkasının kur riski üstlenilsin ki? Güya Türk lirası değer kazanmış oluyor ama her şey yabancı paraya endekslenmiş oluyor. Ben iki üç haftada bu konunun kapanacağını düşünüyorum” diye konuştu.

GÜVEN KAYBI VAR, ERKEN SEÇİM ŞART

Yeni yılın Haziran ayında bir erken seçimin gündeme gelebileceğini de söyleyen Ayhan Bülent Toptaş, erken seçimin ekonomide yaratacağı etkileri şöyle anlattı: “Erken seçim kısa vadede üretimle tüketim arasındaki dengesizliği ya da siyasetin karakterini kolay kolay değiştirmez. Ancak piyasalara güven veren yeni bir ekonomi heyeti durumu düzeltebilir. Umarım hatalardan da dersler alınır. Türkiye’de siyasi anlayışın artık değişmesi gerekiyor. Popülist ve suni büyümelerden kaçınılmalı. Türk lirasının değer kazanabilmesinin şartı üretim ve tüketim dengemizin sağlanması. Yani bu olmadığı takdirde paramızın önümüzdeki yılda da değer kaybedeceğini öngörüyorum. Tabii ki çıkışlar ve düşüşler olabilir. Ama bu ekonomi anlayışıyla, bu yönetim şekliyle Türk lirasının durumunu olumlu görmüyorum. Öncelikle bir erken seçim belki ülkeyi rahatlatabilir. Çünkü güven kaybı yerlerde.”

Editör: Haber Merkezi