Radyo İzmir'den Pınar Tosunoğlu'nun hazırlayıp sunduğu 13 Ajansı'na katılan İzmir Tabib Odası Başkanı Lütfi Çamlı, dövizdeki artışın sağlık sektörüne etkisi konusunda açıklamalarda bulundu.

Sağlık Bakanlığı'nın tedarikçi firmalarla yaptığı anlaşma gereği kuru Şubat ayında 4 lira civarında belirlediğini ve halen sabit tuttuğunu bildiren Lütfi Çamlı, kurda yaşanan önemli artış nedeniyle medikal firmaların hastanelerin tıbbi malzeme tedarikini yapamadığını söyledi. Tıbbi cihazlarımızın yüzde 85'inin yurt dışından temin edildiğini ifade eden Çamlı, "Üstelik ödemeler de zamanında yapılamıyor. Duyumlarımıza göre medikal firmaların bakanlıktan yüklü miktarda alacakları var. Ekonomik kriz hayatın her alanını ciddi bir şekilde etkiliyor ama sağlık çok önemli. Aciliyet gerektiren ameliyatlar için bu tıbbi malzemenin hazır bulunması gerekiyor. Hastanelerin depoların bu malzemeler maalesef yok" dedi.

'FİRMALAR, PAZARTESİ'DEN İTİBAREN TIBBİ MALZEME VERMEYECEKLERİNİ SÖYLÜYOR'

"Firmalar bunu defalarca dile getirdiler aslında gerek döviz kuru, gerek ödemelerin gecikmesiyle ilgili sıkıntılarını ilettiler" diyen Çamlı şöyle konuştu:

"Vaatler verildiyse de yerine getirilmedi. Şu anda firmaların 'Biz bu şekilde devam edersek batarız' şeklinde itirafları var. Buna derhal bir çözüm getirilmesi gerekiyor. Sağlık hakkı yaşam hakkı en temel insan hakkı. Bu konuya bir derhal bir çözüm getirilmesi gerekiyor. Yetkilileri göreve çağırıyorum. Şu anda medikal firmaları acil sağlık hizmetlerinde kullanılan tıbbi malzeme ithalatlarını durdurduklarını söylüyorlar. Kendileri de hastanelere pazartesi gününden itibaren bu tıbbi malzemeleri vermeyeceklerini söylediler. Bu bir anda olmadı, uzun süredir yetkililer ve bakanlık bu konuda uyarıldı. Çözüm getirilmedi, yani bu kriz 'geliyorum' dedi. Milletvekilleri de konuyu meclise taşıdı. Bir yıllık alacağı olan firmalar var. Sektörün Bakanlık'tan 10 milyar civarında alacağı var. Dövizdeki artış ve kriz göz önüne alındığında tamamen dışa bağımlı bir sektörden ne beklenebilir? Kısacası çözüm konusunda aktif bir çaba gösterilmeli."

'81 İLDE DE DURDU DİYEMEM AMA...'

"Şu anda ameliyatlar durdu mu?" sorusu üzerine Çamlı "Böyle geri bildirimler var ama 81 ilde de durdu diyecek bir veriye sahip değilim. TTB Başkanımızın da bu yönde bir açıklaması var" dedi.

HEKİMLERE ZAM GÖRÜŞMELERİ 21 ARALIK'A KALDI

Hekimlere yapılması planlanan ve sağlık çalışanlarının tepkisine neden olan 'maaş düzenlemesi' konusuna da değinen Çamlı, bu tasarının şu anda geri çekildiğini vurguladı.

Maaş artışı teklifinin olumlu bir adım gözükse de ciddi bir adaletsizlik barındırdığını ve iş barışını bozmasının söz konusu olduğunu ifade eden Çamlı "Sağlık bir ekip işi. Her sağlık emekçisi farklı becerileriyle kollektif bir uyum içinde bütüncül bir sağlık hizmeti üretir ve verirler. Ekipten birinin olmaması bu hizmeti ciddi aksatır. Tam bir ekibiniz olmadan istediğiniz kadar büyük bir operatör doktor olun hiç bir anlam ifade etmeyebilirsiniz. Kaldı ki düzenlemeye baktığınız zaman hekimler içinde de ciddi adaletsizlikler var. Üniversitede görev yapan akademisyenler, asistanlar, aile hekimleri, SGK ya da BAĞKUR güvencesinde çalışan ya da buradan emekli olan hekimler. Bu artıştan faydalanamayacaklar. Devlet hastanesindeki asistan alırken üniversite bünyesinde ihtisas yapan asistan bu farkı alamayacaktı. Adaletsizlik vardı kaldı ki hekim dışı sağlık personeline hiç verilmedi. Nasıl bir adalet anlayışıdır tabi ki buna tepki gösterdik. Sağlık bir ekip işidir bu ekipte görev alan, hizmet üreten tüm sağlık emekçileri bu kapsama alınmalıdır” görüşünü aktardı.

'UMARIM ÖNCEKİ MÜJDELERE DÖNMEZ'

Ülkene ekonomik krizden sağlıkçıların ciddi etkilendiğini, sağlıkçıların gerçek maaşlarının açlık sınırının biraz üzerinde yoksulluk sınırının çok altında olduğunu dile getiren Çamlı “Bir takım ek ödemelerle, performansa dayalı ödemelerle bu ücretler biraz yükseliyor. Ama emekli olduğunuzda gerçek maaşınızı net şekilde görüyorsunuz ve geçinebilmek söz konusu değil. Sağlık emekçileri uzun süredir ekonomik anlamda, özlük hakları ve çalışma koşullarıyla ilgili eylemlik sürecini devam ettiriyor, taleplerini net iletiyor. Bunun üzerine bakan bey bazı açıklamalar yaptı, beyaz reform, müjde vaatlerinde bulundu. Pandemide de vaatler vardı ama gerçekleşmedi. Değerlendirmenin 21 Aralık’a ertelenmesi umarım önceki müjdelere dönmez.” diye konuştu.

Çamlı, tasarının geri çekilmesinin nedenini Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın tasarrufu olduğunu da sözlerine ekledi.

Editör: Haber Merkezi