Dikili’nin İlçe sınırları içerisinde yer alan, Bergama’nın fıstık çamıyla ünlü Kozak Yaylası’nın yanı başında bulunan ve kayyım tarafından yönetilen Çukuralan Maden Ocağının üçüncü kapasite artırımı ile ilgili yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldı. Davaya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'de avukatını göndererek müdahil oldu.

Keşfe mahkeme heyetiyle birlikte EGEÇEP Dönem Sözcüsü Av.Berna Babaoğlu Ulutaş ve Av.Arif Ali Cangı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı temsilen Av.Esra Okumuş, Bergama Çevre Platformu Başkanı Erol Engel, Bergama Çevre Platformu'ndan Av.Serdar Sinan, Dikili Kültür ve Çevre Platformu'ndan Av.Doğu Işık ve bilirkişiler katıldı. Keşifte maden atık sularının arıtıldıktan sonra nereye deşarj edildiği konuşuldu. Avukatlar bu sulardan numune alınarak ağır metal analizi yapılmasını talep etti. Ayrıca harita mühendisi bilirkişi, haritada yeryüzünden işaretlenmiş noktaların incelemesi sırasında yetersiz olacağını, galerilerin yer altında gittiği noktaları ölçmek, incelemek ve harita üzerinde işaretlemek istedi.

BÖLGENİN TAMAMEN ÖLMESİNE YOL AÇACAK FAALİYETLER DURDURULMALIDIR

Keşif ile ilgili konuşan Avukat Arif Ali Cangı; “İşletmenin bölgede geri dönüşü olmayacak şekilde tahribat yarattığı ve ekosistemi bozduğu çıplak gözle görülmektedir. Bu işletmenin daha fazla genişleyerek devam etmesi, sadece bulunduğu alana değil tüm bölgenin yeraltı sularını, ormanını ve yüzeysel sularını olumsuz etkileyecektir. Covid-19 ile mücadele ettiğimiz bu dönemde doğal ortama yapılan müdahalelerin, vahşi yaşamda bulunan zararsız virüslerin mutasyon geçirerek insan için ölümcül tehlike yarattığını yaşayarak görüyoruz. Çukuralan Altın Madeni bu virüse kaynaklık eden müdahalelerin en canlı örneğidir. Dünya yeni bir döneme girmiştir. Bu dönemde ekonomik ve toplumsal ilişkiler yeni virüslerin ortaya çıkmasına ve yaşamı tehdit etmesine engel olacak nitelikte olmalıdır. Artık öncelikli olan ekolojik bir yaşamın inşaatıdır. Çukuralan özelinde bunun gerçekleşmesini bekliyoruz. Gerek bilirkişi gerekse mahkemenin yeni dönemin koşullarına göre değerlendirme yapmasını, bölgenin tamamen ölmesine yol açacak faaliyetleri durduracak kararlar vermesini bekliyoruz” dedi.
 

İNSANOĞLU ARTIK BİR TERCİH YAPMAK ZORUNDA

Avukat Serdar Sinan; “Pandemi süreci gösterdi ki insanoğlu artık bir tercih yapmak zorunda. Ya mevcut düzeni devam ettirerek birkaç yılda bir benzer sıkıntılarla karşı karşıya kalacak ya da yeni ekolojik dengeyi koruyan yeni bir ekonomik model geliştirecek. Biz yargının da yeni normale uygun bir bakış açısı geliştirmesi gerektiği kanaatindeyiz” dedi.

ORMAN EKOSİSTEMİNE, YERALTI VE YERÜSTÜ SU KAYNAKLARINA VERDİĞİ ZARAR HAD SAFHADA

Av.Berna Babaoğlu Ulutaş; “EGEÇEP'in de davacılarından olduğu iki dava dosyamızda keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldı. Maden sahasında uygulamaya geçtikleri 3.kapasite artışı ile madenin çevre ve orman ekosistemine, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarına verdiği zararlar had safhaya ulaşmıştır. Maden işletmesinde galerilerden gelen ve işletmenin ağır metal içeren suları, yaptıkları terfi havuzunda toplayıp oradan da Nebiler Şelalesi'ni besleyen Çökek deresine açıktan deşarj ettiği görülmektedir. Bu suya endüstriyel arıtma yaptıklarını şirket yetkilileri beyan etti. Davacı vekilleri olarak madenden Çökek Deresi yatağına açıktan deşarj edilen suyun analiz edilmesini talep ettik” dedi.
 

DOĞANIN KATLEDİLDİĞİNE TANIK OLDUK

Bergama Çevre Platformu Başkanı Erol Engel; "Çukuralan keşfinde doğanın nasıl katledildiğine bir kez daha tanık olduk. Yerin 230 metre altında ki cevheri almak için açılan galerilerde ki suyu yeryüzüne boşaltırken başta arsenik olmak üzere ağır metal yüklü suların Nebiler şelalesini besleyen Çökek deresine verildiğinden endişelenmekteyiz. Ayrıca bu tür müdahalelerle binlerce yıldır oluşan  yeraltı su rejimine de zarar verilmesi sonucu kuraklaşmaya neden olabilir. Yeraltına açılan galerilerle izin sahası dışına çıkıp Kozak Kaplan ve Aşağıbey çam fıstığı alanına girilmiş olabileceğinden de endişeliyiz. O nedenle bilirkişi heyetinin yeraltında ki galerilerin yeryüzün deki noktalarını belirleyerek bu endişemizi ortadan kaldırması gerekir. Bergama belediyesinin çevre davalarından çekilmesi nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesinin davacı olarak keşifte avukatıyla temsil edilmesinden dolayı da şükranlarımı sunuyorum" dedi.
 

YARGI VE BİLİM İNSANLARININ KARARLARI BOŞA ÇIKARTILIYOR

Keşif öncesi Dikili Kültür ve Çevre Platformu (DİKÇEP) üyeleri, maden ocağının kapısının önünde basın açıklamasında bulundu. Basın açıklamasına Dikili Emek ve Demokrasi Platformu ile Burhaniye Çevre Platformu (BURÇEP) üyeleri de destek verdi.

Platform üyesi Dr. Yasemin Özbek tarafından okunan basın açıklamasında; “Çukuralan’da 2009 yılından bu yana faaliyet gösteren maden ocağında üçüncü kez kapasite artırımı yapılmak isteniyor. Her kapasite artışıyla binlerce ağaç kesiliyor, gözümüzün önünde doğa katlediliyor. Açtığımız davaları defalarca kazandığımız halde AKP iktidarı marifetiyle çıkarılan 2009/7 sayılı genelge yargı ve bilim insanlarının kararları boşa çıkarılıyor. Mahkeme kararındaki; Çukuralan’da 3.kez kapasite artırılarak işletilecek altın maden sahasının ‘Madra Barajının göl alanında olması, maden atık sularının deşarj edildiği Çökek Deresinin doğal sit ve mesire yeri olan yaklaşık 5 km güneydeki Kültür ve Tabiat Varlığı olan Nebiler şelalesine drene olması’ gerçeği görmezlikten gelinemez. Bölge ve yöre köylülerinin sağlığını da tehdit eden bu faaliyet artık durdurulmalıdır” denildi.
 

NE OLMUŞTU?

Bergama’nın fıstık çamıyla ünlü Kozak Yaylası’nın yanı başında bulunan Çukuralan Altın Madeni, 2017 yılında Bakanlığa başvurdu ve 3’üncü kez kapasite artışı istedi. Bunun üzerine projeye ilişkin ÇED olumlu kararı verildi. Ancak yurttaşlar, Bergama Belediyesi’nin önceki dönem yönetimi ve EGEÇEP bu işleme karşı dava açtı. Yargılama neticesinde projenin Madra Barajı ve Nebiler Şelalesi’ne yakınlığına dikkat çekilerek iptal kararı verildi. İptal kararı üzerine Bakanlık 2009/7 sayılı genelgeyi devreye soktu ve yeni bir ÇED süreci başlattı. Süreç ile ilgili maden sahasında çevre avukatları ve bilirkişiler eşliğinde yeniden keşif yapıldı.
 



KAYNAK: AJANS BAKIRÇAY

Editör: Haber Merkezi