CENGİZ ALDEMİR/ ANKARA- Bütçe maratonu sona erdi. TBMM Genel Kurulu’nda 2020 Merkezi Yönetim Bütçesi için 488 milletvekili oy kullandı. 329 kabul oyuna karşılık, 159 ret oyu kullanıldı. “Bu bütçe de vatandaş yoktur” sözleriyle tepki gösteren İYİ Parti İzmir Milletvekili Musavat Dervişoğlu, bütçeyi vizyondan mahrum, misyonunu belirleyememiş, hedeflerini ortaya koyamamış bir bütçe olarak tanımladı.

Gelir toplamı 956 milyar 600 milyonluk bütçede yatırımlara ayrılan payın sadece 64 milyar lira olduğuna dikkat çeken İYİ Partili Dervişoğlu, “2019 bütçe teklifinde öngörülen bütçe açığı 80 milyar olarak belirlenmiş, 139 milyar olarak gerçekleşmiştir. Şayet Merkez Bankası ihtiyat akçesini, imar affından gelen meblağı ve bedelli askerlikten kaynaklanan katkıları buna eklerseniz bütçe açığının 180 milyarın üzerinde olduğunu tespit edersiniz. Şimdi, 2020 bütçe teklifinde 139 milyar liralık bir açık öngörüyorsunuz. Geçen seneki gibi har vurup harman savurmaya devam ederseniz önümüzdeki yılın açığı 200 milyarın çok üzerinde seyredecektir” dedi.

TÜRKİYE HAK İHLALİNDE ZİRVE YAPTI

Yaşanan işsizlik sorununun her geçen gün artarak büyüdüğünü kaydeden Dervişoğlu, dönemlere göre işsizlik ortalamasının yüzde 8'ler civarındayken bugün yüzde 15'e yaklaştığını belirtti. İşsiz üniversite mezunlarının oranının 2004'de 12,9'ken bugün yüzde 27,5’a yükseldiğini söyledi. Ülkenin kötüye gittiğini istatistik verilerle ortaya koyan Dervişoğlu, Türkiye'nin brüt dış borç stokunun 2002 yılında gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 54,8'den bugün yüzde 61,9 oranına yükseldiğini ifade etti. Türkiye’nin basın karnesinin kötü olduğunu kaydeden Dervişoğlu, dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye7nin 157. Sırada olduğunu, Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 109, yargı bağımsızlığında 104, Demokrasi Endeksi'nde ise 110'uncu sırada olduğu bilgisini paylaştı. Dervişoğlu, iktidara, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine hak ihlali münasebetiyle müracaatta 3 bin 128 duvarına dayanmıştır, Türkiye orada da zirvededir” eleştirisinde bulundu.

HOŞGÖRÜDEN UZAK BİR DÖNEM

Cumhurbaşkanına hakaretten açılan dava sayısının 17 bin 500 civarında olduğunu ifade eden Musavat Dervişoğlu, son otuz iki yıllık dönem incelendiğinde, açılan davaların yüzde 91'inin partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dönemine rastladığına vurgu yapan Dervişoğlu, “Darbeci Kenan Evren'in 340, Özal'ın 207, Demirel'in 158 dava açtığı düşünülürse nasıl bir hoşgörüsüzlük ortamında bulunduğumuz anlaşılacaktır. Dünya hoşgörü endeksi olsa onda da sonuncu olurduk” dedi.

BU SİSTEM TOPLUMU AYRIŞTIRIYOR

Yanlış tarım politikaları yüzünden ekilemeyen verimli arazi miktarının Hollanda'nın yüzölçümü kadar olduğu örneğini veren Dervişoğlu, sanayideki icra ve haciz dosyalarının sayısının 20 milyonun çok üzerine çıktığını kaydetti. Devlet kurumlarının idaresinde pek çok yolsuzluk, usulsüzlük ve israf bulunduğunu Sayıştay raporları ile ortaya koyan Dervişoğlu eleştirilerini şöyle sürdürdü: “ Bu siyasal sistemde Cumhurbaşkanı artık Türk milletinin değil bir siyasi kesimin temsilcisi durumuna gelmiştir. Dünya hukuk literatüründe "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" diye bir anayasal düzen yoktur. Bu sistem, Cumhurbaşkanlığı makamı ile millet arasına maalesef set çekmektedir. Bu sistemin siyasi ve toplumsal ayrışmayı körüklemesinin yanı sıra, ekonomiye verdiği zarar da ortadadır. 2017 yılında Türkiye, gayrisafi yurt içi hasılasında dünya sıralamasında 17'nci sıradayken Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ikinci yılında iki sıra düşerek 19'uncu sıraya gerilemiştir; önümüzdeki yıl 20'nci sıraya inmesi kaçınılmazdır.”

Editör: Haber Merkezi