GİZEM TABAN/ İZ GAZETE- İz Gazete söyleşileri kapsamında düzenlenen ‘Karşıyaka’da Radikal Sevgi’ söyleşisi Bostanlı Park Kafe’nin bahçesinde gerçekleşti. Moderatörlüğünü İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal’ın yaptığı söyleşinin konukları Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay ve İletişimci-Yazar Ateş İlyas Başsoy oldu.

‘SİYASALLAŞTIRMAMAK GEREKİYOR’

CHP’nin 2019 yerel seçim kampanyasını yürüten İletişimci-Yazar Ateş İlyas Başsoy, kampanyanın stratejisinin 2 temel maddesi olduğunu belirterek, “Birinci madde, Erdoğan’ı görmezden gelmek. İkinci madde ise, onu sevenleri sev.  Erdoğan’ı görmezden gelmek şu demek; Tayyip Erdoğan bir popstar. Tayyip Erdoğan’a olan sevginin benzeri Seda Sayan’a, İbrahim Tatlıses’e olan sevgi. İnsanları onu böyle bir sevgi ile seviyor. CHP ise seçimlerde genellikle şöyle yapıyordu: Özellikle en başarısız seçimlerden biri olan 2014’te bir tape olayı vardı. O zaman, çok yanlış bir şekilde bu tapeler üzerinden siyaset yapıldı. Tapeler üzerinden siyaset yapılınca seçmen bir noktada bloklaşıyor. Eğer yerel seçimden önce siyasal bloklaşmayı artırırsanız, o taraftaki blok daha fazla olduğu için tüm seçimleri kazanıyorlar. İşi asla siyasallaştırmamak gerekiyor. Aslında genel seçim için de öyle. İşi siyasallaştırmaya başladığınızda, seçmen rasyonel kararlar vermeyi bırakıp irrasyonel bir şekilde ‘Ben Tayyip Erdoğan’a laf söyletmem, ben kendi seçim kararlarımın aşağılanmasına izin vermem’ diyor. Çünkü, bundan önceki seçimler boyunca oraya oy vermiş. Belki hoşuna gitmeyen şeyler, belki böyle konuşmasak oy kararını da değiştirebilir ama iş inada binince insanlar tekrar öteki kutba gidiyorlar. Başka bir inada girme durumu da var. O da ‘ekonomi çok kötü’ demek. ‘Ekonomi felaket, çok kötü durumdayız, işsizlik var’ dediğimizde ve bu dediğimize inandırdığımız oranda AKP kazanıyor. Durumumuzun ekonomik olarak çok kötü olduğuna çok fazla insanı inandırırsak garip bir şekilde insanlar ‘Evet ekonomi çok kötü, bunu sadece AKP düzeltir’ diye yine AKP’ye oy veriyor. Aslında ekonomi, işsizlik gibi konularda doğru olan sözleri söylediğimizde, buna, seçim kararını değiştirebilecek seçmen kitlesi tam tersi bir sonuç doğuracak şekilde reaksiyon veriyor” diye konuştu.

‘NE İSE O OLMAK ÇOK ÖNEMLİ’

Radikal Sevgi hakkında konuşan İletişimci-Yazar Başsoy, “Kendisi gibi olmayan, yalan söyleyen, samimi olmayan bir insana kimse oy vermiyor. Bazen bir başkanın hayat tarzı apaçık ortadayken sanki başka bir insanmış gibi oynuyor veya ‘halk bunu ister’ diye pozlar yapıyor. Halk bunları hiç istemiyor. Mesela Amerika’yı modern bir ülke zannederiz ama Amerika’nın büyük bölümü Yozgat gibi muhafazakardır ve bundan 15 yıl önce kesinlikle ‘siyahi bir insan seçimi kazanamaz’ diye bir şey vardı. Ancak siyahi olan Barack Obama inanılmaz bir Amerika Başkanlığı yaptı ve 2 dönem yaptı. Amerika tarihinin en çok sevilen başkanlarından biri oldu. Obama’nın, ‘Ben siyah değilim aslında beyazım’ dediğini düşünün, adam hiç böyle bir şey demedi. Özetle ‘ne ise o olmak’ çok önemli. CHP, kendinden biraz fazla taviz verdi, ‘muhafazakar bir dil kullanmalıyız’ gibi... Türkiye’yi de yakından tanıyan bir insan olduğumu iddia edebilirim, Türkiye’deki insanlar muhafazakar değil, AKP bir muhafazakarlık partisi değil, AKP bir din partisi de değil. AKP, hemşericilik partisi. AKP, kente göç etmiş ama halen köylü gibi olan ya da göç ettiği Anadolu kentinden hala ilişkilerini koparamamış ve bu kentte sosyal güvenceye, sabit mesleğe sahip olamadığı için bu kente tutunamayan, tutunamadığı için de hemşericilikle bir araya gelen insanların kurduğu bir parti. AKP’nin yükselişi de bu göçün iyice artığı, kentlerin hızla büyüdüğü dönemle ilgili” ifadelerini kullandı. 

‘KATILIMCI SİYASET ANLAYIŞI’ VURGUSU

Katılımcı siyaset anlayışının önemini vurgulayan Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay ise şunları söyledi: “Artık daha katılımcı bir siyaset anlayışının olması gerektiği kesin. Bu konuda kimsenin şüphesi yok. Ancak bunun yolunun ve yönteminin doğru olması, bunun üzerinden duygu ve düşüncede ortak kararlar verilerek bir siyaset modelinin geliştirilmesi şart. Toplumun genel talebi bu yönde. Bu noktada, siyasetçileri de özelleşmiş figürler olarak görmekten de vazgeçmeliyiz diyeceğim. Gerçekten Tayyip Erdoğan’a inanan, hayranlık besleyen, her seçimde kayıtsız şartsız, ne hata yaparsa yapsın ona oy veren insan kitlenin içinde o kadar büyük bir grup var ki; bence, körü körüne hayalindeki bir şeye oy veriyor. Yani, gerçekte olup biteni göremiyor, değerlendiremiyor. Ama biz öyle olmamalıyız. Öyle bir şeye dönüşmeye çalışmamalıyız. Bizden böyle olmamızı bekleyenleri de farklı düşünmeye sevk edecek şeyler söylemeli ve yapmalıyız. Bunu yapmak zorundayız”

‘ELİMİZDEN NE GELİYORSA YAPIYORUZ’

Karşıyaka Belediyesi olarak sorunların çözümü ve taleplerin karşılanması noktasında imkanları çerçevesinde ellerinden geleni yaptıklarını ifade eden Başkan Tugay, açıklamalarına şöyle devam etti: “Taleplerin olması doğal. Bunların hiçbiri için de ‘bu belediyeden istenmemeli’ demek istemiyorum, aksine çözümü belediyelerden beklemek onlara dair bir umut beslemektir. Ben bunu iyi bir belirti olarak görüyorum. Bizim bir şeyler yapabileceğimizi düşünüyorlarsa bundan mutlu olmalıyız, buradan bir pay çıkarmalıyız ve elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Hemen hemen her sorun için belediyelerin de yapabileceği bir şey mutlaka vardır, ben bunu reddetmiyorum. Elimizden bir şey geliyorsa tabi ki yapalım, gelmiyorsa da gelmesini sağlamaya çalışalım. Siyaseti yeniden tanımlayalım. Yılladır, yönetimin aslında en doğru haliyle yerelleşmesi ile daha iyi hale gelebileceğini savunuyoruz. Karşıyaka’yı, Karşıyaka Belediyesi’nden daha iyi kim anlayabilir? Akla gelebilecek her konuda global sorunlarla boğuşuyoruz; iklim sorunu, yoksulluk, eğitim sorunu gibi sorunlar yereli de etkiliyor. Bu tür şeylerin yerel ölçekte çalışılmasının önemine gerçekten inanıyorum.  Mesela bizim şu an 7 tane anaokulumuz var, çocukların orada geleceğe çok iyi hazırlandığını düşünüyorum. Çok iddialı bir anaokulu, çok iyi bir eğitim sistemimiz var. Yani belediyeler, okul öncesi eğitimden başlayarak eğitime katkı bulunabiliyor. Bunlar gibi daha birçok çalışmamız var.”

‘PARTİDE, ELİTİST TAVIR YOK’

CHP’ye yönelik ‘elitist’ eleştirileri hakkında konuşan Tugay, “Halkçılığı, katılımcılığı, eşitliği, adaleti gözeten siyasi tavrımızı yerelde de örnekleyerek bunu genel seçimlerde iktidar olduğumuzda ülke çapında da sürdüreceğimizi ifade ettiğimizi ve bunun anlaşıldığını düşünüyorum. Uzun yıllara dayanan bir AKP iktidarından sonra kaybedilmiş biraz bir özgüven, kaybedilmiş biraz bir devlet kadroları var. Hala, insanların haber alma özgürlüğü, bilinçlenmesi, bilgilenmesi ile ilgili bazı sorunlar var. Genel merkez, bence bunun bilincinde. CHP’liler bu bilinçle aslında ülkenin her yerindeler. Hiç gitmediğimiz kadar her yere gidiyoruz. Sessiz sedasız yaptığımız çokça iş var, bunları sadece partinin yöneticileri değil üyeleri de yapıyor. Geçmiş dönemde eleştirilen elitist tavır vardı. Onun şu an partide olmadığına eminim. O aslında bir öfkeden kaynaklanıyordu, ‘insanlar nasıl bunu göremez, bu kadar vahim hatalara rağmen nasıl hala AKP’yi, Erdoğan’ı destekler, oy verir’ duygusundan kaynaklıydı. Ama bunu rakipler, ‘elitist tavır sergiliyorlar, bizi küçük görüyorlar’ diye insanları etkilediler. Biz de biraz bu tür şeylere kurban edildik” diye konuştu.

‘SEÇMENLER ARTIK UYANDI’

Tugay ayrıca, “Ben şuna yürekten inanıyorum; CHP, Kuvayı Milliye Hareketi’nden beri var olan bağımsız, özgür, güçlü bir ülke hayali kuran insanların partisi. Biz halen ülkemizi böyle; güçlü, özgür, demokrat hayal ederken, aynı zamanda insanları da refahı eşit dağıtan, adaleti gözeten bir ülke olarak hayal ediyoruz. Toplumda ne kadar sorun varsa el atmaya çalışıyoruz, çözüme katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Daha önceden de böyleydi, CHP hiçbir zaman uzaktan seyretmemiştir. Nerede sorun varsa, en duyarlı olan en fazla sahip çıkan CHP’dir. Bence seçmenler de artık uyandı. Muhafazalar bence artık kandırıldıklarının, dini duygularının istismar edildiğinin farkında. Bence artık herkes şu noktada; inançlar özgürce yaşanabilir, din-mezhep ne olursa olsun herkes birbirine saygı gösterdiği sürece kimsenin inancını yaşamasına engel bir durum yoktur. Bu anlamda da toplumun çok doğru bir düşünce noktasına gittiğini net olarak görüyorum” dedi.

‘O GÜZEL ÜLKEYİ HEP BERABER KURACAĞIZ’

“Hata yapacağımızı zannetmiyorum” diyen Başkan Tugay, “Hatayı iktidar olduktan sonra yapmamamız gerektiğini de söyleyebilirim. Çünkü uzun yıllar sonra kazanılmış bir iktidar olacak. Ülkemizin, tüm insanların iyiliği için başarılı olmak zorundayız. Bu konuda hem özgüvenimizin hem de dışarıya yansıttığımız güvenin tam olması lazım. Bunun için, önce dürüst ve içtenlikle halkımızın sorunlarına sahip çıkacağımızı ve çözüm üreteceğimizi talep ettiğimiz, yüksek sesle bağırdığımız bir seçim dönemi ve hemen ardından bilime, akla, her türlü çağdaş yönetim anlayışına dayalı bir ülke yönetimi gerçekleştireceğiz. Büyükşehir Belediye Başkanlarımız, ilçe belediye başkanlarımız, belde belediye başkanlarımıza baktığımızda adeta kendileriyle yarışan, daha iyi nasıl olur diye mücadele eden bir görüntü içerisindeler. Ben bundan mutlu ve gururluyum. O güzel ülkeyi hep beraber kuracağımızı düşünüyorum” ifadelerini kullandı. 


 

Editör: Haber Merkezi