Cumhuriyet tarihinin simgeleri arasında yer alan ülkedeki ilk fabrikalardan Sümerbank’ın İzmir’deki eski tesisleri çürümeye devam ediyor.

Ege Telgraf'tan Erman Şentürk'ün haberine göre İzmir Basma Fabrikası olarak da bilinen, büyük kısmı SİT alanı olan yıkılmış tesislerin yer aldığı dev arazi kentin utanç manzarası halini aldı. Kimin olacağı tartışılan İzmir’in yerel sermayesi şimdilerde madde bağımlıları ve hurdacılara kaldı.

SANAYİ DEVİYDİ…

Hizmete açıldığı 1953 yılından kapatıldığı 2001 yılına kadar ülke ekonomisine büyük katkılar sağlayan Meles Çayı kenarındaki Sümerbank Basma Fabrikası, göz göre göre yok olup gidiyor. Türkiye çapında 500’e yakın mağaza ve 41 fabrika ile hizmet veren sanayi devi Sümerbank’ın İzmir’de ayakta kalan son tesisi de elden gitmek üzere. Kurumun kent merkezindeki en değerli alanlardan Halkapınar’daki eski üretim tesis arazileri kötü kaderinden bir türlü kurtarılamadı.

ÇÜRÜMEYE TERK EDİLDİ

2003 yılında İzmir İl Özel İdaresi’ne verilen, bir zamanlar dokuma tezgahlarında binlerce işçinin çalıştığı, üretilen milyonlarca metre kumaş ile ülke ekonomisine can katan 130 bin metrekarelik arazide kurulu Sümerbank’a ait tesislerin bir bölümü eğitim hizmetlerinde kullanılmaya başladı. Milli servet kavramının İzmir’deki en belirgin örnekleri arasında yer alan tesisle zaman içerisinde sahip çıkılmadığından ve etkin şekilde değerlendirilemediğinden ötürü yıkılmaya ve hurdacılar tarafından talan edilmeye başlandı.

Çatısı, kapısı, camları, taşınır ve taşınmaz sahip olduğu tüm varlıkları çalınan dev tesislere son darbeyi de eski fabrikanın buhar santralini çalan hırsızlar vurdu. Türkiye’de korunması gereken değerleri arasında yer alan tescilli binaların yer aldığı SİT arazileri için İl Özel İdaresi’nin ısrarlı girişimleri de 2014 yılında başlayan paylaşım krizine kurban gitti.

MAHKEMELİK OLDU

İl Genel Meclisi’nin alanın kurtarılması için arazinin tamamını 20 yıllığına İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis etmek için çalışmalara başladı. Ancak alınan 7 devir kararı da İzmir Valiliği tarafından mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle reddedildi. Büyükşehir Belediyesi’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortaklaşa başlamayı planladığı İzmir’in ve Ege’nin yıldızı olacak dev “Medeniyetler Müzesi” projesi de böylece havada kaldı. 2014 yılında çıkartılan Bütünşehir Yasası sonrasında İl Özel İdaresi’nin kapatılmasıyla birlikte kurumun aralarında Sümerbank Fabrikası’nın da bulunduğu tüm taşınmazları Hazine’ye devredilince bir başka kriz patlak verdi. Karara karşı çıkan İzmir Büyükşehir Belediyesi itirazlarını yargıya taşıyarak iptal davası açarken, alanın tahsisinin yerel idareye verilmesini istedi. 4 yıldır çözülemeyen paylaşım krizinin gölgesinde iyice çürüyen eski fabrika tesislerinden geriye sadece duvarları kaldı. Çöplüğe dönen ve moloz dökülen SİT alanları ardı arkasına çıkan yangınlarla viraneye dönerken, bir zamanların üretim üssünün başına gelenler bununla da sınırlı kalmadı.

İZMİR’İN MALINA SAHİP ÇIKIN

Son aylarda kaçak et kesiminin yapıldığı mezbahaya dönen fabrika alanı, bu kez de koyun ve keçi otlatılan mera görüntüsüne büründü. Kent merkezindeki en değerli araziler arazisinde yer alan basma fabrikası özelleştirme ve satış dedikodularının gölgesinde, onca resmi kurumun gözü önünde çürüyüp kaderine ve sahipsizliğine terk edildi. İzmir kamuoyunun vicdanlarını sızlatan bu görüntülere daha fazla seyirci kalınmamasını isteyen vatandaşlar, milli değere sahip çıkılmasını ve alanın mezbelelik halinden kurtarılması için çeşitli imza kampanyaları başlattı. Alanın ayağa kaldırılması için yerel idareye devrini isteyen İzmirliler, “İzmir’in malı satılmasın, kentin sermayesine sahip çıkılsın” diyerek yetkilileri göreve çağırdı. 

Editör: Haber Merkezi