Cihan Başakçıoğlu - Bir yılda adliyeye taşınan cinsel istismar sayısı 16 bin 957, her ay en az 650 çocuk cinsel istismara uğruyor, 3 bin 111 çocuk cezaevinde, son 3 yılda 176 çocuk işçi can verdi.

Dünyada "çocuk hakları" kavramı ilk olarak Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi ile birlikte çocukların bakımının bir toplum sorunu olduğu ve bilimsel yaklaşımlarla herkesin bu sorumluluğu yüklenmesi gerektiği düşüncesiyle şekillendi. 20 Kasım 1989 tarihinde 193 ülke tarafından onaylanan "Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme" ile birlikte 20 Kasım tüm dünyada "Çocuk Hakları Günü" olarak ilan edildi.

Dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu eğitim, sağlık, yaşam, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi hakların tanımlandığı bu sözleşme ile evrensel anlamda çocuk hakları güvence atına alınmış olsa da, Türkiye'nin "çocuk hakları" karnesi pek de iç açıcı değil.

3 BİN 111 ÇOCUK CEZAEVİNDE...

Bir çocuğun en temel haklarından biri olan 'özgürlük' hakkının ne yazık ki Türkiye'de pek de "temel" olmadığı görülüyor. Adalet Bakanlığı'nın 2016 yılı verilerine göre, cezaevlerinde çeşitli suçlardan bin 752 tutuklu, 831 hükümlü çocuk bulunuyor. Ayrıca hükümlü veya tutuklu annesinin yanında cezaevinde kalan 0-6 yaş grubu çocuk sayısı da 528. Çeşitli cezaevlerinde kalan toplamda 3 bin 111 çocuğun ihtiyaçlarının ne oranda karşılandığı, eğitim- öğretimine devam edip etmediği konusunda yetkililerce ortaya konan somut bir proje ise söz konusu değil.

3 YILDA 176 ÇOCUK İŞÇİ YAŞAMINI YİTİRDİ

Ucuz ve genç iş gücü bakımından sömürünün en yoğun yaşandığı Türkiye'de çocuk işçilerin sayısı da gün geçtikçe artıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2016 yılı istatistikleri, Türkiye'nin çocuk işçi karnesini ortaya koydu. Rakamlara göre, 2016 yılı ocak ayı itibariyle çeşitli işkollarında 18 yaş altında 133 bin 33 çocuk işçi çalışıyor. Bunlardan 59 bin 571'ini kız çocuklar, 73 bin 432'sini ise erkek çocuklar oluşturuyor. Yine Çocukların birçoğunun ucuz iş gücü olarak görülmeleri nedeniyle özellikle sanayide ağır ve tehlikeli işlerde, sokakta, mevsimlik ve geçici tarımda çalıştığı belirtilirken, son üç yılda iş cinayetlerinde 176 çocuk işçinin yaşamını yitirdi.

SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARINDA EN AZ 80 ÇOCUK ÖLDÜRÜLDÜ

2015-2016 yılları arası çocuk ölümlerinin yoğun olarak yaşandığı dönemlerden biri oldu. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) verilerine göre, 16 Ağustos 2015 tarihi itibariyle 7 ildeki en az 22 ilçede uygulamaya konulan sokağa çıkma yasaklarında, en az 80 çocuk yaşamını yitirdi. Çocukların, açılan ateş sonucu, sağlık hizmetine erişemediği için veya çatışma atıkları nedeniyle hayatlarını kaybettiği belirtilirken, bu dönem sivil katliamların yanı sıra çocuk ölümlerinin de en yoğun ve seri bir şekilde yaşandığı dönem olarak tarihteki yerini aldı.

ÖNCE ZAROK TV SONRA GÜNDEM ÇOCUK DERNEĞİ KAPATILDI

Darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL herkes gibi çocukları da etkiledi. İlk olarak Eylül ayında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile TÜRKSAT üzerinden Kürtçe’nin Kurmancî, Kirmançkî (Zazakî) ve Soranî lehçelerinde çocuklar için yayın yapan çizgi film kanalı Zarok TV kapatıldı. Neredeyse tüm muhalif sivil toplum örgütlerinin ve derneklerin kapatıldığı son KHK ile birlikte ise çocuk haklarının geliştirilmesi, okulların çocuklar için güvenliğinin sağlanması ve çocuk evliliklerine karşı mücadele eden Gündem Çocuk Derneği de mühürlendi. Gündem Çocuk Derneği daha önce Pozantı Cezaevi’ndeki çocuk istismarlarını gündeme getirmişti.

HER AY EN AZ 650 ÇOCUK İSTİSMARA UĞRUYOR

AKP'li vekillerin girişimiyle TBMM Genel Kurulu'nda Perşembe gecesi görüşülen cinsel istismara uğrayan çocukların istismarcılarıyla evlendirilmesine ilişkin hazırlanan “Cinsel İstismar Düzenlemesi” ile çocuk istismarı yeniden gündeme geldi. Adalet Bakanlığı’nın paylaştığı adli yıl istatistiklerine göre, bir yılda adliyeye taşınan çocuğa yönelik cinsel istismar sayısı 16 bin 957. TÜİK verilerine göre, Türkiye'de cinsel suçların yüzde 46'sı çocuklara karşı işleniyor. Her ay en az 650 çocuğun istismara uğradığı ülkede, her yıl gerçekleşen resmi evliliklerin beşte birinde 18 yaş altındaki kız çocukları evlendiriliyor. Salı günü yeniden görüşülecek düzenleme yasalaşırsa çocuk istismarcıları cezasız kalacak.

‘TEMEL YAŞAM HAKLARINA BİLE İZİN VERİLMİYOR'

Çocuk İçin Barış Girişimi üyesi Dilan Taşdemir, Türkiye'nin de Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne imzacı olduğunu belirterek, sözleşmenin içerisinde çocukların ırk, dil, din ve cinsiyet ayrımları gözetilmeden aynı haklara sahip olduğunu taahhüt edilmesine ve her çocuğun yaşam hakkına sahip olduğunun kabul edilmesine rağmen Türkiye'nin bunları uygulamadığını ifade etti.

Özellikle yükselen savaş koşullarında çocukların yaşam haklarının gözetilmediğini belirten Taşdemir, "İki yılı aşkın bir süredir Kürt illerinde inanılmaz bir savaş devam ediyor. Orada sadece ölen bireyler değil birçok çocuğun da yaşam hakkı gözetilmiyor. Çocuklar çatışma atıklarını oyuncak zannediyor ve oynadığında ölüyor. Çatışma esnasında ölüyor ve infaz ediliyor. Barınma hakkı ise son dönemde ihlallerin en büyüğü. Düşünün ki Şırnak'ın 7 mahallesi dümdüz edildi. Bu çocuklar nerede yaşayacaklar? Kışın ortasında çadırlarda yaşamak zorunda bırakıldılar. Eğitim ve sağlık hakkına erişemiyorlar. Sosyal haklarını bırakın temel yaşam haklarına bile izin verilmiyor" dedi.

‘SÖZLEŞMEYE İTİBAR EDİLMİYOR’

Meclis’te tartışılan cinsel istismar düzenlemesine de değinen Taşdemir, "Tecavüz yasası ile karşı karşıyayız. Kendi ağızlarıyla söylüyorlar tecavüzcüsüyle olmasa bile çocuk evliliğin önünü açıyorlar. 21. yüzyılda Ortaçağ kafasında hareket eden bir iktidarla karşı karşıyayız. Çocukların eğitime yönlendirilmesi asıl çözümken, kalkıp 'Çocukların kendi iradeleri ile evlenmelerinin önünü açıyoruz' gibi bir söylemle övünüyorlar" dedi.

Öte yandan Ortadoğu'daki savaş nedeniyle Türkiye'ye göç eden mülteci çocuklarla birlikte çocuk işçiliğin katlandığını belirten Taşdemir, çocukların ayakkabı ve tekstil atölyelerinde günde 10 lira alarak çalıştığını ve eğitime ulaşma imkanlarını kullanamadığını söyledi.

"Türkiye ya neye imza attığını bilmiyor ya da sözleşmeye itibar etmiyor" diyen Taşdemir, son olarak şunları vurguladı: "Bütün çocukların hiçbir ayrım gözetmeden sosyal ve kültürel haklara erişimi olması gerekiyor. Her şekilde çocukların hakları istismar ediliyor ve Türkiye imzacısı olduğu anlaşmayı hiçbir şekilde uygulamıyor."

DİHABER

 

Editör: Haber Merkezi