BUĞRA KIZILKARA/ İZ GAZETE- İzmir Barosu Çocuk  Hakları Merkezi, İzmir Bayraklı Adliyesi’nde 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında bir basın açıklaması yaparak BM tarafından imzalanan “Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin önemine dikkat çekti.  Açıklamayı İzmir Barosu avukatı Bahar Batıkan yaptı.

Batıkan, 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından benimsenen Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin Türkiye’de kabulünün tarihçesini ve içeriğini anlatarak, sözleşmenin Türkiye tarafından 2 Eylül 1990 tarihinde imzalandığını ve 27 Ocak 1995 tarihinde de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini ifade etti. 

Batıkan, “Tarihte en çok devlet tarafından onaylanmış insan hakları antlaşması olan BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme 197 devlet tarafından onaylanmış olup; çocukların ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve siyasi tüm hakların korunması ve desteklenmesine yönelik mekanizmaları devreye sokan bir hukuki belgedir. Sözleşme, çocukların sosyal aktörler ve aktif hak sahipleri olarak açık bir şekilde tanındığı ilk uluslararası belgedir” dedi. 

“CİNSEL SUÇLARDA DÖRT KAT ARTIŞ'

Pandemi sürecinde çocukların hem hukuki hem de psikolojik olarak yıprandığını dile getiren Batıkan, “BM’nin yaptığı açıklamaya göre, 20 Kasım, 1989 yılından bu yana BM tarafından, dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kutlanmaktadır. Her yıl olduğu gibi bu sene de BM, Dünya Çocuk Hakları Günü için bir tema belirlemiş ve bu seneki tema “Pandemide Çocuk Olmak” olarak açıklanmıştır. Sözleşmenin imzalanmasından bu yana Çocuk Koruma Kanunu’nun uygulanması noktasında çocukların adalet sistemiyle temas ettikleri çeşitli durumlarda maruz kaldıkları hak ihlallerine ve hukuka aykırı uygulamalara ilişkin sorunlar halen devam etmekte olup pandemi sürecinde de artış göstermiştir. Tema kapsamında BM’nin açıklamasında, İzmir Barosunca koordine edilen zorunlu müdafilik görevlendirmelerinde toplanan veriler göz önünde bulundurulduğunda pandemi döneminde çocuğa karşı işlenen cinsel suçlarda dört kat artış yaşandığı gözlemlenmektedir. Pandemi süreci sadece çocukların eğitim hakkını değil, aynı zamanda katılım hakkını, oyun hakkını, psiko-sosyal gelişimini olumsuz etkilemekte, ev içinde yaşanan şiddet ve suça maruz kalma ihtimalini arttırmakta, çocukların adalete erişimi noktasında büyük sıkıntılara yol açmaktadır. Tarih boyunca her felaketten önce ve en fazla etkilenen çocuklardır. Bunu hiçbir zaman unutmamalı ve atılacak her adım ve verilecek her kararda çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurmalıyız" açıklamasında bulundu..

'KARAR MEKANİZMALARI DİKKATLİ OLMALI'

Bahar Batıkan çocuk haklarına yönelik karar mekanizmalarının dikkatli olmasını dile getirerek, ”İzmir Barosu ve İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak;  önleyici ve koruyucu yaklaşıma sahip, etkili, hak temelli, çocukların da katılımının sağlandığı, bir çocuk koruma sistemi ve sistemin etkisini izleyecek izleme mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğinin altını bir kez daha çiziyoruz.  Bugüne değin olduğu gibi bundan sonra da çocukların uğradıkları cinsel, duygusal, fiziksel ve ekonomik her türlü istismar ve hak ihlalleriyle mücadele etmeye ve bu konularda açılmış ve açılacak davaların takipçisi olmaya devam edeceğiz” açıklamasını sonlandırdı. 

Editör: Haber Merkezi