Gaziantep'te yaşayan H.K., 2018 yılının Temmuz ayında kendisi gibi öğretmen olan D.N.K. ile evlendi. H.K., evliliklerinin üzerinden belirli bir süre geçmesine karşın eşi ile cinsel birliktelik yaşayamadığı gerekçesiyle boşanma davası açtı. Gaziantep 5'inci Aile Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasında H.K., eşinin istememesi nedeniyle cinsel ilişkiye girmediklerini ve evliliklerinin bu nedenle ilerleyemediğini söyledi.

'BALAYINDA DAHİ BİRLİKTE OLMADIK'

Mahkemede tanık olarak dinlenen H.K.'nın annesi K.K., oğlu ve gelininin düğünden sonra balayına gittiklerini belirterek, "Balayından dönüşte gelinim ailesinin yanına gitmek istediğini söyledi. Aralarında bir problem olduğunu anlayınca oğlumla konuştum. Oğlum da bana cinsel birliktelik yaşamadıklarını söyledi. Biz gelinimizi çok seviyorduk. Psikolojik tedavi için doktora götürdük. Gaziantep'te tavsiyeler üzerine başka bir doktora gittik. Gelinim doktora bir defa gitti ama daha sonra gitmedi, tavsiyelerine de uymadı. Oğlumla arkadaş gibiydiler. Evli gibi bir halleri yoktu" dedi.

'AYRI ODALARDA KALIYORLARDI'

H.K.'nın kız kardeşi G.T. ise evlilik süreleri boyunca herhangi bir kavga ya da tartışmaya şahit olmadığını ifade ederek, "2020 yılı başından itibaren kardeşim ile yengem ayrı yaşamaya başladılar. Ben herhangi bir kavgalarına şahit olmadım. Ancak kardeşimden cinsel beraberlik yaşamadıklarını öğrendim. Evlerine bir defa gittim, onda da ayrı odalarda kaldıklarına şahit oldum" diye konuştu.

TAM KUSURLU SAYILDI

Mahkeme heyeti, her iki eşten de cinsel birleşmeye engel bir sağlık sorunun olup olmadığının tespiti için rapor talep etti. D.N.K., mahkeme tarafından sağlık kurumuna müracaatı yönünde ihtarlı davetiye çıkarılmasına rağmen kararı yerine getirmedi. H.K.'nın sağlık raporunda ise herhangi bir kusuru bulunmadığı belirlendi.

D.N.K. duruşmalara katılmazken mahkeme heyeti, cinsel birliktelik yaşamayan tarafı tam kusurlu bularak çiftin boşanmalarına karar verdi.

Mahkeme kararında; "Tarafların evli olmasına rağmen karı-koca olarak cinsel birliktelik yaşayamadıkları, davalı tarafın tedaviye devam etme kararlılığı göstermediği, mahkeme tarafından yazılan müzakere sonucunda da davacının fiziksel ve psikolojik olarak cinsel birleşmeye engel sorunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkeme heyeti hususları bir arada değerlendirdiğinde taraflar arasında karı-koca olmanın gereği sağlıklı bir cinsel yaşamın kurulamadığı ve tedavi konusunda gerekli çabayı göstermeyen davalı kadının tam kusurlu olduğu, davalı kadının davranışları sonucu taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu sonuç ve kanaatine varılarak tarafların boşanmalarına karar verilmiştir" denildi.

'EVLİLİĞİN YÜKÜMLÜLÜKLERİNDEN BİRİ DE CİNSELLİK'

H.K.'nın avukatı Aziz Cihan Kaçıran, evliliğin eşlere yüklediği yükümlülüklerden birinin de cinsel birliktelik olduğunu söyledi. Kaçıran, erkek tarafının herhangi bir şekilde cinsel birliktelik yaşamasına engel teşkil eden bir durumun olmadığının hastane raporlarıyla belgelendiğini söyledi.

Tanık beyanlarında da davalı kadın eşin cinsel birliktelikten kaçındığının tespit edildiğini belirten Kaçıran, “Mahkeme, herhangi bir engelin olmaması karşısında cinsel birlikteliğin olmamasının keyfi olduğuna kanaat getirip boşanmaya karar verdi. Erkek müvekkilimizin bu konuda herhangi bir tazminat talebi olmadığı için tazminat yönünde bir karar verilmedi. Talep etmiş olsaydı yaklaşık 3 yıllık evlilik birlikteliğinde cinsel birliktelik gerçekleşmediği için manevi tazminat oluşturacaktı. Ancak taleple bağlı olunduğu için mahkeme bu konuda bir karar vermedi" dedi.

AA

Editör: Haber Merkezi