Referandum'da HAYIR cepnesinde yer alan CHP'nin İzmir İl Başkanı Asuman Ali Güven, İzmir'de MHP tabanının da 'hayır' oyu kullanacağını öne sürdü. Anayasa değişikliği sürecinin aceleye getirildiğini savunan Güven, toplumun katılmadığı değişiklikle çıkarılacak anayasanın Türkiye anayasası olamayacağını söyledi. Güven, "Bunun adı Bahçeli anayasasıdır" dedi.


İzmir'de pazar günü referandum stardı veren partisinin Çankaya'daki il başkanlığı binasına üzerinde 'hayır' yazan pusula ile Türk bayrağını asan CHP, neden 'hayır' dediğini 30 maddelik kitapçıkta topladı. Kitapçıklar, partili kadın ve gençler tarafından dağıtılmaya başlanırken partinin İzmir İl Başkanı Asuman Ali Güven de getirilen anayasa teklifinin 21. yüzyıl Türkiye'sine yakışmadığını öne sürerek, şöyle konşutu:

"Bu anayasa Türkiye'yi daha çağdaş, daha modern, daha uygar, ekonomisi daha gelişmiş, daha ileri düzeyde eğitim sistemi olan, daha çağdaş hukuk sistemi olan barışın sağlandığı, terörün yok edildiği bir ülke yaratma konusunda katkısı mı olacak, yoksa zaten Türkiye'de şuan ciddi şekilde erozyona uğramış olan bu saydıklarımın daha kötü hale mi getirecek? İncelediğinizde bu getirilen anayasa zaten alelacele gündeme sokulmuş bir anayasa. Toplumun hiçbir kesimiyle tartışılmamış. Siyasi partilerin de parlamentodaki bir bölümü bu işe evet bir bölümü de hayır diyor. Bu kadar dar zamanda çıkarılmış bir anayasanın toplum tarafından bilinmesi, toplumun bu anayasa hakkında fikir üretmesi çok zor. Katılımcı bir anayasa da olmadığı için toplumun yüzde 100'ünü temsil edebilecek bir anayasa değil."

"ANAYASA YERİNE 'EVET' OYUNU SAVUNUYORLAR"

CHP olarak anayasa değişikliğinin Türkiye'ye yeni bir vizyon, güç, enerji getirmeyeceğini anlatmaya çalıştıklarını söyleyen Güven, anayasa değişikliğine destek verenlerin ve parti yöneticilerinin ise hazırlanan metni savunmak yerine 'evet' oyunu savunduklarını anlattı. Bu durumun ikircikli olduğunu ifade eden Güven, "'Hayır' diyenler anayasanın içeriğini tartışıyor, antidemokratikliğini konuşuyor, parlamenter sistemi, yasama-yürütme-yargıyı reddettiğini, kuvvetler ayrılığı yerine kuvvetleri birleştirdiğini anlatıyor topluma. Parlamentodaki vekillerin artık değerinin kalmayacağını, bypass edildiğini, güven oylamasının kalmadığını, tek adamla her şeyin yönetileceğini anlatıyor. Evetçiler ise demagojiyle, iftirayla, karalamayla, geçmişte yaptıkları işbirliklerini hayırcılara fatura etmeye çalışıyorlar. Anayasayı savun, yazdığın metni savun. Yazdığım metin Türkiye'nin geleceğine neler katacak, ne faydası olacak bunu anlat" diye konuştu.

"BUNUN ADI BAHÇELİ ANAYASASIDIR"

Toplumla tartışılarak yapılmayan bir anayasanın Türkiye'nin anayasası olamayacağını savunan Güven, "Bu anayasa Bahçeli'nin anayasası olur. Bunun adı Bahçeli anayasasıdır. Bahçeli bunu savunmuş getirin demiştir, AKP de bunu getirmiştir. Sonuçta bu anayasa toplumun bir kesiminin anayasasıdır. Diğer kesimin anayasası değildir. MHP'nin bile anayasası değildir. O MHP'ye oy veren yüzde 10'un üzerindeki MHP seçmeninin savunduğu ve katıldığı bir anayasa değildir. Bu sadece Devlet Bahçeli'nin ve çeperindeki azınlığın savunduğu bir anayasadır. Bu anayasa Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan itibaren bırakılan mirası reddeden bir anayasadır" ifadelerini kullandı.

"İZMİR'DE MHP 'HAYIR' OYU VERECEK"

İzmir'de MHP tabanının da anayasa değişikliğini reddettiğini belirten Güven şöyle konuştu:

" MHP tabanı İzmir'de hayırcı. Onlar kendi tabanları içinde çalışma yapıyorlar. Özellikle partiden atılmaya çalışılan dışlanmaya çalışılan çok büyük bir kesim var. İzmir zaten genel merkeze muhalif genel anlamda yani. Bizim gördüğümüz seçmenin çok büyük bir kesimi hayır diyor. Biz bunları konuşuyoruz, tartışıyoruz. Kendi yapıları içerisinde hayır kampanyasını yürütüyorlar. İzmir'de MHP seçmeninden de hayır çıkacağından şüphem yok. İzmir'de yüzde 70, Türkiye genelinde 60 seviyesinde hayır bekliyorum. Birçok insan bazı şeyleri dillendirmiyor ama memnuniyetsizlik ortada. Yaşananlar belli. Bu uyarı iktidara mutlaka yapılmalı. AKP içinde de çok ciddi bu işe hayır diyen, kabul etmeyen, bu tek adam anayasasıdır, Türkiye'nin bununla nereye gideceği belli değildir, keyfi uygulamalara açıktır diye kabul etmeyen özellikle Cumhuriyete, Atatürk'e de belirli ölçüde sevgisi olan, bağlılığı olan, bu değerleri önemseyen AKP'li seçmen kitlesi de var."

"REFERANDUM SÜRESİNCE PARTİCİLİK YAPMAYACAĞIZ"

CHP'nin hayır kampanyasına diğer partilerden destek verenlerin de olduğunu belirten Güven, referandum çalışmaları kapsamında particilik yapmadıklarını, kampanyaya destek verenleri parti üyesi yapma amaçlarının olmadığını söyledi. Yaptıkları çalışmalarda parti amblemi ve rozet kullanmadıklarına dikkat çeken Asuman Ali Güven, "Referandumdan sonra arkadaşlarımız tabii ki CHP'ye katılmak isterlerse, başımızın üstünde yeri var. Bunun gibi partiyle irtibata geçen, hayır kampanyasına katılmak isteyen, bizden destek isteyen çok sayıda başka partilerden AKP'den arkadaşımız var. Şuan derdimiz, cumhuriyet derdidir, ülkemizin derdidir biz buna yoğunlaşmış durumdayız. Türkiye'nin bir nefes almaya, kendini yeniden irdelemeye değerlendirmeye ihtiyacı var. Bunun da yolu 'hayır'dan geçiyor. Hayır oylarını yüksek oranda çıkartabilirsek, benim görüşüm yüzde 51 ile bu işi çözmek değil, daha yüksek bir oranda hayır çıkması Türkiye'de. Yüzde 60'lar oranında bir hayır çıkmasıyla Türkiye tekrar nefes alacak ve kendine gelecektir" diye konuştu.

"CHP İZMİRLİ SEÇMENİ YENİDEN ANALİZ EDİYOR"

Referandum çalışmaları kapsamında önce seçimlerde İzmir'de neler yaşandığını, nasıl bir oy dağılımı olduğunu, oy geçişlerinin nasıl gerçekleştiğini analiz ettiklerini açıklayan Güven, CHP'nin etkin olduğunu belirlediklerini, kendilerine uzak kalan oylar konusunda değerlendirmeler yaptıklarını söyledi. 16 bin sandık çevre sorumlusunun daha önceki seçimlerde parti propagandası yapmakla görevliyken, şimdi kapı kapı dolaşarak anayasayı anlattığını, binden fazla mahalle temsilcisi, 400 civarında belediye meclis üyesi, il ve ilçe yönetimleri, kadın kolları ile birikte yaklaşık 20 bin kişiyle çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Güven, "Bu referandum mecliste görüşülürken biz çalışmaya başladık. 30 madde diye bir broşür çıkarıldı. Onlar üzerinden tartışıldı, sonra 18 madde geçti. Bunlar irdelenerek, yanlışlıkları konuşuldu. Esas çalışma birebir çalışma. Bizim bu anayasayı anlatmamız gerekiyor. Anlatırsak bu anayasayı kimse bunu kabul etmez. İstedikleri kadar biz bunu getirdik AKP'liler bunu kabul edecek desinler. Kötü bir anayasa ise neden kabul etsin ki. Bu bir siyasi parti seçimi değil ki. Öyle olsa git partine oy ver. Bu bir anayasa Türkiye Cumhuriyeti'nin ortak metni. AKP'li seçmen de bakacak, görüşlerime hitap ediyor mu etmiyor mu, etmiyorsa hayır diyecek" dedi.

"HAYIR OYU İLE EKONOMİ DE DÜZELİR"

Hayır oyunun ülkenin hukuki ve ekonomik açıdan içinde bulunduğu durumun yanlış olduğunu iktidara gösterebileceğini, Türkiye Cumhuriyeti değerlerine dönülmesi gerektiğini, sağlanacak iç barış ile terörün de çözüleceğini anlatan Güven, hukuk sisteminin işlerliğinin sağlandığı durumda ekonominin de iyiye gidebileceğini söyledi. Türkiye ekonomisinin dış kaynaklı paraya ihtiyacı olduğunu söyleyen Başkan Güven, Arap ülkelerinden gelen paranın da batılı ülkelerin onayıyla gerçekleştiğini, güven ortamının oluşmasıyla yatırımın geleceğini anlatırken, şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanı köşküne, sarayına çekilir. Ülkeyi yöneteceklerin daha bağımsız, mevcut yasalara göre yönetme şansı olur. Merkez Bankası bağımsız olur tekrar, Maliye Bakanı, Ekonomi Bakanı Türkiye'de ekonomi ile tek ağızdan söylemler oluşturur, 10 yıllık bir ekonomik paket açıklar, bu bir istikrar paketine dönüşür. Batı da Türkiye tekrar hukukun üstünlüğünü kabul ediyor, Meclis tarafından, Sayıştay tarafından Devlet Denetleme Kurumu tarafından ekonomisi denetlenen bir ülke konumuna gelirsiniz. Ekonomi canlanır, para girişi artar, barış olur, demokrasi olur. Ülkedeki kutuplaşma, çatışma ortamı yumuşar. Türkiye'de huzur artar. Sonraki süreçte siyaset yeniden aktörlerini belirler. 2 yıl sonra yerel sonra genel seçim var. O seçimle Türkiye'deki tansiyon düşer. Evet çıkarsa şuan yaşadıklarımız daha da kötüye gider. Parasızlık, sermayesizlik artar, ekonomik sorunlar büyük, denetimsizlik artar, ekonomideki adaletsizlik artar, işsizlik hat safhaya ulaşır, sınıflar arası uçurumlar artar, daha büyük krizlere neden olur. İçerideki can ve mal güvenliği sorunları büyür. Alt kimliklerde çatışmaya yol açar. Türkiye Ortadoğu ile Avrupa arasında bir geçiş coğrafyası. Bu iç karışıklıklar bizim güvenliğimizi daha çok tehlikeye düşürür. Türkiye'ye iyi bir sonuç getiremez. Sadece CHP ve MHP değil, AKP'li arkadaşlarımızın hayırlı sonuçlar çıkartacak şekilde hayır oylarını kullanmaları gerekiyor."

Editör: Haber Merkezi