Gizem TABAN/İZ GAZETE- İzmir Barosu Genel Kurul’a gidiyor. Çağdaş Avukatlar Grubu ile Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu’nun başkanlık ve yönetim için yarışacağı 2 günlük genel kurul maratonunun ilk gününde; baro organları ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) delege adayları saptanacak, tahmini bütçe ve bütçe kararnamesi görüşülerek karara bağlanacak. Ayrıca Yönetim Kurulu Çalışma Raporu, Bilanço-Hesap ve Denetleme Kurulu Raporu okunarak görüşülecek. Dilek ve önerilerin de alınacağı ilk toplantı 10 Temmuz Cumartesi Günü (bugün) saat 10.00’da Kültürpark 3 ve 4 Nolu Hol’de başlayacak. Genel Kurul’un ikinci gününde ise binlerce avukat, yeni başkan ve yönetim kurulu ile TBB Genel Kurulu’na katılacak İzmir Barosu Delegelerini belirlemek için sandık başına gidecek. Çağdaş Avukatlar Grubu’nun Adayı ve mevcut Başkan Özkan Yücel ile Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu’nun Adayı Mustafa Çetin’in başkanlık için yarışacağı seçim 11 Temmuz Pazar Günü saat 09.00-17.00 arasında Kültürpark 4 Nolu Hol’de gerçekleşecek. Genel Kurul öncesinde, 2 buçuk yıllık görev süreleri boyunca yaşadıklarını, yaptıkları çalışmaları, sergiledikleri duruşu ve yeniden seçildiği takdirde önümüzdeki süreç için hedeflerini anlatan Çağdaş Avukatlar Grubu’nun Adayı ve mevcut Başkan Özkan Yücel, baro seçimine ilişkin de çarpıcı mesajlar verdi.

‘DURUŞUMUZ ÖRNEK OLDU’

İki buçuk yıllık süreçte yaşanan olaylar ve İzmir Barosu yönetimi olarak olaylara karşı gösterdikleri duruşa ilişkin açıklamalarda bulunan Yücel, “Yargıtay, Adli Yıl açılışı için baroları külliyeye davet etti. Yargıtay’a dedik ki; ‘Biz gitmiyoruz, siz de gitmeyin.’ Çünkü yargı bağımsızdır. Bu, yargının bağımsız olduğuna ilişkin son inanç kırıntılarını da ortadan kaldırır. Bu kararlı duruş, tüm Türkiye’ye örnek olan ve tüm demokratik kamuoyunun saygısını kazanan bir duruş halini aldı. Ama TBB, ülkedeki 67 baronun gitmediği adli yıl açılışına gitti. İşte bu da TBB’nin tek adam anlayışıydı. Zaten o gün bugündür TBB, iktidarın söylediklerinin peşinde, hukukun uzağında, hukuku teferruat sayar bir biçimde devam ediyor” açıklamalarında bulundu.

‘MÜCADELELERİN HEP İÇİNDEYDİK’

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptali sürecine değinen Yücel, “İstanbul seçimleri iptal edildi. İstanbul seçimlerine ‘sandıklar bize emanet’ diyerek gittik. Bu da Türkiye’de büyük bir yankı uyandırdı. Bizim tek hedefimiz, yurttaşın iradesinin sonuca yansımasıydı ve bunu başardık” ifadelerini kullandı. Yerel seçimler sonrasında iktidarın ‘kayyum’ uygulamalarına karşı aldıkları tavra yönelik konuşan Yücel, “Bunun da kabul edilebilir bir tarafı yoktu. O yüzden buna da karşı çıktık. Tüm bunlar bölgesel işler değil, tüm Türkiye’yi, demokrasiyi, hukuk devletini ilgilendiren mücadeleler. Ve biz bunların hep içinde, hep başında yer aldık” dedi.

‘ÇOKLU BARO HEZİMETE UĞRADI’

İktidarın hayata geçirmeye çalıştığı ‘Çoklu Baro’ sürecinin hezimete uğradığının altını çizen Yücel, “Yapılan kanun değişikliği ile kazanmış gibi gösterilmeye çalışılsa da bana göre çoklu baro süreci, iktidar açısından bir hezimetle sonuçlandı. Tam bir fiyasko! İktidar, avukatlar tarafından boşa düşürüldü. Bugün yaşadığımız pozisyon; beyanların gerçek dışı olduğunu, baroların ve avukatların böyle bir ihtiyacı olmadığını açıkça gösteriyor. O yüzden, biz aslında başardık. Meslektaşlarımızın bu mücadeleye sahip çıkması ve bu iradeyi göstermesiyle başardık” ifadelerini kullandı.

‘NEDEN SİYASİYİZ?’

‘Siyasilik’ eleştirilerine yanıt veren Yücel, “Neden siyasiyiz? Kadın cinayetlerinde, insan hakları ihlallerinde, doğa katliamlarında, çocuk istismarında, hayvan hakları yok sayıldığında söz söylüyoruz. Eğer bunlara siyaset diyorsanız, biz bu siyaseti yapmaya, hukukun siyasetini yapmaya devam edeceğiz. Bunu saklamadık, gizlemedik. Çünkü biz hukukçuyuz! Bunu yapmazsak, kendimizi reddetmiş oluruz. Bütün yaptıklarımız ‘siyaset yapmak’ olarak algılanıyor. Oysa biz yalnızca hukukun siyasetini yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz” dedi.

‘ROL MODEL OLDUK’

İzmir Barosu yönetimi olarak bir rol model olduklarını vurgulayan Yücel, “Biz biat etmeyen, teslim olmayan, vazgeçmeyen, mücadeleci bir gelenekten geldiklerini ve bu değerlerden besleniyoruz. Sanıyorum ki bir örnek teşkil ediyoruz, sanıyorum ki Türkiye’nin demokratik kamuoyu, her olaydan sonra dönüp İzmir Barosu’na bakıyor. Siyasi iktidar, yandaş basın ve başkaları; bizi birinden ya da ötekinden yana taraf göstermeye, siyasi partilerle ilişkilendirmeye çalışsalar da bunu hiçbir zaman başaramadılar. Bize bir yafta takamadılar ve takabilmeleri de mümkün değil. Eğer illaki bir şey demek istiyorlarsa, bizler halkın avukatları, umudun savunmanlarıyız. Bizler hukukçuyuz! Bütün yaptıklarımıza ve anlayışımıza damga vuran şey bu…” diye konuştu.  

‘TAAHHÜTLERİMİZİ YERİNE GETİRDİK’

Görev süreçleri boyunca inisiyatifleri doğrultusunda yapabilecekleri her taahhüdü yerine getirdiklerini belirten Yücel, “Gerçekleşmesi bize bağlı olan, bizim karar alıp sonuçlandırabileceğimiz bütün işleri gerçekleştirmişiz. Yapamadıklarımız ise; yasa değişikliği isteyen, iktidarın harekete geçmesini gerektiren, TBB’den ortak bir tavırla yüksek sesle dillendirilmesi gerekenler… Bunlar gerçekleştirilebilir mi? Elbette! Öncelikle TBB’ye bu işe sahip çıkacağı bir yapı kazandırılmasından sonra, oradaki anlayışın değişmesinden, tüm baroların ortak mücadelesinden sonra bunlar elbette gerçekleşebilir” dedi.

‘YENİ DÖNEM İÇİN HEDEFLERİNİ ANLATTI’

Önümüzdeki döneme dair hedeflerini açıklayan Yücel, şunları söyledi: “Mesleğinin saygınlığını artıracak, güncel koşullara uygun, işçi avukatlığın çalışma koşullarını düzenleyecek, avukatlık tekelini artıracak, baroların haksız rekabet karşısında kontrol ve denetim imkanını mümkün kılacak yeni bir Avukatlık Kanunu çalışması yapılması kaçınılmazdır. Yeni dönemdeki önceliklerimizden biri de bu olacaktır. Avukatlık Kanunu'nda yer alan bakanlık vesayetinin kaldırılması da bir başka önceliktir. Vekaletnameler ve veraset ilamlarının avukatlar tarafından hazırlanmasından başlayarak, başka bazı evrakın avukatlar tarafından düzenlenmesine, belli miktarın üzerindeki sözleşmelerin avukatlar tarafından hazırlanmasının zorunlu olmasına, vekalet ücretlerinde KDV nin sıfırlanması, adli yardım ve CMK görevlerinin KDV den muaf tutulmasına, limited şirketler ve yapı kooperatifleri dışındaki kooperatifler için de sözleşmeli avukat zorunluluğu getirilmesine, sigorta şirketleri tarafından ödenecek tazminatlara ilişkin dava ve işler için baro denetiminin zorunlu tutulmasına ve böylece hasar danışma şirketlerinin devre dışı bırakılmasına yönelik yasal değişiklik çalışmaları yapmayı hedefliyoruz.  İzmir Barosu'na yakışır idari bir kompleksin temellerini atabilmek en büyük hayallerimizden biri. Diğer hedeflerimize ise; baro Bahçe gibi yıllardır özlemini duyduğumuz tesislerin, adliyelerde daha fazla sayıda uygun ve konforlu çalışma alanlarının yaratılması, İzmir’deki üniversitelerin öğretim üyelerinden oluşan eğitim kurulu ile her ay en az bir kapsamlı eğitim çalışması düzenlenmesi, vakfımızın gelir kaynaklarının artırılması, avukatların kendi ihtarnamelerini gönderebilecekleri bir sistemin kurulması ve yüksek noterlik masraflarının engellenmesi, avukatlarla müvekkilleri arasında çıkacak ücret ihtilaflarını süratle çözmeyi sağlayacak bir tahkim merkezinin kurulması.”

‘TBB’Yİ MEVCUT YAPIDAN KURTARMALIYIZ’

En önemli hedeflerinden birinin TBB’nin mevcut yapısından kurtarılması ve daha demokratik bir yapıya kavuşturulması olduğunu kaydeden Yücel, “Bugünkü yapısı ile TBB siyasi iktidarın kuyruğuna takılmış, sözü ve inandırıcılığı olmayan bir konumdadır. Yeni dönem delege seçimlerinin tamamlanması ile birlikte TBB’nin seçimlerinin yapılması kaçınılmazdır. Ve bu seçimlerde Metin Feyzioğlu’nun temsil ettiği tek adam anlayışının sona erdirilmesi, hukuku hiçbir koşulda teferruat saymayan, avukat ve barolar için yürütülen mücadelenin işçisi olacak bir TBB yaratmak boynumuzun borcudur” dedi.

‘İNANIYORUM Kİ ÇAĞDAŞ GRUP DİYECEKLER’

Baro seçimine ilişkin mesajlar veren Yücel, “Matematik hesaplarla, oluşturulmak istenen algılarla gerçeklerin yarıştığı bir seçim olacak bu. Mücadeleden bahsedenlerle, gerçekten mücadele edenlerin; baroyu 4 yıl sessizliğe boğanlarla, kişisel riskleri ne olursa olsun cesaretle öne çıkanların; sesini kaybedenlerle, tüm Türkiye’yi sesinin peşinden sürükleyenlerin; algılarla, hakikatlerin yarışacağı bir seçim olacak bu. Avukatların takım tutar gibi grup tutmadıklarını, özveriyi, mücadeleyi, samimiyeti ve gayreti anladıklarını ve desteklediklerini gösteren bir seçim olacak. Hamasetin artık prim yapmadığı, Cumhuriyet değerleri ve laiklik mücadelesinin isimlerin ve renklerin tekelinde olmadığını gösterecekleri bir seçim olacak. O yüzden daha önceki genel kurullarda hangi gruba oy vermiş olursa olsun, 29 Ekim’de birlikte yürüdüğümüz, İstanbul seçimlerinde demokrasiye birlikte sahip çıktığımız, Ankara’da çoklu baro mücadelesinde omuz omuza durduğumuz, pandemide birlikte yara sardığımız, depremin acılarını dayanışmayla aştığımız, duruşma salonlarında birlikte mücadele ettiğimiz, bize güvenen, bizim güvendiğimiz, birlikte büyük bir aile olduğumuz tüm avukatların oylarına talibiz. Ve inanıyorum ki, meslektaşlarım seçim sandığının başında vicdanlarıyla baş başa kaldıklarında yine Çağdaş Grup diyecekler. Ve inanıyorum ki İzmir Barosu seçimleri; yalnızca bir yönetim kurulu belirlemesinden öte; iki buçuk yıllık pratiğinin devamı ile avukatlar için vazgeçmeyen, biat etmeyen, teslim olmayan bir avukatlık tarzı, ülkemiz için demokrasi, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı mücadelesi ve yurttaşlarımız için daha iyi bir ülke, daha iyi bir gelecek, daha çok özgürlük umudu olacak” açıklamalarında bulundu.

Editör: Haber Merkezi