NİL KAHRAMANOĞLU/ İZ GAZETE- Son günlerde ülke genelinde meydana gelen depremler akıllara  ‘İzmir’deki yapılar ne kadar güvenli?’ sorusunu getirdi. İnşaat mühendisleri ise İzmir’de olası bir depremde 75 bin binanın kullanılmaz hale geleceği ve yaşanacak 7 ve üzerindeki bir depremde kentte 30 bin can kaybı olacağını vurguladı.

Kentlerdeki yapıların depreme karşı ne kadar dayanıklı olduğu konusu tartışmaya açılırken İzmir Büyükşehir Belediyesi ana hizmet binasında çalışanlar da Belediye Başkanı Tunç Soyer’e bir dilekçe yazarak ana binanın depreme dayanıklı olmadığını ve yaşadıkları endişeyi dile getirdiler.

‘HASAR AZALTILABİLİR’

Şu ana kadar 250'den fazla belediye çalışanının imzaladığı dilekçede, “12.06.2017 tarihinde gerçekleşen 6.2 büyüklüğündeki, 28.01.2020 tarihinde gerçekleşen 5.1 büyüklüğündeki depremlerde, İzmir Büyükşehir Belediyesi ana hizmet binasında çalışanlar olarak büyük endişe duyduğumuzun, çalışma hayatımıza aynı endişe ile devam ettiğimizin bilinmesini isteriz. Tektonik bir fay kenti niteliğindeki İzmir'de 7 ve üzeri büyüklükte deprem üretebilecek 13 fay hattı bulunduğu, bu fay hatlarının güncel, aktif ve diri fay hatları olduğu, Ege Bölgesinde 1900 - 2012 yılları arasında 4 ve üzeri büyüklükte 961 deprem gerçekleştiği dikkate alındığında, deprem gerçeğine göre hazırlık yapılması bir zorunluluktur. Gerekli önemler alınması durumunda, doğal ve kaçınılmaz olan depremlerde hasarların azaltılabildiği, bilinçli ve etkili yöntemler ile can ve mal güvenliğinin güvence altına alınabileceği açıktır” açıklaması yapıldı.

‘ENDİŞE DUYUYORUZ’

Belediye çalışanlarının can güvenliğimizden endişe duyuyoruz dediği dilekçede, “Oysa, kamu hizmeti üretmekle görevli bir kurumda çalışan ve olası bir afette, afet sonrası çalışmalarda doğrudan görev alacak İzmir Büyükşehir Belediyesi personeli, yapı güvenliğinden kaynaklı olarak çalıştığı işyerinde deprem tehdidini sürekli olarak üzerinde hissetmektedir. Belediye binasının dolgu alanı üzerinde ve deniz kenarında yer alması, binanın uzun süre inşaat aşamasında kalması, binanın yapıldığı dönemde ülkemizde yürürlükte bulunan bir deprem yönetmeliği bulunmaması, yapının güncel Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği hükümlerine uymaması gibi etmenler, can güvenliğinden endişe duymamıza neden olmaktadır” bilgisi verildi.

RİSKLİ YAPI

2006 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi ile ortaklaşa yapılan bir çalışma neticesinde bilimsel bir rapor hazırlandığı bilgisi de verilen dilekçede, “Söz konusu bilimsel raporda, ana hizmet binasının riskli yapı niteliği taşıdığı bilgisi basına yansımıştır. Söz konusu raporun şimdiye kadar tüm ayrıntılarıyla, personel ile paylaşılmamış olması nedeniyle, ana hizmet binasında çalışan personel, yapının güvenli bir yapı niteliği taşıyıp taşımadığına dair endişe duymakta, her bir deprem sonrasında çalışma yaşamına geri döndüklerinde, can güvenliğine dair kaygı ve tereddütleri artmaktadır. Durum öyle bir hal almıştır ki, özellikle depremden sonraki günlerde, en ufak bir rüzgâr ya da esintide oluşan sesler deprem anını çağrıştırdığı için, deprem korku ve paniğini yaratmaktadır. Yapı güvenliğinin yanı sıra, kurumumuzda düzenli aralıklarda, acil durum tatbikatları yapılmasına karşın, deprem durumunda, söz konusu uygulamaların hiçbirinin hayata geçirilemediği, binanın güvenli ve toplu bir şekilde boşaltılması, risklerin ve hasarın denetlenmesi gibi uygulamaların yapılmadığı, tahliyelerin kontrollü bir şekilde gerçekleştirilmediği görülmektedir” denildi.

CİDDİ ZARAR GÖRECEK

İzmir'in birinci derece deprem bölgesinde kalması ve meydana gelecek 6.5 ve üzeri büyüklükteki depremlerde sahil şeridinde yer alan binaların ciddi hasar göreceği vurgulanan dilekçede,” Hasara yönelik bilimsel tespitlerin bulunması, İzmir Büyükşehir Belediyesi Ana Hizmet Binası ile ilgili alınan bilimsel rapor verileri, 6331 sayılı Kanun ve ilgili mevzuattan kaynaklanan işveren yükümlülükleri ve depremin İdare için beklenmeyen hal olmadığı gerçeği dikkate alındığında yaşanacak bir deprem felaketinde en az 1500 çalışanın yüksek derecede ölüm riskinin bulunduğu, çalışanların ailelerinin ve o esnada binada bulunan vatandaşların da bu durumdan doğrudan etkileneceği tartışmasız bir gerçektir” açıklaması yapıldı.

DEPREME UYGUN YENİ BİNA

Son olarak Başkan Soyer’in öncülüğünde gerekli çalışmaların bir an önce başlaması gerektiği söylenerek, “Sayın Başkanımızın da bu husustaki hassasiyetini birçok kez dile getirmiş olmasına istinaden; can güvenliğine ilişkin çalışma yerinden kaynaklı endişe ve tereddütlerin ortadan kalkması için İzmir Büyükşehir Belediyesi ana hizmet binası için yapılmış olan yapı denetimlerine ilişkin tüm bilgilerin ayrıntılı raporları ile birlikte paylaşılması, ana hizmet binasının Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğine uygun inşa edilmiş yeni bir binaya taşınması konusunda gerekli çalışmaların ivedilikle yapılması, yapılan çalışmalarla ilgili olarak tarafıma bilgi verilmesini, saygılarımla, arz ve talep ederim” ifadeleri kullanıldı.

Editör: Haber Merkezi