Polis memuru Erhan Gürgen, geçen 12 şubat günü hamile olan eşi Gülseren Gürgen'in doğum sancıları başlayınca doktoru O.G.T.'yi telefonla aradı. Doktorun gelmelerini söylemesi üzerine Gürgen çifti, doğum için özel hastaneye gitti.

Hastanede normal doğum sırasında bebeğin saç ve başının görünmesine rağmen, iddiaya göre ebe hemşire N.G., doktor henüz ameliyathaneye gelmediği gerekçesiyle eliyle iterek rahim içerisine soktu, ardından tampon yaparak bebeğin rahimden çıkmasını engelledi.

Dr. O.G.T.'nin gelmesi ardından doğum gerçekleşti. Ancak, tampon yapılması ve başından içeri itilmesi nedeniyle havasız kaldığı öne sürülen ve Burak ismi verilen bebek yoğun bakıma alındı. Burak bebek, doğduğu günden itibaren kuvözde yaşam mücadelesi vermeye başladı.

Bir süre kuvözde yaşam mücadelesi veren bebeklerini kucaklarına alıp sevemeyen Gürgen çifti, doğumu yaptıran doktor ve hemşire başta olmak üzere sorumlular hakkında yasal girişimde bulunmak için harekete geçti. Burak bebek ise henüz 76 günlükken kurtarılamadı.

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULDU

Bebeğin ölümünden önce suç duyurusunda bulunan ailenin avukatı Seyit Ahmet Akyüz, dilekçesinde, şöyle dedi: "Anne, doktoru beklemeden doğumu yaptırmasını istemesine ve bebeğin bu şekilde zarar göreceğini söylemesine rağmen ebe- hemşire, anneyi tersleyerek eylemine devam etmiştir. Bebek uzunca bir süre bu şekilde kalmış ve doktorun gelmesi beklenmiştir. Doktorun gelmesi ile bebeğin başı serbest bırakılmış ve doğum gerçekleşmiştir. Ancak, bebek, tampon yapılması ve başından içeri iteklenmesi nedeni ile havasız kalmıştır. Bebeğin yoğun bakımda tutulduğu hastaneden alınan raporda, beyin hücreleri yüzde 95 oranında hasar gördüğü belirtilmektedir. Adeta bitkisel hayata girmiş ve bu şekilde yaşamını sürdürmektedir. Yaşam süreci 6 ay civarında sürebileceği ve ölümünün gerçekleşeceği raporla da belirtilmiştir."

Şüpheliler hakkında 'taksirle yaralamaya neden olmak' suçundan işlem yapıldığını belirten Avukat Akyüz, savcılığa verdiği dilekçede "Doktor ve ebe hemşirenin eylemlerinin görevi ihmal ve ihmali davranışla kasten yaralama, şayet bebeğin ölümü gerçekleşir ise bu durumda ihmali davranışla kasten öldürme suçu kapsamında değerlendirilmesini talep ederim" dedi.

Avukat Akyüz, doğumun gerçekleştiği özel hastanenin aileye, bu olaydan dolayı üzgün olduklarını belirten bir yazı gönderdiklerini de belirtti.

TAKİPSİZLİK KARARI

Olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı ise kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Kararda, şöyle denildi: "Şikayetçilerin başvurusu üzerine girişilen tahkikat sonucunda, toplanan delil, bilgi ve belgelerin tümünün değerlendirilmesi sonucu, İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun raporuna ve burada belirtilen mevcut verilere, anne ve bebeğin muayene, takip ve tedavisine katılan ilgili hekimler ve yardımcı sağlık personeline kusur atfedilemeyeceği, bu nedenle 'Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan şüpheliler hemşire N.Z., doktor O.G.T., N.Ö., Y.A. ve B.U. hakkında kovuşturmaya yer olmadığına."

İTİRAZ EDECEK

Bebeklerinin ölümüyle yıkılan aile bu karar ile bir kez daha üzüldü. Ailenin avukatı Seyit Ahmet Akyüz, bebek öldüğü halde savcının 'yaralama' suçundan soruşturma yaptığını belirterek, "Bebeğin öldüğünden bile haberi yok. Bebeğin öldüğüne dair belgeleri soruşturma aşamasında kendisine verdik. Hiç dosyadaki evraklara bakmadı mı? Bir can bu kadar ucuz mu?" diye tepki gösterdi.

Avukat Akyüz, "Öncelikle kararın kaldırılması ve sorumlular hakkında dava açılması için sulh ceza hakimliğine itiraz edeceğim. Savcı hakkında da HSYK'ya suç duyurusunda bulunacağım" dedi.

Editör: Haber Merkezi