ATA BİLGİNPERK/ ÖZLEM KARA/ İZ GAZETE-  İzmir Basın Müzesi sorumlusu emekli gazeteci Oğuz Matoğlu, müzenin kuruluşunu İz Gazete'ye anlattı. Matoğlu ayrıca, Hasan Tahsin, İsmail Sivri, Atilla İlhan gibi İzmirli gazetecilerin yanı sıra öldürülen gazetecilerin de isimlerini taşıyan odaları ve onların eşyalarının hikayesini paylaştı.

'BU MÜZENİN ÖZELLİĞİ GEÇMİŞİ UNUTURMAMAK'

Matoğlu ,“İzmir Basın müzesi yaklaşık 7 yıl önce İzmir Gazeteciler Cemiyeti tarafından kuruldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Ege Üniversitesi’nin destekleriyle 2012’de açıldı. Basmane kapılarda bulunan müzemiz, Büyükşehir Belediyesi Aziz Vukolos Kilisesi ile aynı bahçeyi paylaştığımız için kültür merkezi olarak kullanılıyor. Onun içindeki bir binayı Gazeteciler Cemiyeti’ne tahsis ettiler.  Müze burada oluşturuldu. Müzemiz de Öldürülen gazeteciler, Hasan Tahsin, Atilla İlhan ve İsmail Sivri odası bulunmaktadır. Alt tarafta da bir matbaa ve bir karanlık oda, diğer tarafta pikaj odası denen,  gazetelerin eskiden hazırlanma şeklinin gösterildiği bir oda var”dedi.

Matoğlu müzenin özelliğinin geçmişteki olayları, özellikle öldürülen gazetecileri unutturmamak olduğunu söyledi. Eskiden gazetecilerin öldürülerek susturulmaya çalışıldığını ifade eden Matoğlu “Şimdi de cezaevleri ve başka yöntemlerle susturulmaya çalışılıyor.” dedi.

Müzedeki farklı odaların özelliklerini de tanıtan Matoğlu, “İşte bu oda Hasan Tahsin odası. Karşısı öldürülen gazeteciler odası, İsmail Sivri ve Atilla İlhan odaları. İsmail Sivri ve Atilla İlhan’ı,  biliyorsunuzdur. Özellikle Atilla İlhan’ı. İzmirli gazetecidir, şair, yazar birçok özelliği vardır. İsmail Sivri de uzun yıllar Gazeteciler Cemiyeti’ne büyük emekler vermiş, eski yöneticilerinden. Onun anısına o oda yapıldı. Hasan Tahsin odasında da basında bugüne kadar kullanılan eski cihazlar daktilolar, eski film ve fotoğraf makineleri.” Matoğlu, buradaki cihazların hepsinin de gazetecilerin bizzat kullandığı cihazlar olduğunu belirtirken İsmail Sivri odasında da genelde Atilla Sertel gibi”  başkanların anılarına yer verildiğini belirtti.

“BİZİM DİĞER MÜZELERDEN FARKIMIZ KATLEDİLEN GAZETECİLERİN EŞYALARININ BULUNMASI”

Matoğlu, Türkiye’de bu müze ile birlikte üç tane basın müzesinin daha olduğunu, bu müzenin diğer müzelerden farkının ise katledilen gazetecilerin eşyalarına yer verilmesi olduğuna vurgu yaptı. Eşyaların gazetecilerin aileleri tarafından müzemize bağışlandığını söyleyen Matoğlu, eşyaların bulunduğu odanın çok ilgi çektiğini, odada Uğur Mumcu’nun daktilosu, Abdi İpekçi’nin dolma kalemi, Metin Göktepe’nin öldürüldüğü gün üzerinde bulunan kazağının yer aldığını söyledi.

Küçük bir televizyon stüdyosu olarak düzenlenen Atilla İlhan odasını da tanıtan Matoğlu, odada resim masası ve kameraların yer aldığını, koridorda da TRT’nin bağışladığı eski tip tüplü bir stüdyo kamerasının bulunduğunu söyledi.  Müzenin koridorunun yukarısında asılı daktilolara da değinerek, daktiloların “gazetecilerin bağışladığı, meslekte kullandıkları daktilolar” olduklarını söyledi.

Müzenin alt katında 1870 yılından kalma hala çalışır vaziyette bir matbaa makinesi ve karanlık odanın da bulunduğunu söyleyen Matoğlu,  “Müzede bir pikaj odasısının olduğunu da söylererek  odada “eskiden gazetelerin hazırlandığı kalıplar, düzlemeler yani masaüstü yayıncılığın gerçek hali var.” dedi.

Editör: Haber Merkezi