Tüm sporlarda olduğu gibi bisiklet sürmenin de birçok hastalığa iyi geldiğini söyleyen Op. Dr. Alp Varılsüha, “Bisiklet kullanımı; kilo verme, kalp ve akciğer sağlığı ve ruh sağlığı için olumlu etkilere sahiptir. Bisiklet kullananlar, yüksek tansiyon, kalp krizi, akciğer hastalıklarından uzak duruyor. Bir anlamda bisikletin ömrü uzattığını söyleyebiliriz” dedi. Bisiklet sporunun sağlığı yerinde olan herkesin, her yaşta yapabileceğini söyleyen Varılsüha, özellikle çocukların küçük yaşta bisikletle tanıştırılmaları gerektiğinin altını çizdi.
Bisiklet sürmenin tüm dünyada, uzun yıllar sevilerek yapılan bir spor olduğunu anlatan Dr. Varılsüha, bisikletin fiziksel yararlarının yanı sıra ruh sağlığına da iyi geldiğini açıkladı. Varılsüha, “Bisiklet sürmek çağımızın hastalığı olan strese çok iyi geliyor. Seyir halindeyken kafanızı boşaltabiliyorsunuz.  Endorfin diye adlandırılan, spora bağlı salgılanan hormon, insanda mutluluk hissi yaratıyor” dedi.
 
Birçok bisiklet türü olduğunu ama bunlar arasında en fazla kullanılanların yol bisikleti ile dağ bisikleti olduğunu ifade eden Varılsüha, her bisiklet için ayrı önlem alınması gerektiğini söyledi. Varılsüha, “Yol bisikleti ve dağ bisikleti sporuyla uğraşırken her ikisi için de ayrı önlemler almak gerekiyor. Yol bisikletiyle ilerlerken bisiklet yolu olmayan yerlerde kaza yapma riskiniz yüksek. Dağ bisikletinde ise arazi koşullarında spor yaptığınız için kaza riskiniz artıyor. Her iki sporu yaparken de gerekli koruyucu donanıma sahip olmanız gerekli. Nasıl arabada emniyet kemerimizi takmadan yola çıkmıyorsak, bisikletle de kask takmadan yola çıkmamalıyız. Bisiklet çok hızlı giden bir araç değil. O nedenle bisiklet kazalarında, kafa travmaları dışında, ölüm riski oldukça az. Kask bu açıdan oldukça değerli ve önemlidir” diye konuştu.
 
Dr. Alp Varılsüha, bisiklet kasklarının kapsamlı araştırmalar sonucunda son halini aldığını ve iyi bir teknolojiye sahip olduğunu dile getirerek, “Bisiklet üzerindeyken bir diğer önemli unsurumuz eldivendir. Eldiven, el yorgunluğu, terlemeye bağlı kontrolü kaybetmeme ve avuç içinin yaralanmaması açısından oldukça önemlidir. Dağ bisikleti kullananların diz ve dirsekleri koruyacak aparatları takmaları önerilir” dedi.
 
Dr. Varılsüha, aç karnı yola çıkmanın oldukça tehlikeli olduğunu ve denge kaybına yol açtığını söyleyerek, “Bisiklet sürmenin, aç karnına olmaması gerektiğini deneyimlerinden öğrendim. Uzun performanslarda birkaç saat sonra şekeriniz düşüyor ve farkında olmadan dengenizi kaybetmeye başlıyorsunuz. Bir sonraki aşama baygınlık geçirebilirsiniz. Bisikletle 1 saati aşan bir performans planlıyorsanız, hem enerji hem de sıvı takviyenizin yeterli olması gerekir. Sıvı takviyesi için 20 dakikada bir su içmeniz yeterli olacaktır. Bu yüzden eliniz altında mutlaka su olmalı. Yavaş karbonhidrat salınımı yapan sütlü mısır gevreği tarzı bir gıdayla yola çıkılırsa, hem şişkinlik yapmıyor hem de o enerjiyi yavaş salan bir gıda takviyesi olduğu için sizi enerjik tutacaktır. Fakat çok daha uzun performanslarda, vücudunuzun tepkisine göre, zaman zaman ağzınıza bir parça çikolata atabilirsiniz” şeklinde konuştu.
 
Editör: Haber Merkezi