Mustafa Balbay, insanlık tarihinin yaklaşık 2500 yıllık hikâye anlatıcısı olan tiyatronun, insanları bir arada tutmanın en içten, en yalın ve en evrensel aracı olduğunu söyledi.

Balbay tiyatro’nun her şeye karşın hayatta kalmaya çalıştığını belirterek, tüm baskı, sansür ve engellemelere rağmen, tiyatronun engellenemez bir güç olduğunu hatırlattı.

Balbay ayrıca 3-5 Mart 2017’de gerçekleştirilen 3. Milli Kültür Şurası’nın sonuç raporunu değerlendirdi.

Balbay kültür ve sanat alanında AKP hükümetinin baskıcı, otoriter, sansürcü ideolojik müdahalelerine rağmen tiyatronun direndiğini hatırlatarak, “Devlet Tiyatrolarını özelleştirmek sanatı nefes alamaz hale getirmektir” dedi. Balbay iktidarın yıllardır devlet eli ile tiyatro olmaz, özelleştireceğiz sözü ile özerk ve tüzel kişiliğe sahip yapılar olan ödenekli sanat kurumlarını, adeta halkın gözünde itibarsızlaştırılmaya çalıştığını, sanat kurumlarına ait binaların ya satıldığını ya da tadilat yapılacak bahanesiyle boşaltılarak kendi kaderine terk edildiğini belirtti.

Balbay 15 Temmuz sonrası OHAL KHK’ları ile sanat kurumlarının tasfiye edildiğini, sanat emekçilerinin yetiştiği konservatuarlar, tiyatro bölümlerinin geleceğinin karartıldığını, tepki gösteren tüm sanatçıların düşman ilan edildiğini, ihraçlar açığa almalar ve soruşturmalarla sanatın, sanatçının sesinin kısılmaya çalışıldığını hatırlattı.

Balbay adı TÜSAK olarak kısaltılan sanatın tüm dallarının desteklenmesi ve sanat kurumlarının yeniden yapılandırılması amacıyla hazırlanan kanun tasarısıyla  yapılmak istenenin KHK ile gerçekleştirildiğinin altını çizdi.

Balbay Kültür Bakanlığı’nın tiyatro oyunlarının milli değerler gözetilerek yerli ve milli olarak düzenlenmesi hedefi için de şöyle dedi: 

“Türk tiyatrosunun sorunu öyle sanıldığı gibi ulusal nitelikli, Türk insanını anlatan oyunların azlığı değildir, 150 yıllık tiyatro geçmişimizin olması da değildir; sorun, az sayıdaki yeteneklerin hiçbir şekilde desteklenmemesi ve daha da vahimi engellenmesi, küstürülmesi sorunudur. Hükümet oyunları yerli ve milli olarak ayıracağına sanatın evrenselliğini kabul edip dünya klasiklerini, tiyatro sanatındaki yenilikleri Türk tiyatrosuna katmak zorundadır.”

 

Editör: Haber Merkezi