Mustafa Balbay, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığına verdiği soru önergesinde, bugüne kadar bakanlığın bölgede hangi inceleme ve denetim faaliyetlerinde bulunduğunu, hangi önlemleri aldığını sordu. Balbay, “Sık yinelenen bu iddialar karşısında hükümet sessiz kaldığına göre acaba hükümetin elinde başka bir harita mı var” dedi.

Balbay, ”kamuoyuna yansıyan Yunan Savunma Bakanı ile Kara Kuvvetleri Komutanının Yunan işgali altındaki Aydın’a bağlı Eşek Adamızda gövde gösterisi yapıp, Yunan müziği eşliğinde, kadeh kaldırıp, kuzu çevirmesi kabul edilemez. 25 Ocak 1933 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Türk-İtalyan Sözleşmesi'nin 1. maddesinde, Marathi Adası'nın Türkiye'nin egemenliği altında olmasına ve 24 Mayıs 1933'te Milletler Cemiyeti Sekreterliği'ne de tescil ettirilmesine rağmen, Yunan bayrakları tarafından donatılıp, Yunan vatandaşları tarafından tatil yeri haline getirilmesi karşısında hükümetin sessizliği nedendir” diye sordu.

Balbay şöyle dedi:

 “24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması, Ege denizindeki adalarımızın hukuksal statülerini tespit eden temel bir belgedir. Uluslararası antlaşmalarla güvence altına alınan adalarımızın işgal edilmesi kabul edilemez. Hükümetin bu konu ile ilgili bir girişimde bulunmaması tam anlamıyla bir aymazlıktır. Adalarımıza Yunan askerleri ile birlikte silah ve mühimmat yığınağı yapılması, uçaksavar ve top gibi ağır silahlar yerleştirilerek top namlularının Türkiye’ye yönlendirilmesi çok vahim iddialardır. Bu iddialar Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Kurtuluş Savaşı sonucunda yırtılıp tarihin çöplüğüne atılan Sevr Antlaşması özlemcilerini heveslendirmeyecek midir? Bölgede ikili bir yönetim mi oluşmuştur? Hükümeti kamuoyunu aydınlatmaya ve gerekli girişimlerde bulunmaya davet ediyorum.”

Balbay Ege’de yer alan Koyun, Hurşit, Fornoz, Eşek, Nergizçik, Bulamaç, Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba, Ardacık, Ardıççık, Marathi adalarımız ile Akdeniz’de yer alan Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi, Koufonisi adaları ve Venedik kayalıklarımızın bir an önce güvence altına alınması gerektiğini vurguladı. İzmir, Aydın, Muğla sınırlarındaki bu adaların resmi kayıtlarda Türk adası olmasına rağmen işgale uğradığını belirtti, bu durumun Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım tarafından da gündeme getirildiğinin altını çizdi. 

Balbay Bakan Fikri Işık’tan şu sorularına yanıt istedi:

Ege’de yer alan Koyun, Hurşit, Fornoz, Eşek, Nergizçik, Bulamaç, Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba, Ardacık, Ardıççık, Marathi adalarımız ile Akdeniz’de yer alan Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi, Koufonisi adaları ve Venedik kayalıklarımızın Yunanistan tarafından işgal edildiği doğru mudur?

Adalarımıza Yunan askerleri ile birlikte silah ve mühimmat yığınağı yapıldığı uçaksavar ve top gibi ağır silahlar yerleştirilerek top namlularının Türkiye’ye yönlendirildiği doğru mudur?
Kamuoyuna yansıyan Yunan Savunma Bakanı ile Kara Kuvvetleri Komutanının Yunan işgali altındaki Aydın’a bağlı Eşek Adamızda gövde gösterisi yapıp, Yunan müziği eşliğinde, kadeh kaldırıp, kuzu çevirmesine neden müdahale edilmemiştir? Bu imkanın verilmesinde sorumlular kimdir? Kendileri hakkında hangi adli ve idari işlemler yapılmıştır?
18'inci adamız Marathi Adası’nın, Yunan bayrakları tarafından donatılıp, Yunan vatandaşlarına tatil yeri haline getirilmesine neden izin verdiniz?
Adalara ilişkin yönetim idaresi karar ve yetkisi Türk ve Yunan makamları tarafından ortak mı yürütülmektedir? Bölgede Belediyeler ve merkezi idareler bakımından ikili bir yönetim mi oluşmuştur?
Ülkemizin tarihi, siyasi ve askeri kazanımlarını bir bir kaybetmesinin nedeni nedir? Bu gelişmeler ülkemiz için güvenlik ve beka sorunu değil midir? Bu kuşku ve endişeleri gidermek için hükümet olarak hangi önlemleri alıyor, hangi politikaları uygulayacaksınız?

Bu iddialar Türkiye’nin tapu senedi olan Lozan Antlaşmasını delmek anlamına gelmiyor mu?

Hükümetin bu adalara ilişkin kayıtsızlığı, Anadolu'nun dilim dilim emperyalist ülkeler arasında paylaşımını öngören, Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Kurtuluş Savaşı sonucunda yırtılıp tarihin çöplüğüne atılan Sevr Antlaşması özlemcilerini heveslendirmeyecek mi?

Editör: Haber Merkezi