TUGAY CAN / İZ GAZETE - Juvenil Myelomonositik Lösemi (JMML) teşhisi konulan 3 buçuk yaşındaki Öykü Arin için 2018’in Kasım ayında başlatılan kampanya hızla büyüdü ve tüm Türkiye’ye yayıldı.

Sanat camiası başta olmak üzere Türkiye’de bulunan pek çok STK, meslek odalarının destek verdiği kampanya büyümeye devam ediyor.

Kızılay yetkililerinin verdiği rakamlara göre Türkiye genelinde şu ana kadar 460 bin bağışçı var. Bin 50’den fazla ise nakil gerçekleşti. Yani 400 kişi bağışçı olmak için kan örneği verirse bir nakil gerçekleşebiliyor.

‘SADECE İZMİR’DE DEĞİL TÜM TÜRKİYE’DE KÖK HÜCRE BAĞIŞI ARTTI’

Gazetemize değerlendirme yapan yetkililer, Öykü Arin için başlatılan kök hücre kampanyasının bağışlara doğrudan etkide bulunduğunu dile getirerek “Şu anda normalin üzerinde çalışıyoruz. Kasım ayından bu yana sadece İzmir’de değil tüm Türkiye’de normalin çok daha üzerinde kök hücre bağışı alınıyor.” ifadelerini kullandı.

Kemik iliği bağışı sürecine dair bilinmeyenleri, yanlış bilinenleri ve önyargıları Kızılay yetkilileri gazetemize değerlendirdi.

KİMLER BAĞIŞÇI OLABİLİR?

18-50 yaş arasındaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan, herhangi bir kronik rahatsızlığı bulunmayan(yani herhangi bir ilacı sürekli kullanmak durumunda olmayan), Hepatit B, Hepatit C tanısı konulmamış, kanser tanısı veya tedavisi almamış herkes bağışçı olabiliyor.

SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?

Bağışçı olmak isteyen vatandaşların öncelikle Kızılay merkezine gelip bir kan örneği vermeleri gerekiyor.

Kök Hücre Bağışçısı adayı olmak için ilk adımı atmak için 3 tüp kan örneği veriliyor. Kan örneğinin verilmesinin ardından eşleşme gerçekleşirse Sağlık Bakanlığı Kızılay’a durumu bildiriyor. Bağışçı da kök hücre bağışında bulunmayı kabul ederse, süreçten vazgeçmediyse kendisinden tekrar bir kan örneği alınıyor.

İkinci seferde bağışçıdan yaklaşık 20-25 ml.(5 tüp) kan örneği alınıp Sağlık Bakanlığı’na yollanıyor ve bir testten daha geçiriliyor. Laboratuvarda uyumun devam edip etmediği araştırıldıktan sonra bu uyum devam ediyorsa ve hastanın doktorları kemik iliği nakline karar verirse bağışçı Sağlık Bakanlığı’nın Kemik İliği Nakil Merkezi’ne yönlendiriliyor.

Ege Bölgesi’nde nakil merkezi olarak bulunan iki merkez ise Ege Üniversitesi Hastanesi ve Medical Park Hastanesi.

İKİ FARKLI YÖNTEM İLE KEMİK İLİĞİ BAĞIŞI GERÇEKLEŞEBİLİYOR

Kemik iliği bağışı iki farklı şekilde gerçekleştirilirken bunlardan ilki kemik iliği nakli denilince ilk akla gelen ve bağışçıların gözünü korkutan yöntem olan kalçadan örnek ile bağışın gerçekleşmesi. Ancak genel olarak bilinenin aksine bu Türkiye’de ve dünyada çok daha az kullanılan bir yöntem.

Bu yöntem ile kalça bölgesinde bulunan kemik iliğinden kan toplanıyor. Bağışçının kalça bölgesine ince iğneler vasıtasıyla yaklaşık bir litre kan toplanıyor. Toplanan bu kan kök hücre bakımınca zengin olduğu için hastalar açısında çok değerli. Toplanan bu kan hastaya nakledildiği zaman kemik iliği nakli gerçekleşmiş oluyor.

İKİNCİ YÖNTEM DAHA YAYGIN

Türkiye’de ve dünyada doktorlar ve hastalar tarafından kemik iliği naklinde daha sık kullanılan ikinci yöntemde ise kan bağışına benzeyen bir yol izleniyor. Kızılay yetkililerinin de aktardığına göre bu yöntem daha sık kullanıyor.

Bu yöntem ile bağışçı sağlık kontrollerinden sonra, kök hücre bağışına engel olacak bir durumda değilse beş gün sürecek bir aşı takvimine alınıyor. Bağışçı beş gün boyunca sabah ve akşam olmak üzere kolundan grip aşısı gibi bir aşı oluyor. Bu aşıların amacı normalde kemik iliğinde yaşayan ve kanın elemanlarını oluşturan alyuvarlar ve akyuvarlar gibi kök hücreleri oradan çıkarmak ve bağışçının damar yolunda ve kan dolaşımında serbest hale getirebilmek. Bağışçı beş gün boyunca bu aşıyı olduktan sonra kan verir gibi kol damarlarından iğne yardımı ile özel bir cihaza bağlanıyor. Cihaz bağışçımızdan kanı alıyor. Kanın içinden aşı yardımı ile çıkmış olan kök hücreyi süzüyor ve topluyor. Kanın geri kalan kısmını ise diğer kol damarından ise bağışçıya geri veriyor. Bu işlem iki ile dört saat sürüyor. Sonrasında kök hücre hastaya nakledildiği zaman kök hücre nakli gerçekleşmiş oluyor.

‘SÜREÇ BOYUNCA KARARLI OLABİLMEK ÖNEMLİ’

Türkiye’de bağışçının kemik iliği naklinden vazgeçme oranının Avrupa’ya kıyasla daha düşük bir seviyede olduğunu aktaran Kızılay çalışanları şu ifadeleri kullandı;

“Bağışçının kişisel bir sebep ile bağıştan vazgeçmesi bütün süreci boşa çıkaran bir durum. Sadece ilk örneği vermek değil, süreç boyunca kararlı olabilmek önemli. Çünkü hastaya kök hücre nakli gerçekleşmezse hastanın ilk verilen kan örneğinin hiçbir anlamı kalmıyor. O nedenle bağışçının kök hücre bakımından kararlı olması bizim için çok önemli.”

‘İNSANLARIN KAYGILI OLMASI GAYET NORMAL’

Kemik iliği bağışı noktasında insanların kendi sağlığı ile kaygıları olduğunu anlatan yetkililer ‘Kemik iliği bağışından sonra ben kansere yakalanır mıyım?’ ‘Bunu verdim benim kök hücrem biter mi bitmez mi?’ gibi soruların insanların kafasını kurcaladığını belirttiler. Kök hücre bağışının toplum tarafından az bilinmesi sebebiyle konuya korku ve şüphe ile yaklaşmasının olağan olduğunu kaydeden yetkililer “Elbette bağışçının sağlık durumuyla ilgili sıkıntı yaşatacak bir durum söz konusu değil. Eğer böyle durum varsa Sağlık Bakanlığı’nın testleri sırasında bu anlaşılıyor ve işlem zaten iptal ediliyor.” ifadelerini kullandı.

‘SAĞLIK BAKANLIĞI GEREKLİ İZİNLERİ ALIYOR’

İş durumunda yaşanan kaygılar hakkında da konuşan Kızılay yetkilileri, “Bağışçımız bir firmada çalışırken onu bırakıp gelmesi iş kaybına neden olacak noktalarda bağışçının ya da bağışçının iş sahibin bazı sorunları ve soru işaretleri ortaya çıkabiliyor. Aslında bağışçının kendi işi değilse ve SGK’lı olarak çalışıyorsa Sağlık Bakanlığı bunun için gerekli bütün izinleri alıyor. Bağışçı kök hücre bağışı sürecinde raporlu sayılıyor.” diye konuştu

Editör: Haber Merkezi