İzmirli mobilyacı Aydın Paksoy, 1995 yılında Azerbaycan'a işçi olarak gitti. Evli olan Paksoy, yıllar sonra eşinden boşanıp, kendisi gibi boşanmış, ilk evliliğinden olan 13 yaşındaki 'Fidan' adlı kızı bulunan Könül Paksoy ile 4 yıl önce evlendi. Bebek bekleyen çift, Bakü'de yaşamını sürdürürken, Azerbaycan'da Türkiye gibi sosyal güvenlik sisteminin olmaması nedeniyle doğum için İzmir'e geldi. Ancak, yapılan tetkiklerde Azeri annede hepatit B saptanınca, karaciğerini yormaması istendi. Rahat bir hamilelik geçiren Paksoy, doğumuna birkaç gün kala bebeğinin hareket etmediğini fark edip hastaneye başvurdu. Bebeğin anne karnında öldüğü saptandı ve genç kadın doğuma alındı.

Evlatlarını kucaklarına alamadan kaybetmenin acısını yaşayan çift Bakü'ye dönmeden önce bir gastroenteroloji profesörüne başvurdu. Paksoy, doktorun önerdiği tahlilleri Bakü'de yaptırmayı planlarken sürpriz hamilelik oldu ve tahlilleri yaptırmadı. Bakü'de Türk olan kadın hastalıkları ve doğum uzmanına her ay kontrole giden Könül Paksoy erken doğum yaptı, hamileliğinin 8. ayında kızı 'Nihan'ı dünyaya getirdi. Ancak Azeri kadın, ikinci kez anne olmanın sevincini yaşayamadan hamilelik sürecinde iyice kötüleşen karaciğeri yüzünden hastanelik oldu.

Ülkesinde her türlü sağlık hizmetinin ücretli olması, nakil için en az 150 bin lira gerekmesi genç kadını iyice çaresiz bıraktı. Genç annenin imdadına Türk eşi ve onun kayıtlı olduğu SGK sistemi yetişti. Paksoy çifti Azerbaycan'daki doktorlarının da önerisiyle İzmir'e gelerek Kent Hastanesi'ne başvurdu. Eşi Aydın Paksoy uygun verici olunca 19 Temmuz 2016 tarihinde nakil gerçekleşti. Paksoy çiftinin nakil operasyonu Doç. Dr. Murat Kılıç ve Opr. Dr. Cahit Yılmaz başkanlığındaki ekipler tarafından başarıyla gerçekleştirildi.

Doç. Dr. Kılıç, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: "Hastamızda Hepatit B'ye bağlı karaciğer sirozu vardı. Doğumdan sonra hastalık alevlenmiş ve nakil gerektirecek kadar kötü bir duruma gelmişti. İlk gördüğümüzde doğumun üzerinden 6- 7 ay geçmişti. Nakil olmazsa birkaç ay içinde kaybedebileceğimiz ağır bir vakaydı. Azerbaycan'da bu ameliyatlar az sayıda yapılıyor ve bizdeki gibi sosyal güvenlik yok. Türkiye'de hastalar maddi durumları kötü bile olsa organ nakillerine ulaşabiliyor. SGK güvencesiyle yapılıyor. Bu hastanın eşinin Türk olması ve SGK'sı, eşinin de verici olması hastayı kurtardı. Şimdi ikisi de iyi."

Aydın Paksoy da, "İzmir'e eşimin annesi de geldi ama verici olamadı. Türk vatandaşı olmadığı için kadavra şansı yoktu. Benim uygun verici çıkmam büyük şans. Bir an bile düşünmedim. Azerbaycan'da ise hiç nakil olma şansı yoktu, hem maddi hem de ameliyat açısından. Çünkü orada bu nakiller çok az yapılıyor. Çok mutluyum, çünkü eşimin hayatı kurtuldu, minik kızım da annesiz kalmadı" açıklamasını yaptı.

Könül Paksoy da "İki hamilelik bir doğum, ikisi de zor, ağır geçti. Hamile kaldığımda hasta olduğumu biliyordum. 3 yıl önce doktor Ulus Bey ile tanıştım. Bana 'Son durağın nakil olacak' dedi. Doğuma izin vermedi. Hamile kalırsam hayatıma mal olacağını söyledi. Diğer doktorlar da hamileliği önermedi. Doğumdan sonra kötüleştim. Azerbaycan'daydım. Türk doktor bana 'neden Türkiye'ye gidip nakil olmuyorsun?' dedi. Kalkıp geldik. Çok başarılı bir ameliyat geçirdim. Azerbaycan'da olsam bu an hayatta olur muydum bilemiyorum. Bu benim için bir mucize. Hayattaysam eşim, Türk doktorların sayesinde. Bu yaşam benim için ikinci hayat. Herkese minnettarım." dedi.

 

Editör: Haber Merkezi