ASYA YAŞARİKİZ / İZ GAZETE - Afyonkarahisar’da bir toplantıda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Amerika Birleşik Devletleri’nin Ankara’daki LGBTİ + B bireylerin derneğine 22 milyon dolar yardımda bulunduğunu iddia etti. Soylu, konu ile ilgili olarak söz konusu derneği ‘Türk milletinin inancı, kimliği ve varlığına karşı’ olarak niteledi.

İzmir Barosu’ndan avukat Mehmet Baran Selanik ile Süleyman Soylu’nun açıklamaları bağlamında LGBTİ+bireylerin maruz kaldığı eşitsizlikleri konuştuk.

Avukat Selanik, LGBTİ+ olmanın dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Türkiye'de de başlı başına nefret suçuna maruz kalabilmek demek olduğuna dikkat çekerek “Kimi zaman dış görünüşünüzle, ne hissettiğinizle, ifadenizle, düşüncenizle ayrımcılığa maruz kalabilir durumda oluyorsunuz. Üstelik mülteci LGBTİ+ iseniz bu yaşadığınız mağduriyetin şiddetinin artacağı anlamına geliyor.” dedi.

PEMBE KOĞUŞ

LGBTİ+’ların, alay konusu olmaktan fiziksel şiddete uğramaya, bir işe kabul edilmemekten gerektiği gibi eğitim hakkından yararlanamamaya kadar eşitsiz muamelenin çok farklı türlerine maruz kaldığını söyleyen Selanik, şöyle konuştu; “ Son dönemde cezaevinde yaşanan ayrımcılıklar tüm LGBTİ+ mahkûmları ‘pembe koğuş’ adını verdikleri koğuşlarda toplamaya yönelik girişimler, yine pek çok transın yaşadığı sorun olarak devlet yetkililerinin cinsiyet geçişi acil bir sağlık hizmeti olarak görmemeleri, bu nedenle eylem çağrısında bulunan ve cinsel organını kendisi kesen Buse Aydın'ın yaşadıkları görünür şiddetin kendisidir. Yaygın bir şekilde uygulanan ayrımcılık kişilere zarar veriyor, hatta hayatlarını tehlikeye atıyor. Biliyoruz ki ocak ayında bir polis memuru tarafından öldürülen Hande Buse Şeker ve şans eseri hayatta kalan arkadaşlarının başına gelenler bu ülkenin görünür nefret dilinin sonucudur.”

ENGELLENİYORLAR

Nefret politikalarının devlet tarafından körüklendiğinin altını çizen Selanik, Süleyman Soylu’nun açıklaması ile ilgili “Hastalık, sapkınlık açıklamalarının yanında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu anayasal olarak da güvence altına alınmış temel bir hak olan dernek kurma özgürlüğü altında dernek kuran LGBTİ+ topluluklarının almış olduğu fonları tartışır hale getirmiştir. Türkiye'de birçok dernek, dernek olma faaliyetinin doğal sonucu olarak fon alıp dernekleşme ve ifade özgürlüğünün gereğini yerine getirmektedir. Bize kalırsa LGBTİ+ derneklerinin örgütlenme faaliyetleri toplantı gösteri ve yürüyüş haklarını kullanmak istediklerinde en belirgin örneğini gördüğümüz gibi engellemektedir. Hepimiz kendimizi özgürce ifade etme hakkına sahibiz. Sahip olduğumuz hakları düzenleyen belgelerden olan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 19. maddesi, herkesin kendini özgürce ifade etme hakkını koruma altına alır.” değerlendirmesini yaptı.

Selanik, devlet yetkililerinin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye, nefret dili üretmemeye, ayrımcılık yasağına uygun davranmaya ve tüm yurttaşlarına eşit davranmaya davet etti.

Editör: Haber Merkezi