Rekabet Kurumu'nun iki şirketi “piyasada hakim güçlerini kötüye kullanmak" eylemleri nedeniyle mercek altına alması ve ceza kesmeninin yetmeyeceğini belirten Hüseyin Aslan, "Sadece konut projelerinde değil hükümet ve yerel yönetimlerin baraj, hastane, yol, okul, altyapı gibi yatırımlarında da maliyetler artacak. İnşaat sektörünün temel maddesi bu artış, daha çivi çakılmayan İzmir'in kentsel dönüşüm geleceğini de boğazlayacak" dedi. 

Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, yıllardır İzmir'de uygulanan çimento-agrega fiyat politikasındaki aşırı yüksekliğin, İzmir inşaat sektörünü yakından ilgilendiren olumsuz bir etken olduğunu söyledi. İzmir'de kurulu bulunan iki çimento fabrikasının kartel oluşturarak tekelci fiyat anlayışıyla piyasaya yön verdiğini öne süren Aslan, "Pek çok sektörün amiral gemisi niteliğindeki inşaat sektörünün temel maddesi çimento-agrega, bir gecede yapılan yüzde 40-47'leri bulan artışla zamlanmıştır. İzmir'de hazır betonun hammaddesi çimento-agregayı sağlayan bu iki kuruluşun, girdilerinde fahiş bir artış olmamasına rağmen zam yapmaları, hiçbir rekabetçi anlayışla bağdaşmadığı gibi, haksızlığın daniskasıdır" diye konuştu. 

"4054 SAYILI KANUNA AYKIRI"

Zammın uygulanmasıyla, İzmir'in Ege'de ve Türkiye'de çimentoyu en pahalı tüketen il haline geldiğini belirten Aslan, "Rekabet Kurumu'nun, iki şirket hakkında 'hakim durumlarını kötüye kullanarak rekabeti ortadan kaldırdıkları' gerekçesiyle 25 milyon liralık cezai işlem uygulaması, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun gereği zorunluydu. Bugüne kadar ertelenen bu ceza, inşaat sektörünün yaşadığı bu amansız hastalığa sadece pansumandır. Bu ceza uygulandı, ancak ceza yetmez. Soruna neşter vurulmalı, İzmir'e özel fiyat adaletsizliği görmezden gelinemez" diye konuştu.

"ZAMMIN GEREKÇESİ NE?"

Ege-Koop Genel Başkanı Aslan, İzmir'de konut fiyatlarının 2015 yılında yüzde 18 arttığı göz önünde bulundurulursa, çimentoya daha yılın ilk ayında yapılan yüzde 40-47 oranındaki zammın sadece konut projelerini değil, hükümet ve yerel yönetimlerin altyapı, okul, hastane gibi kamu alanındaki yatırımları da doğrudan etkilediğinin altını çizdi. Taahhüt işi yapanlarla yap-satçı müteahhitlerin de bu farkı fiyatlarına yansıtmalarının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Aslan, şunları söyledi: 

"Zaten işsizliğin çok yoğun olduğu bir dönemde ülkemizde lokomotif sektör konumundaki inşaat alanındaki bu maliyet artışı, sosyal yaralara da neden olacaktır. Çimento-agrega zammı kentsel dönüşüm açısından da İzmir'e yapılan adaletsizliktir. Daha çivi çakılmadan İzmir'in kentsel dönüşüm geleceği boğazlanmaktadır. Bu kente yıllardır çimento sağlayan iki şirketin, tekelci mantığıyla bir gecede yaptıkları yüksek artışa karşı, İzmir inşaat sektörü temsilcilerinin seslerini yükseltmesi kaçınılmaz olacaktır. İzmir, Denizli'den, Manisa'dan, Balıkesir'den, diğer büyük illerden daha fazla beton bedeli ödemeye mahkum edilmektedir. Üretici ve tüketicilerin acilen örgütlenerek, acil eylem planlarıyla ortak hareket ederek, İzmir'e yönelik bu fiyat adaletsizliğinin kaldırılması için bir olma vakti çoktan gelmiştir. Firmaların zam konusunda geri adım atmaları, onların bu kente olan borcudur."

İzmir'e başka illerden hesaplı çimento getirilmesinin önüne, iki firmanın piyasadaki hakimiyeti nedeniyle de geçildiğini savunan Aslan, şöyle konuştu: 

"Piyasada iğneden ipliğe, elmadan armuda, çantadan elbiseye, baharattan eğitime her hizmet-mal kaleminde rekabeti görebilirsiniz. Ama çimentoda-agregada rekabet yok. Piyasanın koşulları iki şirketin iki dudağı arasına bırakılmış durumda. Hal böyle olunca, İzmir, inşaat sektörü açısından köpeksiz köyde değneksiz gezilen bir kent haline getirildi."

İZMİR, (DHA)

Editör: Haber Merkezi