YAĞIZ BARUT / İZ DERGİ - İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen ve 118 yurttaşımızın vefatıyla tüm Türkiye’yi yasa boğan depremde, canını dişine takarak arama kurtarma çalışmalarına katılan ekiplerden birisi de Türkiye’nin en güvenilir kuruluşlarından Arama Kurtarma Derneği (AKUT) oldu. 18 ekibi ve 268 gönüllüsüyle İzmir’deki farklı enkaz bölgelerinde arama kurtarma çalışmalarına katılan AKUT’un İzmir Ekip Lideri Ramazan Ergut ile hem İzmir depremini hem de derneğin genel çerçevede neler yaptığını İz Dergi için konuştuk.

İZ DERGİ'NİN TAMAMINA AŞAĞIDAKİ DOSYA LİNKİNDEN ULAŞABİLİRSİNİZ

İZ DERGİ 2021 MAYIS kopyası.pdf

1600 metrekare kapalı alana sahip İzmir yerleşkesinin Türkiye’deki en büyük AKUT yerleşkesi olduğunu belirterek sözlerine başlayan Ramazan Ergut, lojistik depolarında; özellikle kentsel arama kurtarma çalışmalarında kullandıkları 3 tona yakın ekipman olduğunu söyledi. “Bu malzemelerle 3 farklı enkaza, 3 farklı ekibimizle İzmir olarak müdahale edebiliyoruz” diyen Ergut, AKUT’un her ne kadar kentsel arama kurtarma operasyonlarında ön plana çıksa da yıl içerisinde birçok farklı alanda arama ve kurtarma faaliyetlerine katıldıklarını ifade etti. İzmir’de ekip arkadaşları arasında 5 köpeğin de olduğunu hatırlatan Ergut, öte yandan Türkiye’de AFAD’la birlikte tek BM tarafından akredite edilmiş ekip olduklarını da sözlerine ekledi.

AKUT olarak yıl içerisinde 2 bin farklı oturumda 100 bin vatandaşa ulaşabildiklerini ve 2021 yılının ‘Afet Eğitim Yılı’ olarak ilan edilmesiyle birlikte bu sayıyı salgın kurallarına da dikkat ederek arttırmaya çalıştıklarını ifade eden Ergut, yaptıkları seminerlerde öncelikli olarak neleri hedeflediklerini de anlattı. Ergut, “İlk olarak vatandaşlarımıza sağlam yapılarda oturmaları gerektiğini söylüyoruz. ‘Ev alırken neye dikkat ediyorsunuz?’ diye sorduğumuzda genel olarak, ‘Mutfağına, manzarasına, fiyatına dikkat ediyoruz’ gibi cevaplar geliyor. Bir ev satın alacağımız ya da kiralayacağımız zaman öncelikle deprem yönetmeliğine uygun yapılıp yapılmadığını araştırmamız gerekiyor. İkinci olarak; Marmara depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yüzde 3’ü evlerinde yapısal olmayan unsurlardan dolayı hayatını kaybettiler. Yani evde devrilebilecek tüm eşyaların sabitlenmesi konusu çok önemlidir. Üçüncü olarak ise deprem öncesinde ailenizle birlikte ‘Acil Durum Eylem Planı’ yapmanız çok önemli ki bu sayede deprem anında ne yapacağınızı net şekilde öğrenmiş olursunuz. Bunlar bilinçlenme açısından oldukça önemli şeyler ve özellikle çocuklara erken yaştan itibaren aşılamaya çalışıyoruz” diye konuştu.

KOORDİNASYON İYİYDİ

İzmir depreminde çokça konuşulan; arama kurtarma ekiplerinin birbiriyle yarış içinde oldukları yönündeki iddialara da cevap veren Ergut, “Biz 25’inci yılımızdayız ve misyonumuz arama kurtarma çalışmaları ve bilinçlendirme seminerleri yapmak. Büyük afetlerde koordinasyon zaten tamamıyla AFAD’da oluyor. Son 3-4 yıldan beri tüm arama kurtarma ekiplerinin hepsi çok koordineli şekilde çalışıyor. İzmir İtfaiyesi’nden Jandarma Arama Kurtarmaya, AKUT’tan AFAD’a kadar herkes koordineli çalışıyor. Bizler sahaya gittiğimizde hiçbir şeyi düşünmüyoruz; tek düşüncemiz bize o an ihtiyacı olan canlıya bir an önce dokunabilmek. Bu yüzden de farklı ekiplerle bir çalışma yapıldığında tek bir dili konuşabilmek oldukça önemli. İzmir’de de koordinasyon açısından ekipler çok ama çok iyiydi. Biz AKUT olarak da herhangi bir kazazedeyi ya da cenazeyi çıkarırken asla medyaya poz vermedik. Her kazazedenin veya cenazenin bir mahremiyeti vardır” ifadelerini kullandı. Öte yandan Ergut, İzmir’de en çok enkaz bölgelerine gelen kalabalıktan dolayı sorun yaşadıklarını kaydederken özellikle üçüncü günden sonra bölgenin bir afet turizmine döndüğünü, hatta o dönemde İzmir’deki Kovid-19 vaka sayılarının da oldukça arttığını anımsattı.

HER AN HAZIRIZ

Büyükşehir, Bayraklı, Torbalı, Konak, Karabağlar, Bornova gibi belediyelerden çokça destek gördüklerini de aktaran Ergut, “İhtiyaçlarımızı hep sordular. Bu anlamda hepsine bir kere daha teşekkür ediyorum. Belediyelerimizden çok memnunuz. Onların varlığını hissetmek çok önemli. Umarız bir daha böyle acılar yaşanmaz ve bizlere hiç ihtiyaç olmaz ama eğer olursa da elimizden geleni yapmak için her an hazırız. Öte yandan şunu da söylemeliyim; biz gerek yurtdışında gerekse Türkiye’de pek çok farklı noktada arama kurtarma faaliyetlerinde yer aldık ama İzmir’deki gibi bir bütünlük hiç görmedik. İzmirli yurttaşlar her türlü ihtiyacımız için elinden gelenin fazlasını yaptı, manevi olarak da çok fazla destek oldular. Farklı illerden gelen ekipler de ‘Biz daha önce böyle bir dayanışma görmedik’ dediler. Biz de İzmirli bir ekip olarak çok duygulandık, onurlandık. İzmir gerçekten farklı bir şehir. İzmir ekibi olarak biz de aslında depremzedeydik, bu yüzden çok farklı duygular yaşadık ancak enkaz üstüne çıkınca her şeyi unutuyorsunuz tabii. Sadece yıllar boyunca aldığınız eğitimleri, sahada uygulama aşamasına geçiyorsunuz. Duygu dolu çok fazla anlar yaşıyoruz ama aldığımız eğitimler sayesinde hem fiziksel hem de psikolojik olarak kendimizi ayakta tutabiliyoruz” açıklamalarında bulundu.

Her vatandaşın mutlaka en az bir alanda gönüllü olarak çalışması gerektiğini ve sorumlu yurttaş bilincinin çok önemli olduğunu da anlatan Ergut, bu işi gönüllü yapıyor olmanın herkesi çok fazla etkilediğini söylerken AKUT içinde doktorundan savcısına, pilotundan öğrencisine kadar toplumun her kesiminden yurttaşların yer aldığını ifade etti.

GÖNÜLLÜ BULMAK ZOR

İzmir depreminin ardından sadece İzmir’den bin kişinin gönüllü başvurusu yaptığını açıklayan Ergut, “Bu bin kişi içinden geriye sadece 60 kişi kaldı. Aslında bu sayı da bizim için çok önemli. Çünkü yurttaşlarımızın, yaşam standartları nedeniyle zaten çok fazla sorumlulukları olduğu için bu tür yerlere zaman ayırabilecek gönüllüleri bulmamız da ciddi anlamda çok zor oluyor. Bu işi gönülden yapmak gerçekten çok önemli ve bir kere bir cana dokunduğunuz zaman da bu işten bir daha vazgeçemiyorsunuz zaten” dedi. Ayrıca, gönüllü olmak isteyen birçok kişiden ‘fiziksel olarak güçlü değilim’ şeklinde bildirimler aldıklarını da aktaran Ergut, “Bizim çok ama çok geniş bir organizasyon şemamız var. Bu yüzden de bazen bir su dahi getiren gönüllüye ihtiyaç duyuyoruz. O nedenle de gönüllü olmak isteyen herkes bunu göz önüne alsın. Kimsenin gözü korkmasın; ulaşımcısından lojistikçisine, sağlıkçısından insan kaynaklarına kadar çok farklı alanlarda herkese ihtiyacımız var. AKUT’ta yer almak sadece enkaz üstünde çalışmak anlamına gelmesin” diyerek sözlerini noktaladı.

Editör: Haber Merkezi