DERLEYEN: MİHRİCAN CANDEMİR / İZ GAZETE - Doğan Beyazgül ile Özgür Yorum programının konuğu Avukat Atalay Aksay oldu. Aksay 21-22 Ekim’de İzmir Barosu’nda gerçekleşecek olan seçim ve adaylara dair konuştu. Çıkarılan Sansür Yasası hakkında da konuşan Aksay, CHP’den Memleket Partisi’ne geçen ve daha sonra AKP’ye geçen Mehmet Ali Çelebi’nin yaptığının etik olmadığını ifade etti.

Seçime girecek olan adayların, gruplarından çok kişisel özelliklerinin ön plana çıkmasından dolayı renkli bir seçimin olacağını belirten Av. Aksay, “Seçime gireceğini söyleyen şu an 5 aday ve 4 grup var. Ben şöyle nitelendiriyorum; bölünen Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu Adayı Ali Barış Aycan, bölen Cumhuriyetçi Adayı Avukat İlke Erol, bu sene ilk defa seçime katılacak olan Avukat Haklar Grubu Başkan Adayı Hüseyin Karakoç, mevcut yönetimdeki Çağdaş Avukatlar Grubu’nun Adayı Sefa Yılmaz ve bir de Mücadeleci Avukatlar Grubu Avukat Tacettin Çolak. 5 aday seçime giriyor. Ali Barış Ercan’ın önderliğindeki grup ‘ön seçim yapıp tek aday girelim’ diye çağrıda bulundular. Diğer grup ise olumlu yanaşmadı. ‘Genel kurula kendimiz gireceğiz’ dediler. Ön seçim çağrısına geri dönüş yapmadığı için bölen Cumhuriyetçi Avukat diye nitelendiriyorum. Sefa Yılmaz’ın baro geçmişi olduğu için bir tecrübesi var. Ali Barış Ercan ise grubun her seçiminde aktif rol alan genç ve dinamik birisi. İlke Hanım daha çok sivil toplum örgütlerinde çalışan birisi. Baro kültürüne biraz daha uzak ve o da kendini kadın aday olarak öne çıkarıyor. Çok renkli bir seçim olacağını düşünüyorum. Çünkü gruplardan ziyade adayların karakterleri ön planda. Genç seçmenlerin çoğunlukta olduğu ve tercihi gençlerin yapacağı bir seçim olacak” şeklinde konuştu.

‘FARKLI OLACAĞINI SANMIYORUM’

Avukat Hakları Grubu Başkan Adayı Hüseyin Karakoç’un söylemlerinin gençleri harekete geçirici bir özelliği olduğunu söyleyen Aksay, “Seçimde bin oy barajını geçerlerse Avukat Hakları Grubu için başarılı diyebiliriz. Fakat altında kalırlarsa bir sonraki seçime girmeleri zor. Benim için en renkli avukat ise Tacettin Çolak. Ömrünü mücadeleye adamış, sempatik, mücadele gönüllüsü, her eylemde yer almış birisi. Gerçekten kendi hayatının bir kelimeyle özetini yaparak grubunun adını kurmuş; Mücadeleci Avukatlar Grubu. Özelikle Tacettin Bey’in renkli seçim çalışmaları var. Ben açıkçası çok farklı olacağını sanmıyorum. Bugüne kadar sanki bir tık mevcut yönetimdeki Çağdaş Grubu’n biraz daha önde olduğu görünüyor. Bir haftada neler değişir göreceğiz” diye konuştu.

‘YENİLERİN ŞANSI YOK’

Seçimin sadece iki grup arasında geçeceğini ve bunun grupların kemik kadrolarının olmasından dolayı olacağını belirten Aksay, “Yeni katılanlar çok iddialı olsalar da mevcut iki grubu kemik üyeleri olduğu için yeni gelenlerin pek şansı yok. Bu seçim gönül isterdi ki çok daha mücadeleci isimler arasında geçsin. Fakat bu seçim Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu Adayı Ali Bey ve Çağdaş Avukatlar Grubu’nun Adayı Sefa Bey arasında geçecek gibi görünüyor. Gençler bunu değiştirebilir. Gençlerin iradeleri sandığa yansırsa benim dediklerim değişir. İzmir Barosu vatandaşlar için deniz feneridir. Erken uyarı sistemidir. Bu adayların hepsi de bu tanıma uyuyor. Hangi aday başkan olursa olsun hepsi mücadeleci özelliğini taşıyor” şeklinde konuştu.

‘LİYAKATSİZ, SİYASİ BİR ATAMA’

Avukat Atalay Aksay, Metin Feyzioğlu’nun KKTC’ye Lefkoşa Büyükelçisi olarak atanması hakkında liyakatsiz, siyasi bir atama olduğunu ifade etti. Kulislerde ‘Bizi Metin Feyzioğlu böldü’ diye söylem dolanıyor. Fakat böyle bir şey yok. O zaman ayrışma sebebimiz referandum sürecinde Hayır Kampanyası’nın desteklenmesi gerektiğiydi. Anayasa’nın değişmesinin ‘Tek Adam Rejimi’ne gideceğinden dolayı hepimiz için özgürlüklerin sınırlanması olacak’ demiştik. Anayasa değişirken ‘Baro da bu kampanyayı yapmayacaksa, vatandaşa anlatmayacaksa kim anlatacak?’ dedik ve aktif rol almaya çalıştık. Bizim ayrışma sebebimiz Metin Feyzioğlu değildi. Biz Hayır Kampanyası’nı daha sesli söylememiz gerektiğini söylerken bazıları bu görüşün tersini savundu. Burada bir ayrışma oldu. Feyzioğlu’na verilen bir ödül bu. ‘Bunun bedelini zamanında ödedim şimdi sefasını süreceğim’ diyor” şeklinde konuştu.

‘EYLEMLER YAPILMALI’

Barolar Birliği’nin daha etkili olması gerektiğini söyleyen ve sandık güvenliği hakkında uyarı yapan Aksay, “Barolar birliğinin örgütlenme görevi var. Sadece basın açıklamaları oluyor. Eylemler de yapılmalı. Bugün açıkçası daha etkili söylemi olan bir Barolar Birliği bekliyordum. Sadece basın açıklamaları var. Başka yerde görmüyoruz. Barolar Birliği Başkanı’nın konuşması ekranlarda engellendi. Geçmiş dönemlerde Barolar Birliği sandık görevlerinde temel aktörlerdi. Umarım 2023 seçiminde bu misyonu layığıyla yerine getirir. Sandık güvenliği için vatandaşların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Bu sefer atı alan Üsküdar’a yaklaşmasın artık” diye konuştu.

‘ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ SINIRLANDIRILIYOR’

Çıkarılan sansür yasası hakkında da konuşan Aksay, yasanın özgürlüğümüzü engelleyeceğini dile getirdi. Sansür yasasının çıkarılmasının doğru olduğunu ifade eden Aksay, “Kişi verisinin artık elden ele dolaşıp mal haline geldiği bir dünyada yaşıyoruz. Aslında çıkan yasa en çok neredeyse hükümet yanlısı yayın yapan kanalları etkileyecek. Çünkü gerçeğe aykırı bir bilginin, özellikle iç ve dış güvenliği tehdit edici, kamuoyunu olumsuz etkileyecek bir bilgiyi yaydığınız zaman o bilgiyi yayan 1 yıldan 3 yıla varan hapis cezasına çarpıtılır. İyi tarafları dijital gazetelerde çalışanlar da basın mensubu olarak nitelendiriyor. Basın kartı vermenin yolunu açıyor. Bugün konuştuğumuz her şey savcılığın denetimi altında ve dijital yayınlarda bunu saklayacaksın diyor. Bizim dijital yayınlarla ulaştığımız özgürlüğü, cam tabanla sınırlandırıyor. İyi şeyler var evet ama sopayı hangi elin tuttuğu önemli” şeklinde konuştu. Ayrıca dijital platformların insanlar üzerindeki etkisinden de bahseden Aksay, “Dijital platformlar, geleneksel medya organlarından daha aktif ve bu platformların seçimlere yön veren bir özelliği var. Muhalefetin söyleyecek çok sözü varsa bu söylemleri limitlemek de iktidarın işine geliyor. Dolayısıyla şu an söz söylenecek alanların sınırlandırılmasıyla karşı karşıyayız. Neye göre yanlış dersek iktidara göre yanlış. Bu yasa önümüzdeki 6 ay canımızı çok sıkacak” dedi.

'YAPTIĞI ETİK DEĞİL’

CHP’den Memleket Partisi’ne geçen ve daha sonra AKP’ye katılan Mehmet Ali Çelebi’nin yaptığının etik olmadığını ifade eden Aksay, “Herkes Mehmet Ali Çelebi’den alacaklı. Yaptığı doğru ve etik değil. Bu da hep aynı yere geliyor. Maalesef ülkede şiraze kaçtı. O kadar söyleminden sonra AKP’ye geçmesini etik bulmuyorum. Mutlaka siyasete etik yasası gelmeli” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi