Gizem TABAN/İZ GAZETE- Türkiye çocuk istismarına ilişkin davalarla sarsılırken Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda kabul edilen 4. yargı paketinde yer alan cinsel istismar, kasten öldürme, işkence gibi katalog suçlar için ‘somut delil’ şartı aranması tartışma yarattı. Türkiye kamuoyunun vicdanını yaralayan Elmalı Davası’nda; öz anne ve üvey babasıyla birlikte yaşayan 6 ve 9 yaşlarındaki iki kardeşin cinsel istismara maruz kaldığı, çocukların ifadeleriyle ve adli tıp raporlarında tespit edilmesine rağmen sanık anne ve üvey babanın tutuksuz yargılanması kararına da tepkiler sürüyor. Yaşanan gelişmelerle ilgili adalet sistemine eleştiriler yöneltilirken çocuğa yönelik istismarın önlenmesine ilişkin yeterli yasal düzenlemelerin olmadığı yönündeki görüşler de kamuoyunda yüksek sesle dillendiriliyor. Elmalı Davası ve çocuk istismarının önlenmesine yönelik İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Çocuk Hakları Merkezi Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Gamze Karaoğlu ile Ulusal Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği (UCİM) İzmir İletişim Koordinatörü ve İhbar Avukatı Zeynep İrem Durmaz İz Gazete’ye açıklamalarda bulundu. 


‘SERBEST KALMALARI İÇİN GEREKÇE YOK’
UCİM olarak Elmalı Dosyasının başından beri takipçisi olduklarını belirten UCİM İzmir İletişim Koordinatörü ve İhbar Avukatı Zeynep İrem Durmaz, “Dosyada adli tıp raporları var. Çocukların beden muayenesinde istismara uğradıklarına dair somut bulgular var. Bu çocuklar defalarca dinlendi, yaşadıklarını defalarca anlattılar. Sanıkların serbest kalması için hiçbir gerekçe yok” ifadelerini kullandı. 
‘SOMUT DELİL’ ŞARTINA TEPKİ
Adalet Komisyonu’nda kabul edilen 4. yargı paketinde yer alan cinsel istismar, kasten öldürme, işkence gibi katalog suçlar için ‘somut delil’ şartı aranmasına yönelik de konuşan Avukat Durmaz, “Elmalı’nın bu kadar gündeme gelmesinin sebebi aslında 4. Yargı paketi… Çünkü, tüm bulgulara rağmen tutuklu yargılamalar oldukça zor gerçekleşirken kuvvetli suç şüphesinin yetersiz görülüp dosyada somut delil aranması; çocuk istismarında tutuksuz yargılama yapılmasına şahit olmamıza ve daha çok beraat kararı görmemize neden olacak” diye konuştu
‘İSTİSMARCILARA CESARET VERİYOR’
Söz konusu yargı paketindeki düzenlemenin istismarcılara cesaret verdiğini vurgulayan Durmaz, “Bu, henüz mecliste kabul edilmiş bir yasa hükmü olmamasına rağmen istismarcılar bu düzenlemeden cesaret alıyor. Bu düzenleme eğer yasalaşırsa bizi çocuk istismarı dosyalarında çok daha zor günler bekliyor. Bu yanlıştan dönülmesi gerekiyor” dedi.
‘ÇOCUK MAHKEMELERİ KURULSUN’
Çocuk İhtisas Mahkemelerinin kurulması gerektiğinin altını çizen Durmaz, “Çocuklar soruşturma aşamasında çocuk izlem merkezinde dinlenmeli, kovuşturma aşamasında eğer çocuk izlem merkezindeki ifadeler yeterli görülmüyorsa, adli görüşme odalarında dinlenmeli. Biz hala çocukların mahkeme salonlarında çocukla nasıl diyalog kurulacağını bilmeyen hakimlerin, savcıların, avukatların önünde ifadelerinin alındığını görüyoruz. Bu çocuklar yaşadıkları istismarı tekrar tekrar anlatarak örselenmiş oluyor. Bu, yargılama içerisinde yapılan en büyük hatalardan biri. Ayrıca, mutlaka çocuk ihtisas mahkemeleri kurulmalı. Orada, pedagojik eğitimden geçmiş, çocuk ruh sağlığından anlayan avukatlar, hakimler, savcılar görev yapsın” açıklamalarında bulundu. 


‘YAYGINLAŞMASINA NEDEN OLUR’
İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Çocuk Hakları Merkezi Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Gamze Karaoğlu da 4. yargı paketinde yer alan katalog suçlar için ‘somut delil’ şartı aranması hakkında şunları söyledi: “Somut delilin aranması bizim için çok sıkıntılı bir durumun önünü açıyor. Zira her zaman söylediğimiz gibi istismar dosyalarında, istismar soruşturmasının başlatılması için mağdurun beyanı esastır. İddianamenin düzenlenmesine kadar yapılacak değerlendirme ve toplanacak deliller elbette verilecek kararın temeli olmalı ancak fiilin soruşturulması ivedilikle başlamalı. Kimi zaman maalesef somut delilin elde edilebileceği süre dahi geçmiş yahut çocuk fiilin suç olduğunu yeni idrak etmiş olabiliyor, böyle durumların da göz ardı edilmeden ve mağdur çocuğun hem hukuki hem de psikolojik gereksinimleri değerlendirilerek karar verilmeli. Aksi halde istismarın yaygınlaşması yanında mağdur çocukların güvenliğini de sağlayamamış oluruz.”
‘CAYDIRICILIK ÇOK ÖNEMLİ’
İstismar ile ilgili yasal düzenlemelerde en temel problemin; esasen uygulayıcı ve karar verici merciilerin mevcut düzenlemeleri içselleştirememiş ve fail odaklı bir bakış açısı sergilemesi olduğunu söyleyen Avukat Karaoğlu, “Birey, çoğu zaman eylemin niteliğini bilerek hareket ederek ve kasıtla eylemi gerçekleştiriyor. Bu bakımdan önleyici kanun mekanizması ve caydırıcılık çok önemli. Yapılacak düzenlemeler yanında elbette belirttiğimiz gibi bu düzenlemelerin uygulayıcısı hakim ve savcıların da özellikle çocuk alanında hassasiyet taşıması ve alan hakimiyetinin olması mühim. Maalesef en büyük boşluğu ve zorluğu bu nedenle yaşıyoruz” diye konuştu.

‘TOPLUM ELİYLE TRAVMA’ 
Elmalı Davası’na ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Avukat Karaoğlu, “Maalesef günlerdir sosyal medyada ve basında çocukların yaşadığı olayı ve yargılamada toplanan delilleri, alınan beyanları en ince detayına kadar boy boy paylaşım ve yorum olarak görüyoruz. Bu artık dosyanın bizzat mağduru olan çocuklara aynı neviden mağduriyetler yaşayan başka çocuklara toplum eliyle yaşatılan travma haline geldi. Adalet mekanizmasının işlevsizliği ve bunun failler üzerindeki etkisi elbette ortada ancak durumun vahameti bu haldeyken biraz da durup çocuk adalet sistemi bakış açısıyla günlerdir fiilin, çocukların, faillerin ortaya bu kadar pervasız dökülmesinden uğranılan zararı düşünmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi