Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burcu Özbaran, çocuklarda yapılan zeka testi, gelişim testi gibi testlerin laboratuvar bulgusu olduğunu, asıl önemli olanın çocuğun detaylı psikiyatrik muayenesi ve çocuğun izlemi olduğunu ve süreç içinde anneden ayrılma bireyleşmesinin sağlanarak, “çocuğu dünyaya mezun edebilmek” olduğunu belirtti. Prof. Dr. Özbaran prematüre bebeklerin ruh sağlığı açısından riskler taşıyabildiğini ancak bu risklerin psikiyatrik takiple öngörülebilir ve çoğunun tedavi edilebilir riskler olduğunu belirtti.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Neonatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özge Altun Köroğlu ise pek çok prematüre doğan bebeklerin okul hayatlarının diğer çocuklardan farklı olmadığını belirtti ve bunun için alınması gereken önlemleri şöyle anlattı:

"Prematüre demek 37 hafta dolmadan dünyaya gelen bebek demek. Ortalama olarak 10 bebekten 1'i ülkemizde ve dünyada prematüre olarak dünyaya geliyor. Prematüre bebeklerin pek çoğu normal bir şekilde okula gidebiliyor. Yaşıtlarını yakalıyorlar. Ama okula başlamadan daha önceden büyük bir sorun fark edilmese bile görsel, işitsel bir etkilenmeleri var mı diye dikkat etmek lazım. Bu yüzden bebeklik döneminde yaptığımız görme ve işitme testlerini prematüre bebekler okula başlamadan önce de görmeyle ilgili bir kusurları var mı, işitme ile ilgili kusurları var mı diye tekrarlamak isteriz. Prematüre doğmak okula gidememek ya da başarılı olamamak anlamına gelmez. Prematüre bebekler de yaşıtları gibi okula gidebiliyorlar, çok da başarılı olabiliyorlar. Prematüre bebeklerin okul başarısını etkileyen başlıca faktörler doğum haftası, doğum ağırlığı ve yenidoğan döneminde beyni etkileyen hastalıklardır. Bu konularda prematüre bebek sahibi aileleri bilgilendirmek ve akıllarındaki sorulara cevap verebilmek için açılan çok güzel bir site mevcut. www.prematuredogmak.com bu adresten de prematüre bebek aileleri bilgilenebilir."

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burcu Özbaran ise erken doğan çocuk kadar annenin psikolojisine de dikkat edilmesi gerektiğini belirtti ve şunları söyledi:

"Prematüre çocuk sahibi olmak ilk başta aileler için daha çok kaygı, endişe, yorgunluk demek.. Ancak ailelerin devam eden kaygısı ve sadece prematüriteliğe odaklanması süreçte çocuğa zarar verebilir. Prematür doğan çocukların pediatrik izleminde bir gelişim testi, bir zeka testi yapılabilir ama önemli olan detaylı psikiyatrik muayenedir. Çocuğun psikiyatrik bir tanısı var mı, gelişimi normal seyrinde gidiyor mu, çocuğun aile içindeki konumu nasıl,  aile ilişkileri nasıl, anne babanın ruh sağlığı nasıl tüm bunlar değerlendirilmelidir. Zeka testi, gelişim testi sadece bir laboratuvar bulgusudur. Bunların yorumu psikiyatrik muayene ışığında değerli olur. Ailenin de değerlendirildiği psikiyatrik muayene önemlidir. 'Annenin hala anksiyetesi devam ediyor mu?' Çünkü bazı çocukların yenidoğan izlemi o kadar zorlu geçmektedir ki, annenin o dönemden kalan kaygılarına müdahele edilmezse uzun vadede çocuğun büyümesini ve ayrılma bireyleşmesini sekteye uğratabilir. Yani aileden ayrı bir birey olmasını engelleyebiliyor. Psikiyatrik, biyolojik süreçler dışında ailelerin ve çocuğun duygusal süreçleri de var. Çocuğu büyütebilmek, çocuğu kendi anneliğinden dünyaya mezun edebilmek. Bunlar da önemli. O yüzden gelişimine baktık, zeka testine baktık diye düşünerek bunlarla sınırlı kalmamak lazım. Ailenin içinde çocuğun yeri nasıl? Herhangi bir depresif bulgusu eşlik ediyor mu? Herhangi bir kaygı eşlik ediyor mu? Çocuğun becerilerini geliştirmesine anne ne kadar izin veriyor? Tüm bunlar değerlendirilmeli. O yüzden özellikle bazı çocuk ve ailelerin yenidoğan ekibinin yönlendirmesi ile ekipçe, bir çocuk psikiyatristi, erişkin psikiyatristi ile değerlendirmek önemli. Bizim Ege Üniversitesi’nde yapmaya çalıştığımız şey de bu. İzlemleri bu kadar başarılı yapmamızın nedeni ekipçe çalışmamız, çocuğu ve aileyi hem pediatrik hem psikiyatrik açılardan, bir bütün içinde değerlendirme yapmamız. O zaman biz zaten akademik hayatta karşılaşabileceğimiz olası güçlükleri daha erken yaşlarda öngörüp, gerektiği durumlarda erken tanı ve tedavi ile engelleyebiliyor veya koruyabiliyoruz.

Mesela "Bir dikkat eksikliği, hiperaktivite, otizm spektrum bozukluklarının, gelişimsel aksamaların ne kadar erken tanı alırsa o kadar yüz güldürücü sonuçlar verdiğini biliyoruz ve koruyucu ruh sağlığı ekibimizi daha kuvvetli kılıyoruz bu şekilde."

Prematüre bebeklerin ruh sağlığı açısından taşıdığı risklere değinen Prof. Dr. Özbaran bu risklerin psikiyatrik takiple öngörülebilir ve tedavi edilebilir riskler olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:

"Küçük yaşta dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, otistik belirtiler saptayabiliyoruz, şu an için prematürite ve otizm riskleri en çok araştırılan konular arasında, o yüzden yenidoğanda ruhsal takiplerin, psikiyatrik takiplerin de yapılması da, erken yaşta tanı konma ve uygun eğitimlerle iyileşmeye doğru yol alması açısından önemli. Okul zamanında bazı özel öğrenme güçlüğü belirtileri belirgin hale gelebiliyor. Bu tanı açısından da çocuğun eğitsel  yönden desteklenmesi, okul içi bireysel eğitim tedbirleri alınması çocuğun yüksek yararına oluyor.  O yüzden, prematür doğmuş bir çocuğu çok olumsuz şeyler bekliyormuş gibi düşünmemekle beraber, çocuğun desteklenmesi ve tedavisi mümkün psikiyatrik tabloların öngörülmesi onun okul hayatına çok daha kolay devam etmesini sağlıyor. Tabii her prematüre çocuğun okul sorunu olacak diye bir şey de yok. Hiçbir sıkıntısı olmadan normal gelişimini tamamlayan prematüreler de çok var. Ama pediatri takipleri gibi psikiyatri takiplerinin de sürmesi bazı şeyleri önleyebiliyor."

Prematüre bebeklerde emzirmenin uzun süre olamaması, anne ile yeterli temasın olamamasının da bazı sonuçları olabileceğini belirten Prof. Dr. Özbaran şunlara dikkat çekti:

"İlk yenidoğan dönemi anne ile temasın çok önemli olduğu, bağlanmanın çok önemli olduğu, ilk 6 ay bağlanmanın gerçekleştiği bir dönem. Ama neyse ki şu anki yenidoğan üniteleri bu açıdan çok insancıl, bebek dostu ve çok hassas. O yüzden anne ile temasın sağlanması için her şey yapılıyor ve bununla ilgili destekleniyor fakat yine de emme güçlükleri, anne sütü alma ile ilgili sıkıntılar daha çok görülen şeyler. Ayrıca annenin de ruh sağlığını bu süreçte iyi korumak lazım o yüzden mesela bizim ekibimizde bir erişkin psikiyatristi de var çünkü bebek doğuyor ama yenidoğan ünitesinde ve normalde olması gereken temas sağlanamadığı için annelerin ruh sağlığı da çok etkileniyor. Kaygı bozuklukları, depresif belirtiler olabiliyor. O açıdan bebeğin ruh sağlığı açısından annenin de desteği önemli."

Şu anda 17 yaşında olan ikizleri prematüre olarak doğan Ayla Savaş ise çocuklarının akademik başarısı ile ilgili hiçbir kaygı taşımadığını belirtti ve "Endişelerim daha çok sağlıklarıyla ilgiliydi, onun dışında bir endişem olmadı. Normal, ortalama bir eğitim hayatları olması için uğraştık biz. Endişelerim 2 yaşından itibaren kayboldu. Yaşıtlarının aileleri ne için endişeleniyorsa biz de onlar için endişelendik. Planlarını gerçekleştirmeleri için destek olmaya çalışıyoruz sadece. İkisi de meslek seçimlerini yaptılar. Uygun olursa biz de yardımcı olmaya çalışacağız" dedi.

İzmir'de Cihat Kora Anadolu Lisesi'nde öğrenci olan 17 yaşındaki Derin Savaş ise grafik tasarımcısı olmak istediğini belirtti. Okul hayatında herkesin zorlandığı kadar zorlandığını söyleyen Derin Savaş, bunun prematüre olmaktan kaynaklı bir zorlanma olmadığını da açıkladı.

Editör: Haber Merkezi