MTA eski mühendislerinden Dr. İsmail Kuşçu’ya, İzmir’deki deprem sonrası ne hissettiğini sorduk. “Ben o sözleri İzmir’de, karadan denize uzanan yeni bir fay bulduğumuzda söylemiştim. O fay 1668 yılından beri, 352 yıldan bugüne kırılmadı. O zaman kırıldığında İzmir yerle bir olmuştu. O fayın literatürdeki adı İzmir Fayı, 1668’de oldu son deprem ve İzmir diye bir yer kalmadı. Ki o zamanki binalar ahşap ve daha dayanıklıydı depreme, ona rağmen yerle bir oldu. Bugünü düşünemiyorum. İzmit Körfezi için de söylemiştik, kötü şeyler olacak, buralar yıkılıp gidecek, demiştik. Oldu. İzmir’e gittiğimde üzülüyorum, bir gün o dehşet sesle uyanacak İzmir. Epeyce bir zaman geçti. Belki de bu konuşma bitmeden, belki de yarın sabah mı olacak bilmiyorum. Ama olacak.”

İzmir, Gülbahçe ve Sığacık körfezleri arasında uzanan fayların deniz tabanında devam ettiğini tespit ettiklerini anlatan Kuşçu, “Şimdi daha çok korkuyorum. Çünkü kırılan benim sözünü ettiğim fay değil. Ben o sözleri İzmir’den geçen ve deniz uzantısını yeni bulduğumuz fay için söylemiştim. Bu fay 1668 yılından bugüne kırılmadı. 70 kilometre uzaktaki fay İzmir’i böylesine etkilediyse içindeki fayın kırılmasını düşünemiyorum. Aynı fay üzerinde 7 ve üzeri deprem oluş sıklığı 250 yılda bir. Ama 1668’den beri 352 yıl geçmiş, kırılmamış. Seferihisar kırılması İzmir fayını etkilemiş midir? Bu ayrıca incelenmelidir” dedi. (Aysel Alp- Hürriyet)

Editör: Haber Merkezi