İzmir Aliağa’da bulunan Gemi Söküm Bölgesi adı hep suçla anılır oldu! Tehlikeli atık miktar bildirimlerinin yalan yanlış yapılması, iş cinayetleri, kaçakçılık...

İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda yapılan bir Yerel Gündem 21 toplantısında Sahil Güvenlik helikopterinde görevli askerlerin yapmış oldukları konuşmalarından “...Gemi söküm ayağına ülkeye neler sokuyorlar neler. Kaçakçılık merkezi burası...” dendiğini hep beraber dinledik. Gemi sökümcüler de bu toplantıdaydılar, ses çıkmadı ve dava da açmadılar. Sükût nedendi?

Şimdilerde Mafya babalarından birisi, söküme gelen gemilerin tabanlarına uyuşturucu zulalandığını açıkladı. Tonlarca ve tonlarca uyuşturucu madde ülkemize buradan, gemi söküm alanından, söküme getirilen gemiler aracılığıyla sokulduğu iddiasını kimse reddetmedi. Orayı denetlemekle görevli ve yetkili olanlardan herhangi bir girişim olmadı. Savcılar da bu iddiaları ciddiye almamış olmalılar. Hiç olmazsa Gemi Söküm Sanayicileri Derneği bir açıklamayla yalanlasaydı bu iddiayı!

Gemi sökümünü denetlemekle görevli Ulaştırma Bakanlığı’nın başındaki kişinin oğluyla Singapur’da kumar masasında birlikte olan kişi Gemi Söküm Sanayicileri Derneği’nin başkanıdır. Bu kişi Binali Yıldırım Ulaştırma Bakanı olarak atandığı gün, Aliağa’da sabaha kadar havaî fişeklerle kutlama yapmıştır. Ulaştırma Bakanına “Binali Ağabey’im bakan oldu...” diyerek sevinç çığlıkları atan kişinin başkanı olduğu sektörü kim denetleyebilir ki?

Gemi sökümü bahanesiyle dünyanın baş edemediği tehlikeli atıklar buradan sokuluyor ülkemize. Asbestle ilgili yapılan yalan yanlış bildirimleri bunlara kanıttır. Kaçakçılık yapıldığını gazetelerde sıklıkla okuyoruz. Özellikle akaryakıt kaçakçılığıyla ilgili yapılan izlemeler sonucu suçluların yakalanması önemlidir.

Tehlikeli atıklar, uyuşturucu maddeler, silah ve insan kaçakçılıkları önemli ekonomik kaynaklar ve kazanç kapıları olmuştur.

Ülkemizin üçüncü büyük şehri İzmir’in merkezindeki Gaziemir’de gömülü olan tonlarca radyoaktif maddeler nereden girmiştir? Havayolu veya karayoluyla getirilmesi mümkün değildir. Limanlar delik deşiktir! Gemi söküm bölgesi denetlenememektedir. “Binali Ağabey” izin verir mi bilemem? Neden yedi yıl saklanmıştır bu radyoaktif atıklar? Kimler neden saklamışlardır? Nasıl bir siyasal güçleri vardı ki ortaya çıkartılamadı bu nükleer atık kaçakçıları? Kaynak ülke neresidir? Ülkenin başka yerlerinde de gömülü nükleer atıklar olabilir mi?

Mafya babası kadar ülkesini savunmak isteyen ve onun kadar cesaret sahibi olan bir görevli, yetkili veya savcı yok mu ülkemizde?

Gemi Söküm Sanayicileri Derneği’ne naçizane önerim, mafya babasının açıklamalarını yalanlayan, tehlikeli atık ticaretleriyle ilgileri olmadığını açıklayan bir bildirimde bulunmalarıdır. Böylelikle tüm şüpheleri üzerlerinden atabilirler.