Başlarının Belâda olduğu tehlikeli atıkları ve özellikle de nükleer atıkları tıkıştıracakları ülkeler arıyorlar. Somalili Korsanlar dediğiniz, batının nükleer ve diğer tehlikeli atıklarının avlandıkları denizlerine atılması sonucunda aç kalan yoksul Somalili balıkçılardır. Sırada Türkiye var!

Sinir uçlarını yokladırlar; İskenderun açıklarında radyoaktivite yüklü termik santral atıklarıyla yedi yıl bekleyen ve sonunda da batırılan İspanyol gemisi ULLA’yı  anımsıyor musunuz? Ya İzmir’in orta yerindeki Gaziemir’deki nükleer enerji santrali atığı Eu 152 ve Eu 154 radyoaktivite bulaşıklı atıklarını?

Nükleer santrali olmayan Türkiye’ye bu atıklar nereden girdi ve kimler soktu? Devlet biliyor ve yedi yıl saklanıyor! Bence gemi söküm giriş yeri olabilir. Nükleer enerji ile çalışan denizaltı sökülmedi mi orada? Bunu denetlemekle görevli olan Bakanlığın başındaki Bakanın oğlu bu Gemi Geri Dönüşüm Derneği’nin başkanıyla Kıbrıs’ta kumar masasında yan yana fotoğraflanmadı mı? Bu konuda neden açıklama yapılamaz; atık kaynağı ve Türkiye’ye giriş yeri ile sorumluları hakkında bilgi verilemez? Yoksa devletin bilgisi yok mu?! Ya yoksa! O zaman Türkiye nükleer çöplük olarak kullanılıyor ve yetkili, sorumlu kimsenin haberi yok demek değil midir? Biliniyorsa neden açıklanmıyor?

Şimdi de Nükleer Enerji Santrali temeli atıldı. Artık yasal olarak nükleer atıkların gömülebileceği nükleer çöplüklerimiz olacak!

Alternatif Nobel Ödüllü Fransız nükleer danışmanı ve Fukuşima nükleer felaketi konusunda yıllarca öncesinden uyarılarda bulunan Mychel Schneider’ı Fukuşima nükleer felaketinden üç ay sonra 5 Haziran 2011 Dünya Çevre Günü nedeniyle EGEÇEP olarak İzmir’de konuk etmiştik. Dünya basınının çok yoğun röportaj ve makale istekleri arasında EGEÇEP’in çağrılısı olarak İzmir’de bulunduğu sırada iki gün süresince evimdeki sohbetlerimizde, ‘Türkiye nükleer atıkların gömüleceği bir ülke olarak hazırlanıyor. Nükleer santrali çalıştırmanız mümkün değil, atıklarını gömecek ve nükleer teknolojiye yatırım yapmış zarar eden firmaların zararlarının giderilmesi için yatırımlar yaptırılacak Türkiye’ye’ anlamında konuşmuştu.

Yani, tehlikeli atık giderme tesisleri, dünyanın nükleer atıklar çöplüğü olma yolunda hızla yol alıyoruz!

Sessiz ve tepkisiz kalırsak gelecek nesillere bunun hesabı nasıl verilebiliriz ki?