Sonbaharın büyüleyici atmosferini evimize taşıyan Eylül ayının ilk haftasından herkese merhaba.

30 Ağustos Zafer Bayramı’nı tarihinin en kapsamlı festivaliyle karşılayan Dikili Kültür,Sanat,Emek ve Demokrasi Festivali’nde hem izleyici olarak hem de bildiğiniz Adalet Yürüyüşü Günlüğü kitabı ile konuktum. Adalet kainatın ruhudur . Adaletin olmadığı bir coğrafyada demokrasiyi tesis etmeniz mümkün değil. Yakın tarihlerde bu ülkede ,hem dünyanın hem de Türkiye’nin siyasi tarihine rekor olarak geçen, önderliğini CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yapmış olduğu,kiminin bedeniyle kiminin gönlüyle yürüdüğü 432 km’lik yolculuğumuzu ,haykırışlarımızı kaleme dökmüş, önsözünü yürüyüşün önderi Sayın Kılıçdaroğlu’nun yazdığı ve özel anılarıyla katkı koyduğu günce türünde bir eserle kitaplaştırmıştık. O günden bu yana Türkiye’nin dört bir yanında bu ülkedeki adalet arayışlarını nesilden nesile aktarılsın diye bu tarihi vesika ile yer almaya çalışıyoruz. Azalırken çoğalmanın duraklarından biri de Dikili oldu .Birbirinden değerli yazar,sanatçı, siyasetçi ve akademisyeni ağırlayan ,kentin en kapsamlı festivaline imza atan Dikili Belediyesi’nin bu etkinliğinin ana teması “ ADALET “ olmuş. Güne festival etkinliklerinden yoga gibi sağlık aktiviteleri ile başlayan yurttaş,akşam bu ülkenin geleceğini konuşmaya geliyordu. Kardeş Türküler’in notalarını ruhumuza ilikleyen muhteşem konserinden bir gün sonra binlerce Dikilili Rutkay Aziz üstadın “Adalet Sizsiniz” isimli oyunu ile buluştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Muharrem Erkek’in katılımıyla gerçekleşen , bu ülkenin geçmişinde, bugünde ve yarınında her daim haykıracağımız “Hak,Hukuk,Adalet “ temalı panel ve Anadolu Ateşi’nin enfes gösterisi final yaptı bu enfes festival. Ev sahibi Dikili Belediyesi’ni kutluyor ve teşekkür ediyorum.

Bu büyüleyici anlarda bizlerde yüzlerce Dikilili ile buluşmanın mutluluğunu yaşadık. Gecenin birine kadar suluhetle imza için bekleyen Dikili’nin o güzel insanlarının her birini burdan sevgiyle selamlıyorum. Yüreklerindeki ışığı gözlerine resmeden bu güzel insanları ile an’larımızı ölümsüzleştirdiğimiz yüzlerce anı eklendik yine güncemize.

Hele bir tanesi...Güneş gibi parlayan sarı saçları, bakmaya doyamadığım mavi gözleriyle geldi masama...Sıcacık gülüşüyle ve sevimli halleriyle kalbimi fetheden bu güzellik..

Henüz iki yaşında, aldı kitabı eline,uzattı bana usulca..Umudun diri kalsın der gibi sarıldı bana. Dakikalarca doyamadığım öpüp koklamaya..Sonra gece oldu ,açtım zaman makinemi ,bir kaç saat öncesine ..Tam da o anlara yolculuk ettim.Onu düşündüm. Ve onun gibi umudunu gülüşüne mühürlemiş yüzlerce çocuğu..

Gölgesinde soluklanacakları yerde yanan ağaçları, başlarını okşayacakken katledilen hayvanları...

Onlara mutlu ve huzurlu bir gelecek bırakmak için hayatları iki biçimsiz dudak tarafından rehin alınan yüzlerce aydını,

Ölenlerimizi...

Kalanlarımızı..

Umudu yeşertmek için azalırken çoğalanları...

Bir çift mavi göz...

Büyüyecek...Umudun tohumlarını onlar filizlendirecek...

Bugünlerimizi anlatacak ve aktaracaklar..

Bizlerde semada gururla izliyor olacağız...