AKP’li Büyükşehir ve Çiğli Meclis üyesi Hüsnü Boztepe, 22 Aralık tarihli yazıma, dün İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kürsüden ‘cevap’ verdi.

‘Cevap’ kelimesini tırnak içerisinde kullanıyorum çünkü Boztepe çoğu kez yaptığı gibi konuyu kişiselleştirip, meclisin de seviyesini düşürdüğü gibi, yazımda değindiğim, belli ki kendisini çok da kızdıran konulara değinmedi.

Burada okurlarımızdan özür dileyerek; bir kereye mahsus Boztepe’nin seviyesine inip; kendisinin ifadeleriyle cevap vermek istiyorum. Boztepe; belli ki İzmir’e henüz 6 yıl önce gelmiş olmama atıf yaparak, ‘Henüz yediği balıklar Sasalı’ya düşmedi’ gibi çirkin ifadeler kullandı. Ey Hüsnü Boztepe, tüm Çiğli şunu konuşuyor: ‘Yediğin içtiğin Sasalı’dan taşıyor!’

Gelelim, Boztepe’nin yalanlarına!

Hüsnü Boztepe, meclis kürsüsünden benim gazeteci geçindiğimi ama diğer taraftan da Selçuk Belediyesi’ne dezenfektan, tiyatro buluşması; Seferihisar Belediyesi’ne korona testi sattığımı iddia etti.

Boztepe beni, kendi şirketinden kendi bakanlığına, piyasanın üzerinde fiyatlarla dezenfektan sattığı için görevden alınan Eski Ticaret Bakanı AKP’li Ruhsar Pekcan ile karıştırmış olabilir (!)

Benim Selçuk Belediyesi’ne dezenfektan, Seferihisar Belediyesi’ne test sattığım külliyen yalandır. Boztepe’nin iddia ettiği gibi Selçuk Belediyesi’ne dezenfektan satmadım, hatta hakkımda çoook dedikodu duydum da, böylesine kuyruklu yalanı ilk defa Boztepe’den duydum. Belli ki Boztepe’yi bilgi konusunda da besleyenler, kendisini bu kez fena keklemiş. Bence onlara dikkat etsin.

Ve hemen Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel ve Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin’den de ayrı ayrı özür dilesin. Seferihisar Belediyesi’ne test kiti falan satmadım. Seferihisar’da memleketi AKP’nin nasıl bu hale getirdiğiyle ilgili söyleşiler yaptım. Seferhisar’da kamplara gönüllü katıldım, gençlerle gazetecilik atölyesi çalışması yaptım. Plaketim masamda duruyor. Selçuk Belediyesi’ne Tiyatro Festivali de satmadım. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla bu yıl Selçuk’ta yapılan Tiyatro Buluşması’na bundan önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da yoldaşlık ettim. Bu yıl Tiyatro Buluşması’nda bana ödül verildi, gittim onu gazetem adına gururla aldım. Hem de Türkiye’nin en önemli tiyatrocularından biri olan Orhan Aydın’ın elinden… Hem de Türkiye’nin en önemli tiyatrocularının önünde… Masamda gururla duruyor. Ödülü alırken yaptığım konuşmayı, Boztepe’nin ‘yandaş medya’ göndermesine bir cevap olarak buraya bırakıyorum. Linke TIKLAYARAK izler ve cevabını alır.

Daha birçok sendika, dernek, vakıf, kuruluş ve belediye ile onlarca yüzlerce iş yaptım. Boztepe gibi AKP’liler ve görevden alınan bakanları, pandemi kıskacında boğulan milyonlarca yurttaş üzerinden kasalarını doldururken, İzmir’de 7.5 saat süren bir dayanışma yayını yaparak, 2 buçuk milyon liraya yakın yardım toplanmasına öncülük ettim. Ben ve gönüllü onlarca yazar aydın gazeteci arkadaşım, hiçbirimiz beş kuruş almadık, plaket aldık; o da masalarımızda gururla duruyor. (YAYININ LİNKİNİ BURAYA BIRAKIYORUM)

Peki, sen 20 kişilik bir işletmeyi, hiçbir şey satmadan nasıl döndürüyorsun diye soracak olursa cevap vereyim: Yayınevim var, Boztepe kitap okur mu bilmiyorum ama kitap yayınlıyor, kitap satıyorum. Hatta kendi kitabım var, ikincisi de yakında çıkacak. Onu da satıyorum, Boztepe’ye hediye ederim isterse, biraz gerçek öğrenir!

Evet dergim var, şimdiye kadar 70’e yakın özel sayı hazırladım.

Gazetem var, hem de kamu bankalarından yüzde sıfır faizle kredi verilip aldırılanlarından değil, her gün bin bir yalanla çıkanlardan da değil. Aslanlar gibi bir genç ekiple gazete hazırlıyorum her gün ve gazete satıyorum.

‘Sorun değil ama yine de göstereyim’ diye elinde salladığı Çiğli Belediyesi’ne 2019 yılında kesilmiş fatura, Türkiye’nin en önemli tiyatrocularından birinin Çiğli’de gösterimi, imza günü, söyleşi ve yine aynı tiyatrocunun aynı oyununun bizim yayınevimizden çıkan kitabının alımıyla gerçekleşen 2 günlük dolu dolu etkinliğin faturasıdır. Yayınevimizin organizasyonudur.

Bilen biliyor, ben ve değerli ekibim, çok çalışıyoruz.

Ama Boztepe gibi yalan satmıyoruz.

***

Bir gazete nereden gelir elde eder? Gazete satışı ve özel-kamu reklamlarından… Boztepe, yandaş medyanın nasıl hepimizin cebinden çıkan vergiler ve şişirilmiş tirajlarla beslendiğini, tüpçülere sıfır faizle medya holdingleri satın aldırıldığını bilmez ya da bilmek istemez ama…

Şunu öğrensin; İzmir’in 30 ilçesinde bayilerde satılan, tekil satışta İzmir’in en çok satan 2 yerel gazetesinden biri olan, hatta moto-kuryelerin sabah 6’da tekil abonelere kapı kapı dağıttığı bir abonelik sistemi olan; bununla birlikte çokça sendika dernek ve belediyenin de ayrıca abone olduğu, toplam satış rakamı İzmir’in en yüksek yerel gazetesiyiz.

Boztepe bilmez ama; İzmir Büyükşehir belediyesi, Aziz Kocaoğlu döneminden bu yana, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ile yaptığı toplu iş sözleşmeleri kapsamında, çalışanlarına dağıtmak üzere birçok yerel ve ulusal gazete almaktadır. Hangi gazetelerin alınacağını, işçilerin sendikaları talep etmektedir. İşçilerin alınmasını istemediği gazeteler alınmamaktadır. Boztepe’nin yalan beyanlarını haberleştiren yandaş gazeteleri İzmir Büyükşehir Belediyesi ya da diğer belediyeler almıyor diye bozulmuş olabilir Boztepe. Şunu unutmasın, o gazeteleri zaten İzmirliler de almıyor.

Boztepe, ekmeğin kaç para olduğunu bilmediği gibi, gazetelerin ne kadar olduğunu da bilmiyor. Partisinin yanlış ekonomi politikaları nedeniyle artan döviz kurunun matbaa fiyatlarına ne kadar çok yansıdığını bilmek istemez muhtemelen. Anlaşılan hiç gazete de okumadığından yerel ve ulusal gazetelerin fiyatlarının bir anda 2 liralara, 2 buçuk liralara, 3 buçuk liralara çıkmak zorunda kaldığını, böyle giderse daha da artmak zorunda kalacağını anlamıyor.

Peki Boztepe, ne yapıyor bu konuşması ile?

Her zamanki gibi meclisi sulandırıyor.

Boztepe top çeviriyor.

Ortada kuyu var yandan geçiyor.

İlk yazımdaki hiçbir soruma cevap vermiyor. (İLK YAZIMIN LİNKİNİ DE BURAYA BIRAKIYORUM)

Soruların devamı gelmesin diye saldırmayı seçiyor ve ‘benimle uğraşmasınlar’ diye haber göndertiyor.

Kimseyle uğraştığımız yok; görevimizi yapıyor ve soruyoruz.

-Büyükşehir Belediye Meclisi’nde saldırgan, Çiğli’de süt dökmüş kedi olmanızın sebebi nedir, bu sebepleri Parti̇ il yönetiminiz, parti genel merkeziniz ve genel başkanınız Tayyip Erdoğan biliyor mu?

-Sasalı’ya işaret etmemden neden rahatsız oldunuz? Çiğli’deki AKP’li haritacı ile şahsi ve belediye ilişkileriniz var mıdır? Bu AKP’li haritacı arkadaşınız Çiğli Belediyesi’nin hangi işlerini ve ne zamandan beri yapmaktadır?

-Yukarıda iddia ettiğiniz dezenfektan ve test kiti alımlarını ispat edecek tek ama tek somut belge veriniz olsaydı kürsüden asıl onu göstermez miydiniz? Size bilgi taşıdığını iddia edenler sizi kekliyor olabilir mi?

-Yok öyle değilse yalan söylemeye utanmıyor musunuz?

-Yalanlarınızla ilgili bizden özür mü dilersiniz, mahkemede mi buluşmak istersiniz?