25 Eylül’de Kültürpark’ta İzmir Düşünce Topluluğu’nun Ekoloji Forumu gerçekleştirildi. Bazı eksiklerle yaklaşık 470 kişi kadar kişi forumu dinlemeye, fikrini paylaşmaya geldi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Çiğli, Karaburun ve Seferihisar Belediye Başkanları, CHP’li milletvekilleri Tacettin Bayır, Kamil Okyay Sındır, Kani Beko, Murat Bakan, Demokrasi Nöbeti’nin ilk gününü yarıda bırakıp gelen HDP’li milletvekili Serpil Kemalbay, çevre örgütleri, iklim grevinin İzmir örgütleyicileri Sıfır Gelecek ve Friday For Future iklim aktivistleri Ekoloji Forumu’nu izlemeye geldi.

Tunç  Soyer İzmir’de çok seviliyor. Öyle ki o başka bir toplantı gereği forumdan ayrıldıktan sonra katılımcıların bazıları da forumu yarıda bıraktı.

Soyer, konuşmasının başında foruma gelirken genç işsizlerin kendisine özgeçmişlerini bıraktığından üzülerek bahsetti. CHP’li vekil Bedri Serter  de gazetemize verdiği röportajta elinde 10 bin özgeçmiş olduğunu söylemişti. Soyer, konuşmasında, doğa talanının ekonomiyle de ilişkilendirerek, “Biz doğadan uzaklaştıkça, doğamız, toprağımız altın madenleri, enerji santralleri ve balık çiftlikleri ile kirletildikçe ekonomimiz bozuluyor.” dedi. Örneğin Manisa Soma’da hükümetin politikaları sonucu geçim kaynakları olan hayvancılığı bırakan köylüler madende çalışmaya başlamış ve sonları ölüm olmuştu.

Uygulanan politikalar, rant uğruna mahkeme kararlarına rağmen devam eden maden arama çalışmaları ekolojiyi geri dönüşü olmayan tahribata götürürken orada yaşayan halkın geçim kaynaklarını da elinden alıyor. Örneğin Bergama Kozak Yaylası köylüleri. Çok değerli olan çam ormanları köylülerin çam fıstığı gelirlerini bitirmek üzere.

Forumda İzmir’in çevre sorunları ayrıntılarıyla ele alındı. Örneğin Aliağa sorunu. Aliağa öyle büyük bir sorun ki, Foça Çevre ve Kültür Platformu Başkanı Bahadır Doğutürk, İzmir’in hava kirliliğinin Aliağa’dan kaynaklandığını açıkça dile getirdi. Bölgede rafine üstüne rafine açılırken, limanlar büyürken 30 yıla varan Aliağa çevre mücadelesi hala sürüyor.

Bu arada Aliağa’nın rafineleri büyürken Kyme Antik Kentinin kalıntıları dozerle sürüklendi. Para denen bela, öyle mühim ki sermayeler için, sürdürülebilirlik, ekoloji, canlılar… Bunların hiç önemi kalmıyor.

Forumda, Fridays For Future iklim aktivistleri de vardı. Soyer’den sonra söz alan Elif Çelikcan ve Deniz Küçükler, bir kez daha başka bir dünya mümkün dedi. Konuşmalarında çok hoşuma giden bir bölüm vardı. Elif ve Deniz iklim mücadelelerini ‘uğruna savaştıkları bir savaş’ olarak niteledi. Zaman değişiyor, dönemler değişiyor ama gençler mücadelenin hep başında oluyor. Evet artık tek bir beka sorunu var. O da dünyanın beka sorunu olan iklim krizi. 2000’lerde doğan gençler ömürlerinin sonunda dünyanın son zamanlarını yaşayacaklar eğer hükümetler krizle mücadele etmezse. Deniz ve Elif ‘yaşamak istiyoruz’ dedi konuşmasında. Hükümetler var olduklarından beri kendi zamanlarını kotarma çabası içinde. Ama dünya ölüyor. Yanlış politikaları yüzünden.

Gençler taraf değil, gençler söyledikleri gibi, uğruna savaştıkları kriz taleplerimizde ısrarcı olmazsak hepimizin sonunu getirecek. Yeğenim Arya yaşlılığında gıda güvencesiz olacak, yaşadığı şehri su basacak ve sığınacak başka bir ‘küçük mavi gezegen’i olmayacak.

Gençler bu yüzden Cuma günleri okula gitmiyor ve gitmeyecek de.

Forumdaki konuşmacılardan biri olan Altan Köse, Gezi’deki o sloganı hatırlatmıştı. Ben de hatırlatayım; “Ev kira semt bizim”